Bakan Yıldız: Uranyum zenginleştirilmesine dair bizim bir talebimiz yok

Enerji Günlüğü- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Enerji Yıldız, “Uranyum zenginleştirilmesinin Türkiye’de yapılmasına dair bizim bir talebimiz yok....

Enerji Günlüğü- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Enerji Yıldız, “Uranyum zenginleştirilmesinin Türkiye’de yapılmasına dair bizim bir talebimiz yok. Yani talep ortadan kalkınca arz da ortadan kalkmış olur. Bizim bununla alakalı bir talebimiz yok” dedi.

Bakan Yıldız, Japonya’dan Singapur’a giderken uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Yıldız, bir gazetecinin, Türkiye’nin Japonya ile imzaladığı nükleer enerji santralı anlaşması kapsamında uranyum zenginleştirme taahhüdü bulunduğuna dair Japon Parlamentosu’nda tartışmalar yaşandığını belirterek, bu konuyla ilgili görüşünün sorulması üzerine Japon Parlamentosu’nda görüşülen konunun, Türkiye ile imzalanan anlaşma olmadığını söyledi.

“SÖZ KONUSU ANLAŞMA BARIŞÇIL KULLANIMA İLİŞKİN”

Türkiye ile Japonya’nın, uluslararası anlaşmaların imzalanmasıyla ilgili statü farklılıkları bulunduğunu ifade eden Yıldız, “Bizde mekanizma nasıl, Japonya’da nasıl? Bunu biraz açalım; Türkiye’de hükümetlerarası anlaşma Meclis'ten geçmek durumunda. Şimdi bizde mesela bir bakan olarak ben bir evraka, uluslararası evraka imza attığımda onunla ilgili Bakanlar Kurulundan yetkilendirilmek durumundayım. Sayın Başbakanımız yetkilidir imza koymaya ama hükümetler arası anlaşma olduğu için biz bunu Meclis'ten onaylatıyoruz. Japonya’da ise başbakan yetkilidir ve aynı zamanda imzadan onaylamış oluyor. Meclis'e giden onlarda bu anlaşma değil. Bizde gidecek bu anlaşma meclise. Bunları bir kere ayırt etmemiz gerekir” diye konuştu.

Hem Japonya hem Türkiye’de Meclis'e gidecek anlaşmanın, Nükleerin Barışçıl Amaçlarla Kullanılmasına Dair Anlaşma olduğuna dikkati çeken Yıldız, “Biz her ülkenin bir nükleer iş yapacaksa onunla mutlaka önce bu anlaşmayı imzalarız. Rusya ile imzaladık, Avrupa ülkelerinden bir kısmıyla imzaladık, Çin ile imzaladık” dedi.

“DİREKT ZENGİNLEŞTİRMEYLE ALAKALI PROJEMİZ YOK”

“Nükleer yakıt elde etmeyle alakalı direkt zenginleştirmeyle alakalı bizim bir projemiz yok” diyen Yıldız, şunları kaydetti:

”Nükleer santralla alakalı ancak nükleer yakıt elde edilmesiyle alakakalı farklı safhalar var. Bu safhalarda bulunmak istiyoruz. Yani Türkiye nükleer teknolojisini, yerli sanayide geliştirirken bir yandan da bazı teknolojileri de almak durumunda. Bakın zenginleştirme ayrı bir şey. O yakıtı zengileştirmiş 5 artı 1 ülkeler var. Amerika, Kanada, Rusya gibi ülkeler. O ülkelerin zenginleştirdiği yakıtın, yakıt fabrikaların kullanılması ve onların elde edilmesiyle alakalı kurvize toz bir şey. Biz onları kurmak istiyoruz. Bir de bu yakıtların elde edilmesiyle alakalı Türkiye’den uranyum çıkması halinde bunlarla alakalı bir şeye girmek istiyoruz, bir işlem olsun istiyoruz. Bunu Fransa yapabiliyor, Fransa ile böyle bir şeye girebilir miyiz, buna bakıyoruz. Bunların ne kadar stratejik, bunların ne kadar sıradan işler olup olmadığından bağımsız olarak bizim için nükler santralin hangi aşamasında bulunuyorsak bulunalım bu bizim için önemli. Biz bunu yapmak istiyoruz.”

“NÜKLEER YAKIT ELDE ETMEKLE ALAKALI HERHANGİ BİR KAYGIMIZ ENDİŞEMİZ YOK”

Yıldız, başka bir gazetecinin “Biz nükleer yakıt mı üretmiş olacağız” sorusu üzerine, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu önemli bir şey. Orada kesinlikle yokuz. Alınmış önceden bir karardır. O anlaşma şunu söylüyor; İran ile olan tartışma neydi? Dünya ülkeleri, ‘bir nükleer santral kurmuşsanız bunun nükleer yakıtını biz veririz, istediğiniz zenginlik oranında biz veririz, sizin üretmenize gerek yok. Ben verdiğim halde sen üretiyorsan burada bir art niyet arıyorum’ diyordu ve İran’a önceden terminini vermek kaydıyla ben 10 ay sonrasına şu kadar miktarda nükleer yakıt almak istiyorum demeniz yeterli olur, diyordu. Onun hazırlıklarını yapacaklardı. Yapılan şu anda işlem bu." 

Türkiye'nin nükleer yakıt bulmayla alakalı herhangi bir sıkıntısı olmayacağını belirten Yıldız "Kaldı ki bu santrali işletecek olanlar öncelikle nükleer yakıt tedarik etmek durumundadırlar. O yüzden bizim nükleer yakıt elde etmekle alakalı herhangi bir kaygımız endişemiz yok. Kaldı ki biz NATO ülkesiyiz, BM ülkesiyiz, uluslararası birçok anlaşmanın tarafıyız. Bizim öyle kaygımız endişemiz, olmaz” dedi.

“10 YILLIK HAZIRLIĞIMIZ NÜKLEER SANTRALLERİN YAPIMIYLA ALAKALI”

Bakan Yıldız, nükleer enerji santralını inşa ederken tamamını yerli yapma imkanına sahip olmadıklarını belirterek, “Güney Kore buna 25-30 yılda ulaşmış. Biz 3’üncü santralin belli bir bölümünde, belli oranında artık bizim üretimimizin olması lazım. O yüzden önümüzdeki 10 yıllık hazırlığımız, tamamen nükleer santrallerin yapımıyla alakalı, teknoloji geliştirmeyle alakalı, sanayileşme alakalı. Japonlar ile bunları da konuştuk. İnsan kaynakları konusu var. Nükleer mühendisler, fizikçiler, bugün aynen uyduda olduğu gibi” şeklinde konuştu.

İnsan kaynaklarını yetiştirmek için Japonlarla teknoloji üniversitesi ve Ar-Ge merkezleri kuracaklarını anlatan Yıldız, şöyle devam etti:

“Japonlarla beraber bunların hepsi adım adım yapılmak zorunda. Üniversitelerle iş birliği yapacağız. Şu anda üniversitelerde iş birliği yapacak yer yok. Öyle bir şey ki yüzme dersi veren ancak havuzu olmayan hocalar gibi. Yüzme dersini teorik olarak veriyor ama herhangi bir uygulama alanı yok. Biz nükleer santrali yaparsak üniversiteleri de aktif hale getirmiş olacağız. Şu anki bizim geldiğimiz nokta daha doğrusu hedeflerimiz var. Bu doğru hedeflerimize ulaşmak için projelerimizi sabırla uygulamamız lazım. Bunun ilk üç yıllık zamanı projelendirme, lisanslama, izinler, zemin etüdleri yani hiçbir şey yok gibi üç yılı görürsünüz. Bunların imalatları ondan sonra başlıyor ve tamamen artık bina yükselmeye başlar. Mesela bir kubbe demir donatı sistemi var. Kap dedikleri yani asıl kor tabakasının üzerinde yuvarlak bir beton kap vardır. Onun kalıplama sistemi dahi ayrı bir teknoloji, bizde o uygulanmıyor. Biz mesela o kalıpla alakalı teknolojiyi alacağız. Nedir o? Yukarıdan demir donatıları getiriyorsun, aşağıdan gerdiriyorsun ve gerdirmeli beton oluyor, uçak çarpsa bile içeri gömülmüyor. 120 santim kalınlığında bir duvar. Şimdi bunların her birisi teknolojik konular. Şu anda bizim için uygulanmamış ama inşallah 2-3 yıl içinde uyulanma alanı bulan yerler. O yüzden sabırla bunları yapacağız ve Türk mühendislerine kazandıracağız.”

YURT DIŞINDAKİ BEYİNLERE ÇAĞRI 

Bakan Yıldız, insan kaynakları yetiştirmek için yurt dışında önemli çalışmalar da yapıldığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Şu anda 600 mühendisimiz Rusya’da eğitim görecek. Bu çok önemli bir rakam. Eğitim görenler arasında yurt dışında üniversite düzeyinde olan da var buna devam edecek olan da var. Şu anda bizzat okuyan var. Yurt dışından doçentler, profesör arkdaşlar var, çok değerli beyinlerimiz var ama biz bunlara gelin diyemedik şu ana kadar bundan sonra gelin diyeceğiz. Gelin biraz da ülkeniz için bulunun diyeceğiz. Onları ben haksız görmüyorum, kendi dallarında yurt dışında bulundular, kendi dallarında şimdi yurt içinde bulunacaklar.”

Yurt dışındaki Türk bilim adamlarına, yurda dönüş yapmaları için cazip teklifler sunulup sunulmayacağı yönündeki soruyu da yanıtlayan Bakan Yıldız, “Kesinlikle sunulacak. Biliyorsunuz nükleerle alakalı bir genel müdürlük kuruyoruz. Şu ana kadar nükleerle alkalı bir genel müdürlük yoktu. Niçin? Aktif hale gelmediği için. Şimdi bu aktif hale geliyor. Yanlız ufak bir problem çıktığında, ‘ya ne oldu bu işler yattı mı’ diyoruz basın olarak. Büyük işlerin tehditleri bitmez. Biz onları fırsata çevirmek icin çalışacağız. Bazen sıkıntı olacak, o sıkıntıyı gidereceğiz. Herhangi bir ümitsizliğe kapılmak yok” ifadelerini kullandı.

“JAPONLARDAN TEŞVİK TALEBİ GELMEDİ”

Bakan Yıldız, başka bir gazetecinin “Petersburg’da, Rusya Devlet Başkanı Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nin yapımının stratejik teşvik kapsamına alınmasını istemişti. Japonlardan da böyle bir talep geldi mi” şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:

“Hayır gelmedi. Bizim stratejik yatırımları teşvik kapsamına alabilmemiz için tarife değişikliği yapmamız gerekiyor. Yani terazinin karşı kefesine ağırlık atıyorsun, onların dengelenmesi lazım. Anlaşmalar, tarafları olan metinlerdir. Hiçbir anlaşma ideal ve herkesin çok memnun kaldığı metinler değildir. Bütün anlaşmalar böyledir. Bizim müzakere ekibimizin de bu arada çok iyi olduğunu söylemem lazım. Enerji Bakanlığı çok güzel bir ekip yetiştirdi. Bu müzakerelerle alakalı yurt dışı müzakerelerle alakalı çok tecrübeli ekip var. Her alanımızın bu kadar iyi olduğunu söyleyemem. Mesela açıkça söyleyim, ben bizim yerli üretimle alakalı tribün, jeneratör kısmıyla alakalı kurulmuş olan genel müdürlüğümüz hala istediğimiz hedeflere ulaşamadı. Ben bunu söylemek zorundayım. Kendimizi daha başarılı kılmamız şart. Gelişen Türkiye’nin büyüyen Türkiye’nin o hızına ayak uydurması şart. O yüzden geri kalanları da toparlayacağız.”

UYGULAMA ANLAŞMALARININ HAZİRAN’A KADAR TAMAMLANMASI HEDEFLENİYOR

“Japonya’da dünkü görüşmelerde nükleer enerjiyle ilgili anlaşmada sona gelinmesini bekleyenler vardı. Biraz daha yakın mıyız sonuca” şeklindeki soruyu da yanıtlayan Yıldız, şunları söyledi:

“Şimdi 3 safhadan oluşuyor. En son Japon Başbakan Abe, 29 Ekim’de Ankara’ya geldiğinde ev sahibi anlaşmalarında mutabakatına vardıklarına dair bir bildirgeye imza attılar. Yani ilk iki safha önemli ölçüde bitti. Şimdi şirketlerle uygulama anlaşmaları var. Bunu 6’ncı aya kadar bitireceğimiz kanaatindeyiz. Çünkü kamu orada devreden çıkıyor, özel şirketler Mitsubushi gibi firmalar devreye giriyor. Bu sefer onlarla oturacağız, bunları yapacağız. Ben orada da bir sıkıntı çıkacağı kanaatinde değilim. Ama her bir anlaşma dediğim gibi uzlaşma isteyen bir noktadır. Siz kendi ülkenizin menfaatlerini düşüneceksiniz, projenin çıkarlarını düşüneceksiniz, buna göre yapacaksınız.”

“JAPONLAR DA SIKINTI VAR DEMİYORLAR”

"Yani Japonların dedigi gibi bir sıkıntı yok mu” şeklindeki soru üzerine, Bakan Yıldız, “Bize göre de sıkıntı yok. Japonlar da sıkıntı var demiyorlar” yanıtını verdi.

Yıldız, bir başka gazetecinin de “Türk medyasına, ‘uranyum zenginleştirme konusunda Japonya’nın başından beri nükleer silahsızlanmadan yana olduğu için böyle bir tavrı sergilerken uranyum zenginleştirme konusunda Türkiye’ye böyle bir taahhütte bulunmaları ülke içinde sıkıntı oluşturuyor’ şeklinde haberler yer aldı” demesi üzerine, şöyle konuştu:

“Uranyum zenginleştirilmesinin Türkiye’de yapılmasına dair bizim bir talebimiz yok. Yani talep ortadan kalkınca arz da ortadan kalkmış olur. Yani bizim bununla alakalı bir talebimiz yok. Ancak bir kere anlaşmanın metni, nükleerle alakalı bütün işlemlerin barışçıl amaçlarla kullanılmasına dönük. Biz diyoruz ki nükleer yakıtla alakalı bunun üç dört safhası var. Herhangi bir safhasında bulunmuş olmak, Türkiye’nin o safhalarda bulunma isteği, bir de nükleer yakıt zenginleştirmesi olarak anlaşılmaması lazım. Onun birçok safhası var. Şimdi elimizde uranyum varsa, Türkiye’de çıkıyorsa biz onu mutlaka bir yerde kullanmak isteriz ama veririz yani bir başka ülkede zenginleştirir gelir ama Türkiye’de bir tesis kurulur, nükleer yakıtla alakalı. Bakın zenginleştirme ayrı bir şey nükleer yakıt ayrı bir şey. O yüzden bu konuda aramızda problem falan görmüyoruz.”