Bankalara enerji dopingi

Mehmet KARA
Türkiye`de enerjinin en hızlı büyüyen, en dinamik sektörlerden biri olduğuna itirazı olan pek çıkmaz sanırım. 
 
Gün geçmiyor ki, bu dinamizmi ortaya koyan yeni bir veri, yeni bir haber, yeni bir gelişme ile karşılaşmayalım... Bu bazen yeni bir yatırım, bazen köklü mevzuat değişiklikleri, bazen de el değiştirmeler, satın almalar olarak karşımıza çıkabiliyor.
 
Enerji sadece kendi içinde bir büyümeye bir dinamizme sahip olmakla kalmıyor. Çünkü ekonomide bileşik kaplar teorisi işliyor. Bu sektör, kendisiyle beraber pek çok sektörü de hareketlendiriyor.
 
Yeni iş alanları açıyor, yeni meslekler ortaya çıkarıyor, kimi mesleklerin ihya olmasını, kimi alt sektörlerin daha çok iş yapmasını beraberinde getiriyor. Giderek tüm ülke ekonomisini de peşinden sürükleyebilecek bir karaktere bürünüyor enerji.
 
İşte bunun tipik yansımalarından biri... Enerji sektöründeki dağıtım özelleştirmeleri, Türkiye`ye dolaylı yoldan sermaye girişini beraberinde getiriyor. Dolaylı yoldan diyoruz, çünkü tamamlanan dağıtım özelleştirmesi ihalelerine yabancı yatırımcıların ilgi göstermediğine tanık olduk. Ama sektörün bu iş için ihtiyaç duyduğu dış kaynaklı sermaye yine de geliyor. Tabii, bu kez bankacılık sektörü eliyle... 
 
Son 7 elektrik dağıtım bölgesi satış ihalelerinin toplam bedeli 7.2 milyar dolar oldu.
Toroslar, Boğaziçi, Vangölü, Dicle, Akdeniz, Gediz ve İstanbul Anadolu Yakası elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirme ihalelerinde oluşan bedelden söz ediyoruz. 
 
Sözünü ettiğimiz ihaleye çıkan son 7 elektrik dağıtım bölgesinden üçü, Gediz, Akdeniz ve Boğaziçi bu ayın sonlarına doğru yeni sahipleri tarafından devralınacak. Kalan dördü için 1 Ağustos tarihi telaffuz ediliyor. Ve bu yatırımcıların elinde, devlete ödeyecek nakit sermaye kısıtlı. Yatırımın geri dönüşü uzun vadede olacağı için, uzun vadeli kredi ihtiyaçlarını karşılamak üzere bankalarla pazarlığa oturdular.
 
Gelen ilk bilgilere göre, yapılan pazarlıklarda Türkiye`deki bankalar ilk gruptaki üç bölge için 3.5 milyar dolara yakın bir finansman sağlamayı kabul etti. Son grup için de önümüzdeki aylarda bilgiler netleşecek. Ama netleşmese de biz ilk gruptaki verilerden yola çıkarak şöyle bir  hesaplama yapabiliriz. 
 
Görünen o ki, dağıtım bölgelerini devralacak yatırımcılar, yüzde 25-35 kadar özkaynak kullanıp, kalan tutarı bankalardan tedarik ediyor.
 
Bu hesapla, 7.2 milyar dolarlık toplam özelleştirme bedelinin yaklaşık yüzde 70`i, 5 milyar doları aşıyor.
 
Demek ki son 7 dağıtım bölgesi özelleştirmesi için bankacılık sektörü 5 milyar dolarlık kredi açıyor.
Türkiye`deki bankalar güçlü ama bu ölçekteki bir kaynağın plasmanı, onları da yurtdışından sendikasyon ya da benzeri yollarla kaynak bulmaya yönlendirecek.
 
İşte sözünü ettiğimiz, elektrik dağıtım özelleştirmesi nedeniyle Türkiye`ye gelecek yabancı sermayenin gireceği kapı tam da burası... 
 
Şimdi enerjide üretim özelleştirmeleri hızlanıyor. Benzeri bir süreç, orada ortaya çıkacak finansman ihtiyacı  için de söz konusu olacak...
 
Yani bu enerji sektörü Türkiye`de pek çok sektör için olduğu gibi, finans sektörü için de domino etkisine yol açıyor, açmaya da devam edecek.
 
E-Posta: mehmet.kara@istanbul.com