Bayçöl: Türkiye nadir elementlerde oyun kurucu olabilir

Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, nadir toprak elementleri rezervinin doğru teknoloji, AB standartlarında atık yönetimi, know-how paylaşımı ve kamu-özel sektör ortaklığı ile Türkiye’yi oyun kurucu bir konuma taşıyabileceğini söyledi.

Enerji Günlüğü - Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, küresel ekonominin yapay zekadan enerji üretimine, tedarik zincirlerinden pazarlamaya kadar sürekli yeni gelişmelerle dönüştüğünü hatırlatarak “Ancak bu değişimin belki de en kritik konusu elbette yeraltı kaynaklarıdır” dedi.

Tarih boyunca olduğu gibi bugün de yeraltı kaynaklarına sahip ülkelerin, dünyayı yönlendirebilecek iktisadi güce kavuşabildiklerini anlatan Bayçöl, bugün de nadir toprak elementlerinin kritik bir konumda bulunduğunu kaydetti. Bayçöl şöyle devam etti:

“Elektrikli araçlardan rüzgâr türbinlerine, savunma sanayinden akıllı telefonlara kadar pek çok teknolojinin merkezinde nadir toprak elementleri var. Dünya büyük ölçüde bu kritik materyaller için Çin’e bağımlı. Örneğin, ABD’nin nadir toprak elementleri bileşenlerinde Çin kaynaklı ürünlerin payı yaklaşık yüzde 70. Ayrıca, işlem görmüş nadir toprak elementlerinin yaklaşık yüzde 87’si Çin kaynaklı.”

HEYECAN YARATAN REZERV

Türkiye’de 2022 yılında Eskişehir–Beylikova çevresinde dikkat çekici bir nadir toprak elementi potansiyelinin varlığı duyulduğunda bunun heyecan yarattığını ifade eden Bayçöl “Bilimsel çalışmalarla ortaya koyulan yaklaşık 52 milyon ton cevher ve yüzde 3 civarında toplam nadir toprak tenörü olduğu hesaplanıyor. Bu oran basit bir hesapla yaklaşık 1,6 milyon ton nadir toprak oksidi anlamına geliyor” dedi.

KATMA DEĞER MÜHENDİSLİKTE

Günümüz fiyatlarıyla onlarca milyar dolarlık bir yeraltı değerinden söz edildiğini vurgulayan İhsan Erbil Bayçöl şöyle devam etti:

“Burada kritik soru şu: Biz bu kaynağı ham madde olarak mı satacağız, yoksa rafine edip mıknatıs alaşımlarına, motor bileşenlerine, yüksek teknolojiye mi dönüştüreceğiz? Çünkü değer zincirinin yalnızca yaklaşık yüzde 10’u madencilikte, geriye kalan kısmı zenginleştirme, ayrıştırma, hidro-metalurjik prosesler ve alaşım üretimi gibi yüksek mühendislik gerektiren aşamalarda yaratılıyor.”

TÜRKİYE’NİN KAPASİTESİ

“Eğer konsantreyi çıkarıp başka ülkelere gönderirsek, Türkiye’nin hikâyesi kendi toprağıyla başkasının teknolojisine besleyen ülke olur” diyen İhsan Erbil Bayçöl, “Oysa biz; mühendislik kapasitesi, sanayi deneyimi ve genç insan kaynağıyla bu zinciri Türkiye’de kurabilecek bir ülkeyiz” ifadelerini kullandı.

ÇEVREYE DİKKAT

Nadir toprak yatakları konusunda dünyada yapılan en büyük hatalardan birinin çevresel yükümlülükleri (sonra bakarız) mantığıyla ertelemek olduğuna kaydeden İhsan Erbil Bayçöl, “Eğer biz bu rezervleri aceleyle, denetimsiz, çevresel etkisini düşünmeden işletirsek, ileride yüksek teknoloji üreten bir sanayiye sahip olsak bile üzerinde nefes alacağımız, yaşayacağımız, tarım yapacağımız bir toprak kalmayabilir” dedi.

OYUN KURUCULUK MÜMKÜN

Hassas yönleri nedeniyle nadir toprak elementlerinin sadece ekonomik değil; ahlaki, toplumsal ve nesiller arası bir sorumluluk meselesi olduğunu vurgulayan Bayçöl “Doğru teknoloji, şeffaf izleme altyapısı, AB standartlarında atık yönetimi, uluslararası know-how paylaşımı ve kamu-özel sektör ortaklığı ile bu kaynak Türkiye’yi oyun kurucu bir konuma taşıyabilir” ifadelerini kullandı. 

Enerji Günlüğü