Çatı tipi mini GES’lere vergi muafiyeti sağlansın

Hasan YİĞİT

HASAN YİĞİT

Değerli Enerji Günlüğü okuyucuları, geçen haftaki yazımızı tamamlarken, çatı tipi GES’lerle ilgili konuya devam edeceğimizi belirtmiştik. 

Evet, devam ediyoruz. 

Çatı tipi güneş enerjisi yatırımlarında 10 kWe altı projeler için bir çalışma olduğunu biliyoruz. Çatı tipi mini güneş santrali yatırımlarının yaygınlaştırılmasını hedefleyen bu çalışmada, yatırımcıların hesap etmediği, düşünmediği kötü bir sürpriz var. 

Bu sürpriz maliyet kalemini kaldırıp, gelişmelerin yönünü küçük ölçekli bireysel yatırımcıların lehine çevirmekte büyük yarar var. 

Peki nedir o kalem? Biraz daha ayrıntıya girelim… 

Yıllardır solar sektörü üzerinde kafa yoran bir vatandaş olarak Maliye Bakanı’ndan rica ediyorum, 10 kWe altındaki GES'lerdeki o maliyet kalemi kaldırılsın. Peki nedir o kalem? 

Başka bir şekilde ifade edeyim, 10 kWe altındaki lisanssız üretim projelerine gelir vergisi muafiyeti sağlansın. Çünkü, bildiğimiz gibi bireysel lisanssız üretim yatırımı yapanlar, kurduğu santralin maliyetini vergiden düşemiyor. Buna karşılık elektrik dağıtım şirketinden aldığı paranın tamamı üzerinden vergi hesaplanıyor. Her yıl sonunda bu işlem bireysel lisanssız elektrik üretim yatırımcısı açısından finansal bir sorun olacaktır. 

Şayet Maliye Bakanımız önerimizi uygun görmezse, B-Planı olarak ikinci bir önerim var. Bence 10 kWe altındaki lisanssız üretim projelerine saatlik mahsuplaşma yerine, kW bazında yıllık mahsuplaşmaya izin verilmeli. 

Ve bence mini GES’lerde örneğin 10-250 kWe arası güce sahip tesislerin elektriği 13.3 cent'ten alınmaya devam edilsin. 

250 kWe üzerindeki projelerde uygulanacak sabit alım fiyatı ise öztüketim oranlarına göre kademelendirilsin. Öz tüketimi yüzde 66’nın üzerindeki projeler A tipi, yüzde 33.34-66.66 arasındakiler B tipi, yüzde 33.33 ve altındakiler C tipi olarak sınıflandırılsın. Ve her sınıfa farklı hat kullanım bedeli alınsın. Yani öz tüketim amaçlı üretim desteklenerek teşvik edilsin. 

Şimdi bu sınıflamanın nasıl belirleneceği veya ne şekilde kontrol edileceğini soracaksınızdır. Bu o kadar da zor değil, ama konuyu uzatmayalım, belki bir başka yazının konusu yapabiliriz. 

Biz ana konumuza devam edelim. Ben devletin daha çok öz tüketim değerine sahip ve çatı tipi lisanssız elektrik üretim projesi sahiplerinin ödüllendirilmesi gerektiğini söylüyorum. Yani ürettiğini kendisi tüketenle, ticaretini yapan arasında bir fark olmalı… 

Sosyal medyadaki bazı paylaşımlarım üzerine, “kuru kuru yazmak olmaz, çözüm de görmek istiyoruz” türünden tepkiler geliyor. İşte bu da, lisanssız elektrik üretim yatırımlarının teşviki konusunda benim çözüm önerimdir. 

Ben bilgileri toplar, söylenenleri dinler ve daha sonra da kendi hür düşüncemi kaleme almaya çalışıyorum. Yeni fikir ve önerilere de açığım, beni yıllardır takip eden, izleyen ya da bizzat tanıyanlar da bunu bilir. 

Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle, saygılar.