Doğalgazdaki köpekbalıkları ve uzman değerlendirmeleri

Ali Arif AKTÜRK

Emtia fiyatları zirve yapıyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde enflasyonlar zirve yapıyor. ABD’nin tüketici enflasyonu yüzde 6,2 ile zirveleri görüyor. FED’in varlıkları da 2020 yılında 3.1 trilyon dolar, 2021 yılının ilk 9 ayında 1,3 trilyon dolar artışla toplamda 4,5 trilyon dolar artışla yine tarihi zirveleri görüyor. Öyle ki son iki yılda basılan para tüm 2019’daki tüm varlıklarının 2 katı. Hatta bu parasal genişleme petrolün ve diğer emtiaların zirve yaptığı 2008 krizi öncesinden de kat be kat fazla. Tabii pandemideki sosyal huzursuzlukları bastırmak ve pandeminin etkisini azaltmak için herkesin cebine 2500 $ para konunca, bu para insanları tembelliğe ve savurganca harcamaya itti. Pandemi döneminde rezerv para da olması nedeniyle tüm dünyaya enflasyon ihracını da gözardı ederek dolar bastı ve tüm emtia fiyatlarının şişmesine sebep oldu. Buna paralel olarak Avrupa Merkez Bankası, İngiliz Merkez Bankası ve diğer merkez bankaları da benzer bir yaklaşımla para basmaya yönelince emtia fiyatları ve enflasyon aldı başını gitti. Aslında ilgili ülkelerin ekonomistleri hesap hatası da yaptılar. Parasal genişlemenin etkisini geçici varsayıp parasal sıkılaştırmaya gidersek her şey kısa zamanda çözülür öngörüsü ve ben kendi ekonomimi kurtarayım, enflasyon ihraç etmem önemli değil varsayımı da dünya ekonomisini bugünkü fahiş sayılabilecek emtia fiyatlarına getirdi. Çin başta olmak üzere uzak doğudaki üretim üsleri, Pakistan, Hindistan, Bangladeş ve daha batıda Türkiye’de parasal genişlemeden kaynaklanan taleple birlikte ihracata dayalı büyüme modeli ile belki kısa dönemde çeyrek dönemler itibari ile hızlı büyüme kat edecekler. lakin ülkemizin diğer uzak doğudaki gelişmekte olan ekonomilerden bir farkı oluştu. Tüm dünyada parasal genişleme hızla sürerken, siyasal yönetişim sistemini değiştirip Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş sürecini yaşadı. Bu değişim sürecinde daha öngörülebilir, daha şeffaf yönetişim yerine risk primlerini de arttıracak şekilde belirsizliği yüksek sistem tasarımından uzak kalarak paranın maliyetini de arttırdı. Yapısal reformları yapamadı, kuvvetler ayrılığını ve hukukun üstünlüğünü tesis etmede gecikince dünyadaki bol ve ucuz para Türkiye’ye o kadarda ucuza gelmedi. Bunun yanında Türkiye doğusundaki ülkelerde parasal genişleme sonucu biriken paraları da kendi büyük pazarında göç politikası, yabancılara gayrimenkul politikası ile bir miktar kendine çekebildi. Bunun yanında bütçede sebepleri üzerinde çok detaylı tartışılması gereken net hata noksan kalemleri, varlık barışı gibi enstrümanlarla bugünlere gelebilmiş olsak da artık ekonomik olarak bazı şeylere de karar vermemiz gerekiyor. Belki tüm dünyadaki parasal genişleme ve ülkelerin vatandaşlarının ceplerine koyduğu nakit paralar sonucu canlanan tüketim talebi ile sanayimiz ihracata çalışıyor olsa da üretim kaleminde yaratabildiğimiz husus ihraç ürünleri kalemi içerisinde yerli katma değeri olarak ekleyebildiğimiz çok düşük miktarlı kısımdır. Dövizin artması sonucu sadece işçilik, kısmen sübvanse edilen enerji ve diğer yerli kalemlerden rekabet avantajı sağlayabiliyoruz. İhraç kalemlerimize baktığımızda da toplam ihracatımızdaki birim fiyat/kg oranı ($/kg) birçok ülkeye göre çok düşük. Yani tabir yerinde ise 200 kg halı ihraç edip 2 tane cep telefonu ithal ediyoruz. 

Yazının girişinde bahsettiğim ve başta emtialar olmak üzere tüm yarı mamül ve mamüller ile gayrimenkul ve menkul fiyatlarındaki yükselmelerin temel nedenleri parasal genişlemedir. Bu parasal genişleme ile gelişmiş ülkelerdeki emeklilik fonları ve hedge fonlarının yüksek risk iştahına sahip kısımları da parasal genişleme sonucu bollaşan para ve düşük faiz getirilerinin de etkisi ile kaldıraçlı vadeli işlem piyasalarında  risk iştahı yüksek pozisyonlar almakta ve pozisyonların sonucunda (net long pozisyonları çok iyi takip etmek lazım) spekülatif ve manuplatif hareketlerle kâr maksimizasyonu yapmaktadır. Bu durumun bir benzeri 2008’de petrol diğer emtia vadeli kontratlarında, varlığa dayalı menkul kıymet vadelilerinde (morgage varlıkları vs) yaşandı ve bir anda balonlar patlayınca ekonomik kriz kendini gösterdi. Bugün de FED’in ve diğer merkez bankalarının faiz arttırma ve varlık geri alım programları sonucu emtia fiyatları anında aşağıya doğru gevşeyecektir. 
Bu dönemde doğalgaz fiyatları da diğer emtialar gibi parasal genişlemeden nasibini aldılar. 2008 krizinde doğalgazın kendi fiyat oluşum dinamiği çok gelişmemişti. ABD piyasası dışında Avrupa ticaret merkezleri çok sığdı. Spot LNG imkanları çok kısıtlı idi ve bölgesel fiyat dinamikleri, arz-talep dengeleri birbirlerini çok etkilemiyordu. Doğalgaz fiyatları 2008’lerde halen petrol ve türevlerine endeksli ve korole idi. Petrol fiyatları artması sonucu doğalgaz fiyatları da artmıştı ama kendisinin arz-talebe göre küresel ölçekte oluşturabilecek bir fiyat erki yoktu. 
2021 yılına geldiğimizde ise çok önemli birkaç gelişme oldu. ABD 2008 de spot piyasada yok iken şimdi önemli bir oyuncu oldu. Panama kanalı kapasitesi genişleyerek LNG tanker trafiğine açıldı. Böylece Uzakdoğu-Pasifik ile Atlantik piyasaları navlun farkı ile entegre oldu. Üçüncü neden FSRU’lardaki gelişmeler küresel ölçekte spot LNG fiyatlarını da birbirlerine bağladı. Ama gazdaki fiyat artışlarının asıl sebepleri bunlar değildi. 
2008’den sonra Avrupa’da birbirleriyle yavaş yavaş entegre ve korole olan Avrupa gaz ticaret merkezlerinde işlemler arttı. Özellikle TTF ve NBP öne çıktı. Bu piyasalar derinlik kazandıkça kaldıraçlı vadeli piyasalarda oyuncuların da daha fazla ilgisini çekti. Pandemi ile artan parasal genişleme ile bu piyasalarda pozisyon alma, işlem yapma arttı. Tabii bunun üzerine Rusya’nın 2009’lardan beri bağıra bağıra söylediği Ukrayna’yı bypass geçme stratejisi kapsamındaki Kuzey Akım ve Türk akım projelerindeki siyasi ve hukuki engelleme çalışmaları, 2019’da önemli ölçüde Pazar payı kazanmış olan ABD Spot LNG’sinin pazarı kaptırmamak için yeni transit projelerine yarattığı PEESCA (Protecting Europe’s Energy Security Clarification Act) gibi yaptırım engelleri doğalgaz üzerinde spekülasyona uygun bir zemin yarattı. Bunun üzerine bir de 2021 de Avrupa’da yaşanan kuraklık ve Paris sonrası gelen 2050 hedefi çerçevesindeki sıfır karbon hedefleri de risk iştahı yüksek köpekbalıklarının yeni gaz ticaret merkezlerinde fiyatlar üzerinde spekülasyon yaratmaları için çok güzel bir ortam yarattı. 
Doğalgaz fiyatları ile ilgili daha birçok şey yazılabilir ama işin acı tarafı ise Uluslararası Enerji Ajansı dahil dünyadaki ve ülkemizdeki birçok kurum ve enerji uzmanı rekor fiyat artışlarını halen arzdaki yetersizlikle açıklamaya çalışmaları, talep artışlarının bu rekor fiyatların sebebi olduğunu söylemeleridir. Arzdaki bölgesel kısıtlar, talepteki bölgesel artışlar sadece ve sadece spekülasyonun enstrümanı oldu. Başka hiçbir şey değil. Halen de çeşitli konferanslarda, medya da rekor fiyat artışlarını arz yetersizliği, Kuzey Akım izinleri, Çin’in talebi, vb gibi nedenlere bağlayanları görüyorum. Bunlar sadece spekülasyonun gerekçeleri. FED faizleri arttırsın bakın gaz fiyatları hangi seviyelere gelecek...