Elektrikte esas mesele: Fiyat!

Mehmet KARA

Türkiye enerji alanında serbest piyasa anlayışını benimseyeli uzun zaman oldu. Somut sonuçları da yavaş yavaş gündelik hayatımızda yansımalarını buluyor.

Özelleştirmeler yoluyla elektrik dağıtımının yüzde 100’ü özel sektöre devredildi. Eskiden elektrik kesintisi, arızası, bakımı konularında devlete müracaat ederdik, şimdi özel şirketlere başvuruyoruz.

Başlayan ve devam eden üretim özelleştirmeleri sayesinde elektrik üretimindeki kurulu gücün yüzde 72’si de özel sektörün elinde. Tüketime sunulan elektriğin üretimindeki özel-devlet payı ise dönemden döneme değişmekle birlikte özel sektör ağırlığı giderek artıyor.

Evet, enerji yönetiminde bulunan yetkililerimiz, elektrik işinin serbest piyasaya bırakıldığını anlatmak için ikide bir bunları dile getirip duruyor. İyi de siz bunları yaparak gerçek bir serbest piyasa oluşturabildiniz mi?

Asıl önemli mesele bu.

Çünkü serbestleşmede amaç bu alana girmiş ya da girebilecek yatırımcıların geleceğe dair tahminlerde bulunmalarını sağlamaktı.

Bu tahminler de esas itibariyle serbest piyasada oluşacak fiyatlardı. Elektriğin kilowatsaatinin en azından beş yıl (aslında daha uzun süreler) sonra yaklaşık nerelere gidebileceğine ilişkin tahmin yürütemeyen bir sermaye sahibi, bu alana girebilir mi?

Evet, şu anda Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi (EPİAŞ) bünyesindeki piyasada bir fiyat oluşuyor. Peki burada oluşan rakamlar yatırımcılar açısından gerçekten gösterge olabilir mi?

Çok zor. Çünkü buradaki fiyatların sağlıklı şekilde oluşup oluşmadığıdır esas mesele...

Elektriğin fiyatını salınıma bırakmanız için çapraz sübvansiyon denilen, çeşitli kesimlere (konut, sanayi, ticarethane) yönelik farklı fiyat tarifelerini ortadan kaldırmazsanız, elektriğin gerçekten bir arz-talep dengesiyle oluştuğunu söyleyemezsiniz.

Devletin elektriğini alma garantisiyle yaptırdığı santrallerin yol açtığı yüksek maliyetleri piyasa oyuncularının üzerine yıkmaya devam ederken de serbest bir piyasadan söz edemezsiniz. Bunu önlemek için bir çıkış yolu olmalı...

İşte bu ve benzeri nedenlerle, elektriğin ne kadarının devlet, ne kadarının özel sektör tarafından üretildiğine, ne kadarının özel sektör tarafından dağıtıldığına baktırtıp durmamak lazım milleti.

Ekonominin bütününü de çok yakından ilgilendiren enerji sektörüyle ilgili geleceğe dair umutlu olabilmek için başka bir yaklaşıma ihtiyaç var.

Yani elektriği kimin ürettiği ya da dağıttığı değil, fiyatı kimin ve nasıl belirlediğidir esas meselemiz...

...