Enerjisa: Sektör darboğazda çözüm liberalizasyonda

Enerji Günlüğü - Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Mehmet Göçmen, elektrik sektöründeki tıkanmanın çözümünün tam liberalizasyondan geçtiğini...

Enerji Günlüğü - Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Mehmet Göçmen, elektrik sektöründeki tıkanmanın çözümünün tam liberalizasyondan geçtiğini vurguladı. Göçmen, 2018 başında Enerjisa’yı halka arz etmeyi hedeflediklerini söyledi. 

Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Mehmet Göçmen, grubun enerji alanındaki çatı şirketi Enerjisa’nın CEO’su Kıvanç Zaimler ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Enerji güvenliğinin tüm dünya için çok önemli bir nokta olmaya devam ettiğini belirten Göçmen, sektör açısından kaynaklara erişebilme, kaynak çeşitliliği sağlama, rekabetçilik ve teknolojinin en önemli başlıklar arasında yer aldığını vurguladı.

TEHDİTTEN ÇIKAN FIRSAT

Son iki yıldır küresel emtia fiyatlarında ciddi düşüşler yaşandığına işaret eden Göçmen, “Bu durum, birincil enerji kaynağı fiyatlarına da yansıyor. Petrolün 30 doların altına inmesi, kömürün geldiği ucuz seviyeler sektörü bundan sonraki yatırımları için ciddi şekilde zorlayıcı bir ortam oluşturdu. Ancak emtia fiyatlarındaki gerileme bir yandan da tarihi bir fırsat sunuyor. Gelişmeler, bizim gibi enerji fiyatlarını şu veya bu nedenle sübvanse eden ülkelere, bu uygulamalardan kurtulmak için tarihi bir fırsat veriyor. Yani tehdidin yarattığı bir fırsat var ortada” dedi.

VERİMLİLİĞE KARŞI FİZİBİLİTE TEHDİDİ 

Emtia piyasalarındaki gelişmelerin, enerji verimliliğine yönelik yatırımları olumsuz etkileyeceğini ifade eden Mehmet Göçmen, “Enerji fiyatlarının bu kadar düşük olması, verimliliğe yönelik yatırım iştahını azaltıyor. Çünkü bu kadar düşük fiyatlar, verimliliği artırmak için yapılabilecek yatırımları fizibıl olmaktan uzaklaştırıyor” diye konuştu. 

KARBON EMİSYONU ÖNEMLİ BİR ÇIPA

Enerji sektörünün geleceğini etkileyecek ana çıpalardan birinin de karbon emisyonu sınırlamaları olduğunu ifade eden Mehmet Göçmen, “Tüm dünya ülkelerinin geçen sene sonuna doğru Paris’te üzerinde anlaştığı yeni bir karbon kararı var. Türkiye Kyoto’ya da baştan sona taraf olmasına rağmen, dünyaya ilk kez kendi öngörümüzü Paris İklim Zirvesi’nde bildirmiş olduk. 2020-2030 arasında emisyonu yüzde 21 düşüreceğiz sözü verildi” dedi.

ANA TRENDLER TÜRKİYE’DEN YANA

Enerji sektöründeki ana trendlerin Türkiye için şanslı bir ortam yarattığı görüşünü dile getiren Mehmet Göçmen, “Enerji fiyatlarının düşmesi, Türkiye’ye büyük bir rekabet avantajı sağlıyor. Türkiye’nin gelişmelerden yararlanması gerektiği açık. Çünkü cari açığın büyük kısmı enerji ithalatından geliyor. Türkiye için ana trendler arasında saymamız gereken bir başka nokta da kentleşme hızının yüksekliği. Çünkü bu enerji talebini artıran bir unsur” dedi.

ENERJİDE YENİ KARAR AŞAMASI

Tüm makro faktörlerin yanına arz güvenliği konusunun da öne çıkarılmasıyla Türkiye’nin enerji alanında önemli bir karar aşamasına geldiğini kaydeden Mehmet Göçmen şu ifadeleri kullandı:

“Hem yenilenebilir enerji kaynaklarını hem yerli enerji kaynaklarını tercih edeceğim dediği yeni bir enerji politikası noktasındayız. İkinci bir nokta doğalgaz fiyatlarının düşüyor olması. Özellikle LNG piyasaları da Türkiye lehine bir ortam yaratıyor. Bunu olumlu şekilde kullanabildiği takdirde, karşımıza boru hatlarıyla komşu ülkelere bağımlılığımızı minimize edebilecek fırsatlar çıkıyor. http://enerjigunlugu.net Yüzen LNG terminalleri gibi daha doğalgaz kaynaklarını biraz daha çeşitlendirebilme şansımız ortaya çıkıyor. Yerel kaynaklara yatırım arz güvenliği sorununu azaltacak gibi görünüyor. Dünyadaki değişim, LNG fiyatlarıyla Türkiye’ye bir avantaj sağlayacak. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla yapılan yatırımlar da bunun yanına eklenince yepyeni bir görünüm ortaya çıkıyor.”

SÜBVANSİYONLARI KALDIRMA FIRSATI

Türkiye’yi kişi başına enerji talebinde tipik bir orta gelir ülkesi olarak nitelendiren Mehmet Göçmen şunları ifade etti:

“Enerji talebinde OECD ortalamalarının çok altındayız. Ancak biraz daha dikkatle yaklaşıp milli ekonomi içindeki enerji yoğunluğumuza baktığımızda ise OECD’nin üzerindeyiz. Yani birincisi enerji yoğun işlere normalin çok ötesinde yatırım yapmış bir ülkeyiz. İkincisi, enerjiyi üretirken, iletirken, tüketirken çok fazla verimli olmayı dikkate almamış gözüküyoruz. Burada da ciddi fırsatlar var. Türkiye’de sektörlere yönelik çapraz sübvansiyonlar, enerji üzerinden yapılıyor. Sanayideki tarifeler baskılanırken konut ve ticarethane tarifeleri daha yüksek tutuluyor. Bu nedenle enerji yoğun sayılabilecek birçok sektör ihracatçı konumuna gelmiştir. Bütün bunlara batığımızda düşük enerji fiyatları ortamı, sanayimizi olumsuz etkilemeden sübvansiyonları ortadan kaldırma fırsatı veriyor. Çünkü orta gelir tuzağına düşmüş gözükmemizin nedenlerinden biri de emek ve enerji yoğun işlere yapmış olduğumuz yatırımlar. Bu durum, bundan sonraki stratejimizde, sanayileşme tercihlerimizde etkili olur.”

60 MİLYAR DOLAR BORÇ YÜKÜ VAR 

Son 10 yılda hiçbir fiyat garantisi olmadan 75 milyar dolara yakın para yatırılan sektörün bugün itibariyle 60 milyar dolar borcu bulunduğunu kaydeden Mehmet Göçmen, “Bunun 52 milyar doları yerli bankalara. Bir defa, mali durum bu. Bütün bu paraları harcarken, son 15 yılda çoğu özel sektör tarafından olmak üzere elektrik kurulu gücümüzü yüzde 168 artırmışız. 12-13 milyar dolarlık kısmı ise elektrik dağıtım ve perakende satışının özelleştirilmesine yatırılmış. http://enerjigunlugu.net ” dedi.

YENİ TARİFEYLE 5 YILLIK YENİ PERSPEKTİF

Mehmet Göçmen, 2016 başında açıklanan elektrik sektöründeki yeni dönem tarife parametrelerinin gelecek beş yıla ilişkin yeni bir perspektif sunduğunu kaydetti. Göçmen. “Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ) devreye girdi. Likiditemiz düşük ama enerji fiyat sinyallerini alacağımız şeffaflık içeren bir piyasamız var. Serbest tüketici limitleri yavaş yavaş da olsa aşağıya düşüyor. En son 3600 kWh’ya geriledi. Kamunun enerji üretimindeki payı 40’lara geriledi. Bu oranın yüzde 15-20’li seviyelere ineceği düşünülüyor” diye konuştu.

SEKTÖR CİDDİ DARBOĞAZLARIN EŞİĞİNDE

Tüketimin yüzde 80’ini hala BOTAŞ’ın tedarik ettiği doğalgazda hukuki altyapıyı tanımlayacak bir kanun bulunmadığına işaret eden Mehmet Göçmen, “Birkaç defa teşebbüs edildi ama kanun henüz geçmedi. Resme bakıldığı zaman özellikle elektrik enerjisinin üretim tarafında ciddi bir sürdürülebilir finansman sorunu ortaya çıktı. Bu kadar borçlu bir sektör. Bu yatırım kararları alındığında 110 dolar olan elektrik MWh fiyatları 50 doların altına indi. Sektör ciddi darboğazların eşiğinde duruyor” dedi.

YILDA 10 MİLYAR DOLAR YATIRIM İHTİYACI

2000’li yılların başından itibaren enerji alanında büyüme hikayesine yatırımlar yapıldığını kaydeden Mehmet Göçmen, “Geldiğimiz yere bakarsak, hem dünyadaki emtia fiyatlarının düşmesi, hem de içerideki arz talep dengesinin bozulmasıyla hedeflediğimiz yerden biraz uzağız. Enerji yatırımların kesintisiz sürmesi gereken bir sektör. Şu yatırımları hazmedeyim de yeniden başlarız denilebilecek bir ortam yok. Bu sektörde gelecek 10 yılda en az 80-100 milyar dolar daha yatırım yapma ihtiyacı var” diye konuştu.

ÇÖZÜM TAM LİBERALİZASYONDA 

İhtiyaç duyulan enerji yatırımlarını gerçekleştirmek için yatırım ikliminin büyük önem taşıdığını vurgulayan Mehmet Göçmen şöyle devam etti:

“Mevcut yatırımların dönüşünde sıkıntı varken, dünyadaki finansman kaynakları da 5-6 sene öncesine göre daralırken, Türkiye’ye mali kaynak gelişini rekabetin zorladığı bir ortamda, biz nasıl bir yatırım ortamı hazırlayacağız ki yerli ve yabancı kurumsal yatırımcılar, böylesi kurumsal bir sektöre yatırım yapmaya devam edecek. Önümüzdeki ana mesele bu. Öngörülebilirliğin güçleneceği, kararların ve kuralların proaktif olarak belirleneceği, yaklaşım ve uygulama bütünlüğü ile şeffaflığın bulunduğu bir enerji piyasasında bu olabilir. Bunun kısa tarifi, her anlamda liberalizasyondur. Enerjide kamunun payı olsa bile piyasa oyuncusu gibi davranması, dağıtım ve fiyatlandırma mekanizmalarında her türlü sübvansiyondan uzak, Türkiye gerçekleriyle bağdaşan fiyatların olabilmesi bence gelecek dönemin yazılacak enerji hikayesinin ana unsuru olmalı. Bugünkü 40-50 dolarlık fiyatlarla enerji piyasasına çok fazla yatırımcı çekebileceğimizi düşünmüyorum.”

YEKDEM’İN GELECEĞİ NETLEŞTİRİLMELİ

Mevcut düzenlemelere göre Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması’nın (YEKDEM) 2020’ye kadar süreceğini, sonrasında ne olacağının bilinmediğini kaydeden Mehmet Göçmen, “Bugün bir baraj tasarlasanız, 2021’de biter. (Hele bir 2021 gelsin, duruma bakarız) dersek bunu gerçekleştirebilecek yatırımcıları kaçırırız. Sektörün önünü açacak, sistematiğe sokacak bir yaklaşıma ihtiyaç var” dedi.

DOĞALGAZIN YOKLUĞU DA ÇOKLUĞU DA DERT

Bugün doğalgazın santrallerinin de desteğiyle arz fazlası bulunduğunu ve bu yüzden elektrik fiyatlarının düşük (Şu sıralarda 100 TL/MWh seviyelerinde) seyrettiğini ifade eden Mehmet Göçmen, “Ama gazı devreden çıkarın, fiyatlar 250 TL’ye yükselir. Demek ki doğalgazın gizli bir de katkısı, değeri var” ifadesini kullandı.

YENİ TARİFE ÜLKE ŞARTLARINA UYGUN

Enerji sektörünün her gün sistemin belli bir noktasına yönelik önlem alarak ilerlenebilecek olmaktan uzaklaşmış bir noktaya geldiğini kaydeden Göçmen “Ülke olarak ana amacımız kurumsal yatırımcı sayısını ve payını artırmak olmalı. O yüzden yeni enerji yönetiminin bu anlamdaki yaklaşımlarını olumlu buluyorum. Çünkü bütün bu sorunların çok farkında olarak adımlar atıyorlar. Hem EPDK tarafı hem de Bakanlık yönetimlerinin adımlarını olumlu bulduğumuzu söylüyorum. Bir yandan da yeni tarife döneminin, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlara uygun en iyi tarifeleri yansıttığını düşünüyorum.”

ENERJİSA HALKA ARZA HAZIRLANIYOR 

Mehmet Göçmen, Alman E.ON, Sabancı Holding ortaklığı Enerjisa’yı, düşük fiyatlı, arz fazlası olan enerji sektöründe, sistemin görece daha fazla netleştiği elektrik dağıtımı ve perakende satışı ayağının lider oyuncusu olarak nitelendirdi. “Sektörün en kurumsal oyuncusu olduğumuzu düşünüyorum” diyen Göçmen şunları ifade etti:

“Enerji, ülkemiz için de Sabancı için de çok stratejik bir sektör. http://enerjigunlugu.net Bu sektörde varlığımızı devam ettirme azmindeyiz. Enerjisa’da, pırıl pırıl mali sonuçları, şeffaflığı olan, geleceğe güvenle bakan, Türkiye için olumlu bir örnek yaratacak bir şirket hedefimiz var. İkinci hedefimiz, ev ödevlerimizi tamamlayıp, şartlar da uygun olursa, 2017 sonu veya 2018 başında Enerjisa’yı halka arz etmek.”

HALKA ARZIN AMACI SEKTÖREL DİSİPLİN

Enerjisa’nın halka arzını sadece büyüklüğüyle küçüklüğüyle değerlendirmediklerinin altını çizen Mehmet Göçmen, “Bu halka arzı, sadece bizim için iyi olacak diye değil, enerji sektörünün kurumsallaşması için önemli görüyoruz. Geleceğe ışık tutacağı için, sektöre disiplin, şeffaflık kazandıracağı için önemsiyoruz. Tarihin belki en büyük halka arzlarından biri olacak. Ama arkasındaki kurumsal önceliklerin Türkiye’nin ufkunu açmakta çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. O nedenle bütün ekibimiz, gece gündüz, şirketi halka arza hazırlıklı hale getirmek için çalışıyor. Bunu en önemli hedefimiz olarak görüyoruz.”

ORTAM UYGUN OLURSA HİSSE SATILACAK 

Mehmet Göçmen, Enerjisa’nın halka arz takviminin şartlara bağlı olarak değişebileceğini de ifade etti. Göçmen şöyle konuştu: “Türkiye enerjide liberalleşme yolundaki adımlarına devam edecekse, rasyonel fiyatlandırma olacaksa, EÜAŞ santralleri de ikili anlaşmalarla fiyatlama sinyallerine birinci derecede katkı sunacaklarsa, Türkiye’deki tarifeler ve çapraz sübvansiyonlar öngörülen zamanlarda bitecekse, bu koşullarda öngörülebilirlik süresi uzamış, ufku açılmış bir sektör olarak kurumsal yabancı yatırımcı çekilebilir. Bu kadar büyük ölçekli halka arz yapacaksanız, öngörülebilir, şeffaf bir piyasanın oluşması beklenir. Halka açıklık oranı yeterli derinliği sağlayacak bir oran olacaktır. Halka arz için bizim yapacaklarımız var, bir kısmını yaptık. Türkiye’nin de yapması gerekenler var. Bu sektörün böylesi ciddi bir kurumsal adıma ihtiyacı var. Hem verimlilik açısından hem de talebin artmaya devam ettiği bir ülke olarak kaliteli finansmanla devam edilebilmesi için böylesi şeffaf bir ortamın gerektiğini düşünüyoruz.”

YÜKSEK POTANSİYEL, DÜŞÜK PERFORMANS 

Enerjisa’nın 2016 sonunda çok daha iyi bir nakit akışı tablosuyla karşılaşacağını ifade eden Göçmen, “Hem bilançoyu, hem karı-zararı, hem de nakit akımını http://enerjigunlugu.net daha öngörülebilir hale getirmeliyiz. Türkiye’nin genel yatırım ortamının ve enerji yapılanmasının da bize destek olması lazım. Ben enerji sektörünü potansiyeli yüksek, performansı düşük bir sektör olarak görüyorum. Potansiyel yüksek, çünkü ekonomik büyüme ve hızlı kentleşme yeni yatırım ihtiyacını doğuruyor” diye konuştu.

HALKA ARZIN ÖNÜNDEKİ ENGELLER 

Mehmet Göçmen, Enerjisa’nın halka arzını gerçekleştirmek için hangi şartların olmazsa olmaz olduğu yönündeki bir soru üzerine şöyle konuştu:

“Halka arz ortamı, orta vadeli fizibilitenin olacağı ortamdır. İki ön şartı var. Bir, kamu üretimde kalsa da TETAŞ yola devam etse de, bir piyasa oyuncusu gibi davranmasıdır esas olan. Sağlıklı ve ciddi fiyat oluşumunun önünde ayrıca Yap İşlet, Yap İşlet Devret santralleriyle ilgili engeller var. Çapraz sübvansiyonlar kalkmazsa duruma bakarız. Olmuyorsa da mübarek olsun.”

BİZİM YABANCILAR NİYE GİTMİYOR? 

Mehmet Göçmen, bir gazetecinin enerji sektörüne yabancıların gelmediği, gelen yabancıların da çıkmaya çalıştığı yönündeki bir değerlendirmesi üzerine “Benim de ortağım yabancı, o çıkmıyor. Hatta en iyi operasyonum Türkiye diyor” karşılığını verdi. Dünyada bu sektöre yatırım yapmak isteyen çok fazla kurumsal yatırımcı bulunduğunu anlatan Göçmen, “Her ay 20-30’unu görüyorum. Ciddi bir talep var. Bunu sıcak satışa çevirmeliyiz. Sadece yerli bankalardan borç alınarak yapılacak bir şey değil bu. Halka arza gidilen yolda aşılması gereken bunlar da var. Böyle bir gelişmeye ihtiyaç var” diye konuştu.

VARLIK SATABİLİRİZ AMA...  

Mehmet Göçmen, Enerjisa’nın varlık satışı yapacağı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine şunları söyledi:

“Bizde satılık tesis yok. Satışla ilgili konuştuğumuz şu. 2018’de halka arzı hedeflediğimiz için, 2014’te, 2015’te paylaştığımız stratejimiz var. 2018’de bütün projelerimizi bitirme kararı aldık. Hedefimiz şirketi bir an önce sağlıklı bir bilançoya ve nakit akışına ulaştırmak idi. Başlanmış, az ilerlemiş projeler vardı. Biz bunlarla ilgili görüşmeler yaptık ve yapıyoruz. Hazır operasyonel bir varlık satışı yok ve olmayacak. Tabii 100 yatırdığımıza 150 değer biçerlerse, biz de ortaklar olarak bakarız, uygun görürsek satarız, o ayrı bir şey.” 

ALT ŞİRKETLERE AZINLIK ORTAK ALACAK

“Sektörün ana sorunu üretim tarafında” diyen Mehmet Göçmen şöyle konuştu:

“Üretim şirketlerimizdeki borçluluğun düşürülmesi belli oranda iyi olabilir. İşin dağıtım ve perakende satış tarafındaki, yani alttaki şirketlerde azınlık hissesi satıp, borçluluğun düşürülmesi de proje olarak gündemimizde. Bu da zorunlu değil. Ama yapılırsa da halka arza hazırlık sürecinde, 2018 yolunda olumlu bir bilanço etkisi yapabileceğini ve portföyün bir kısmının şeffaflaşmasını sağlayabileceğini, portföyün bütününe de bu yönde katkı sunabileceğini düşünüyoruz.”

ENERJİ, ACIKLI HİKAYELER SEKTÖRÜ DEĞİL

Mehmet Göçmen, “Enerji gözyaşı hikayelerinin anlatılabileceği bir sektör değil, stratejik sektör. Türkiye için savunma sanayiini bir kenara bırakırsak iki stratejik sektörden biri gıda, diğeri de enerjidir. Enerji, kaliteli finansman kaynaklarına en etkin şekilde ulaşabilen yapıları oluşturmamız gereken bir sektördür. Biz de sektörün kurumsal oyuncusu olarak Sabancı-E.ON ortaklığı olarak bunu yapıyoruz” dedi. 

Mehmet KARA