Güneyi ve kuzeyi ile Kıbrıs'ın enerji görünümü 2026

Haluk DİRESKENELİ

Kıbrıs, 2026 yılına parçalı ancak stratejik açıdan son derece kritik bir enerji yapısıyla girmeye hazırlanıyor.

Güney Kıbrıs (Kıbrıs Cumhuriyeti), şebeke modernizasyonu, yenilenebilir enerji entegrasyonu ve bölgesel enterkonneksiyon projelerini ilerletirken; Kuzey Kıbrıs (KKTC) elektrik arz güvenliğini ağırlıklı olarak konvansiyonel üretimle sağlamaya çalışıyor. 

Siyasi bölünmeye rağmen her iki taraf da benzer yapısal baskılarla karşı karşıya. Bunlar, hızla artan pik elektrik talebi, ithal yakıta yüksek bağımlılık, iklim kaynaklı yük dalgalanmaları ve dayanıklı altyapı ihtiyacı olarak sıralanabilir. 

Şimdi pik elektrik yükleri, üretim yapısı, açık deniz hidrokarbon aramaları ve denizaltı HVDC bağlantıları çerçevesinde Kıbrıs'ın görünümünü ortaya koymaya çalışalım. 

ELEKTRİK TALEBİ: ADANIN HER İKİ YAKASINDA ARTAN PİK YÜK BASKISI

Güney Kıbrıs: Pik Yük 1,1 GW’ı Aşıyor

Kıbrıs İletim Sistemi İşletmecisi (TSOC) verilerine göre, 2025 yazında Güney Kıbrıs’ta 1.122 MW ile tarihî bir pik elektrik talebi kaydedildi¹. Uzun süren sıcak hava dalgaları ve turizm sezonunun etkisiyle yaz aylarında talep 1.070–1.080 MW bandında seyretti². 

2026 yılına yönelik sistem yeterlilik çalışmalarında, yüksek stres senaryolarında 1,2–1,3 GW aralığında güvenilir kapasite gereksinimi öngörülüyor³. Güneş enerjisi kapasitesi hızla artmakla birlikte, yeterli depolama altyapısının bulunmaması nedeniyle özellikle akşam saatlerindeki pik talebe sınırlı bir katkı sunabiliyor. 

Kuzey Kıbrıs: Pik Talep 460 MW Seviyesinde

Kıb-Tek, 2025 başında 460 MW ile Kuzey Kıbrıs tarihinin en yüksek anlık elektrik talebinin gerçekleştiğini açıklamıştı⁴. Türkiye destekli mobil ve yardımcı santral ilaveleriyle toplam kurulu kapasitenin yaklaşık 690 MW seviyesine çıkarıldığı ifade ediliyor⁵. Ancak bu durum, sistem için yalnızca sınırlı bir emniyet marjı sağlıyor. 

Kuzey Kıbrıs’ta elektrik talebinin yıllık %4–6 oranında artması bekleniyor. Nüfus artışı, turizm yatırımları ve konut tüketimi bu artışın başlıca belirleyicileri arasında yer alıyor; mevcut yapı ise sistemi santral arızalarına ve yakıt tedarik risklerine açık hâle getiriyor. 

ÜRETİM YAPISI VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ENTEGRASYONU

Güney Kıbrıs

Yenilenebilir enerji kaynakları, ağırlıklı olarak güneş PV olmak üzere, Güney Kıbrıs’ta elektrik üretiminin yaklaşık %27’sini oluşturuyor⁶. Bununla birlikte, şebeke kapasite kısıtları ve depolama eksikliği nedeniyle yenilenebilir üretimde ciddi kısıntılar (curtailment) yaşanıyor. 

2026 yılında batarya depolama ve şebeke güçlendirme projelerinde ilerleme beklenmekle birlikte, pik saatlerde fosil yakıtlı santraller sistemin ana yükünü taşımaya devam edecek. 

Kuzey Kıbrıs

Kuzey Kıbrıs’ta yenilenebilir enerjinin payı oldukça sınırlı durumda. Güneş PV üretimi toplam üretimin yüzde 1’inden azını oluşturuyor⁷. Sistem, büyük ölçüde dizel ve fuel-oil yakıtlı santrallere dayanıyor. 

Şebeke kararlılığı, sınırlı ölçek ve depolama altyapısının yokluğu, yenilenebilir enerji potansiyelinin daha geniş ölçekte değerlendirilmesini kısıtlıyor. 

AÇIK DENİZ DOĞALGAZ ARAMALARI: STRATEJİK POTANSİYEL, KISA VADEDE SINIRLI ETKİ

Temmuz 2025’te ExxonMobil ve QatarEnergy, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki (EEZ) 10. Parsel’de yer alan Pegasus-1 kuyusunda önemli bir doğalgaz keşfi açıkladı. Yaklaşık 350 metrelik gaz taşıyan kolon, 1.920 metre su derinliğinde tespit edildi⁸.

Glaucus ve diğer sahalarla birlikte değerlendirildiğinde, Kıbrıs açık deniz doğalgaz potansiyelinin 226–255 milyar m³ (bcm) aralığında olduğu tahmin ediliyor⁹. Ancak:
    •    Nihai saha geliştirme kararı henüz alınmış değil
    •    Üretim veya ihracata yönelik altyapı yok
    •    Elektrik üretiminde doğalgaz kullanımı henüz başlamadı

Bu nedenlerle, 2026 yılında açık deniz gazının Kıbrıs elektrik sistemine fiilî bir katkı sağlaması beklenmiyor. Bu kaynaklar, esas olarak orta ve uzun vadeli stratejik değer taşıyor. 

Kuzey Kıbrıs ise uluslararası tanınma ve deniz yetki alanı ihtilafları nedeniyle bu faaliyetlerin dışında kalıyor. 

DENİZALTI HVDC BAĞLANTISI: EUROASIA / GREAT SEA INTERCONNECTOR

EuroAsia Interconnector ya da diğer adıyla Great Sea Interconnector (GSI), Kıbrıs’ın enerji geleceğini kökten dönüştürme potansiyeline sahip en önemli altyapı projelerinden biridir.

Temel Teknik Özellikler
    •    Teknoloji: Yüksek Gerilim Doğru Akım (HVDC)
    •    Güzergâh: Kıbrıs – İsrail – Girit (Yunanistan)
    •    Toplam uzunluk: Yaklaşık 1.208 km
    •    Planlanan kapasite: 2.000 MW (ilk faz ≥ 1.000 MW)
    •    Dönüştürücü istasyonlar: Kıbrıs, İsrail, Girit¹⁰

Stratejik Önemi

Projenin tamamlanması hâlinde:
    1.    Kıbrıs’ın elektrik izolasyonu sona erecek
    2.    Pik dönemlerde elektrik ithalatı mümkün olacak
    3.    Fazla güneş üretimi ihraç edilebilecek
    4.    Şebeke güvenilirliği önemli ölçüde artacak
    5.    Gelecekte gazdan elektriğe geçiş kolaylaşacak¹¹

2026 yılı, projenin inşaat ve tedarik faaliyetlerinin hızlandığı kritik bir eşik olarak öne çıkıyor. Ancak tam ticari işletmeye geçiş; teknik, finansal ve jeopolitik risklere bağlı. 

Kuzey Kıbrıs için benzer bir enterkonneksiyon henüz bulunmuyor. Türkiye ile denizaltı kablo bağlantısı zaman zaman gündeme gelse de, somut ve bağlayıcı bir takvim henüz ortaya konulmuş değil¹².

2026 GÖRÜNÜMÜ: FIRSATLAR VE KIRILGANLIKLAR ARASINDA
    •    İyimser senaryo: HVDC projesinde ilerleme, istikrarlı yakıt fiyatları
    •    Temel senaryo: Termik santrallere bağımlılığın sürmesi, sınırlı yapısal reformlar
    •    Kötümser senaryo: Proje gecikmeleri, yakıt fiyat şokları, Kuzey Kıbrıs’ta arz stresi

2026 yılı, Kıbrıs için açık biçimde bir “geçiş yılı” niteliği taşıyor.  
Güney Kıbrıs, uzun vadede açık deniz gazı ve enterkonneksiyon projeleri sayesinde avantajlı bir konuma ilerlerken; kısa vadede mevcut yakıt yapısı belirleyici olmaya devam edecek görünüyor. 
Kuzey Kıbrıs ise artan pik yükler karşısında, dış bağlantı eksikliği nedeniyle daha kırılgan bir yapı sergiliyor. 

Enerji alanında, fiilî koşullar kuzey ve güneyin birbirine bağımlı olduğunu gösteriyor. Yenilenebilir enerji yatırımları, denizaltı HVDC iletimi ve açık deniz hidrokarbon çalışmaları, kazan–kazan temelli ortak yaklaşımları zorunlu kılıyor.

Siyasi çözümlerden bağımsız olarak, enerji güvenliği ekseninde teknik ve bölgesel iş birliği, 2026 ve sonrasında giderek daha rasyonel ve kaçınılmaz hâle geliyor. 

DİPNOTLAR
    1.    TSOC / Philenews – 2025 yaz pik talep verileri
    2.    CBN Cyprus – Haftalık elektrik talep raporları
    3.    CEER – Kıbrıs elektrik sistemi yeterlilik varsayımları
    4.    Cyprus-FAQ – Kuzey Kıbrıs rekor elektrik tüketimi
    5.    EUAS / Türkiye enerji otoriteleri açıklamaları
    6.    LowCarbonPower.org – Kıbrıs elektrik üretim karması
    7.    PMC / DergiPark – KKTC yenilenebilir enerji çalışmaları
    8.    CBN Cyprus – Pegasus-1 doğalgaz keşfi duyurusu
    9.    Enerdata – Doğu Akdeniz doğalgaz kaynak tahminleri
    10.    Avrupa Komisyonu – GSI proje belgeleri
    11.    AB Uluslararası Ortaklıklar – EuroAsia Interconnector
    12.    Cyprus Mail – Türkiye–KKTC denizaltı kablo tartışmaları