İsrail doğalgazı: Her boru ötekini kovar!

Mehmet KARA

MEHMET KARA 

İstanbul’da düzenlenen 22. Dünya Petrol Kongresi’nin ana konusunun doğal olarak petrol olması doğal. Evet, öyleydi belki ama Kongre’de söz alan konuşmacılar enerjinin bütününe yönelik mesajlar verme ihtiyacı duydu. Öyle ki Cezayir ve Suudi Arabistan başta olmak üzere, önemli petrol üreticisi ülkelerin temsilcileri, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımlara ağırlık vereceklerini deklare ettiler. 

Petrol Kongresi’nde uluslararası enerji dengelerini etkileyecek hatta bu konuda geleceği belirleyecek uluslararası projeler de gündeme geldi. Bunlar arasında doğalgaz boru hattı projeleri de önemli yer tuttu. Rusya-Türkiye-Avrupa, Azerbaycan-Türkiye-Avrupa, İran-Türkiye-Avrupa, Irak-Türkiye-Avrupa ve İsrail-Türkiye-Avrupa güzergahlarındaki gaz boru hattı projeleri bunların başında geliyordu. Tüm projelerde kaynak ülke değişse de tüketici taraf aynıydı. İran, Irak, Azerbaycan, Rusya ve İsrail kaynak ülkeler, Avrupa ise bu gazın ulaştırılacağı nihai pazar. Ve bu projelerin her birinin anahtar ülkesi de ister istemez Türkiye. Çünkü sözünü ettiğimiz ülkelerde çıkarılacak doğalgaz için en kestirme yol Türkiye üzerinden geçiyor. 

Peki Türkiye’yi merkez alan bu güzergahlar tümüyle alternatifsiz mi? Elbette hayır. Enerji alanında hele hele uluslararası dengeleri yeniden şekillendirecek projeler konusunda işler öyle dört işlem yapar gibi ilerlemiyor. Karmaşık ilişkiler ve dengeler arasında çok iyi bir oyun kurmak şart. 

Mesela, İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz’in, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile görüşmelerinin içeriğine dair verdiği bilgiler oldukça ilginçti. Konuk Basan, tarafların, İsrail doğalgazını Türkiye’ye ve Avrupa’ya ulaştıracak doğalgaz boru hattının inşası için hükümetlerarası anlaşmayı bu yılın sonuna kadar tamamlama konusunda mutabık kaldıklarını söyledi. 

Ancak Bakan Steinitz, İsrail’in Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik bölgesinden çıkarılacak gazın Avrupa’ya taşınması için bir başka güzergahtan daha söz etti: İsrail-Güney Kıbrıs-Yunanistan-İtalya! 

Ve mealen söyleyelim, “Bölgede, her iki boru hattına yetecek kadar gaz var” dedi. Her iki projeyi de besleyecek kadar kaynak bulunsa bile, söz konusu güzergahların birbirinin rakibi olduğu gerçeği değişmez. 

Şöyle ki… Sınır aşan ve bölgesel, hatta küresel enerji dengelerini değiştirecek, yeniden belirleyecek ölçekteki büyük projeler, proje halindeyken büyük bir rekabet içinde ilerler. Ancak biri realize olmaya başladığı anda bütün kartlar yeniden karılır. Yani geride kalan proje baştan ayağa yeniden ele alınmak zorundadır. Çünkü artık denge bozulmuştur. Evet enerji kaynağı yeterlidir ama onu tüketecek pazar bir tanedir. Bu pazar kısmen de olsa ihtiyacını karşılarsa, bir başka oyuncunun oraya gaz satması daha da zorlaşır. Bu da müşterisi azalmış gaz için kurulacak boru hattının hayata geçişinin zorlaşması anlamına gelir. 

Bu durumda, Türkiye eğer uzun vadede İsrail gazını getirip Avrupa’ya da aktarmayı düşünüyorsa, kazmayı ilk vuran taraf olmalı. Çünkü boru hatları birbirine uzak inşa edilse de birbirini iter. 

Özetin özeti, bir boru öteki boruyu kovar!