Kaynağın yoksa konumun var!

Metin Türkyılmaz

METİN TÜRKYILMAZ

Son yıllarda hidrolik, rüzgar, güneş,  jeotermal, dalga, biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynakları hızla öne çıksa da doğalgaz çok daha fazla kullanılır hale gelse de yeni yeni kömür yatakları bulunsa da petrol hala dünyanın en büyük önemli enerji kaynağı olmaya devam ediyor.

Yenilenebilir enerji kaynaklarında büyük potansiyel barındıran Türkiye, buna karşın ne doğalgaz, ne kömür ne de petrol zengini bir ülke. Kömür yataklarının önemli bir bölümü kalitesiz linyit yataklarından oluşuyor. Lakin, konumu nedeniyle enerji ticaretinden milyarlarca dolar kazanabilecek bir ülke. Balkanlardan Kafkaslara boylu boyunca uzanan, bir tarafı Ortadoğu’da bir tarafı Avrupa’da olan, Avrupa, Asya, Afrika’nın merkezinde bir ülke konumunda. Bir tarafı enerji zengini Ortadoğu, Rusya, Kafkasya, Orta Asya, bir tarafı enerji yoksulu Avrupa. Bu tarafların arasındaki en kısa yol da Türkiye’den geçiyor. Karadan veya sudan Türkiye’den geçmeden Avrupa’ya ulaşmak çok pahalı…

Doğalgaz üretecek Mısır veya İsrail, boru hattını Türkiye’den geçirmek zorunda. Aksi takdirde Akdeniz’i geçip İtalya’ya taşımak zorunda kalırlar. Petrol ve doğalgaz üreten Suriye’nin de başka yolu yok gibi. Irak, İran, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan zaten zorunlu. Rusya, Ukrayna’dan geçen hattını Türkiye’nin Karadeniz kıta sahanlığına taşımak zorunda hissediyor.

BP’nin 2016 Dünya Enerji İstatistikleri Yıllığı’na göre, 2015 yılı sonu itibarıyla, İran’ın 157,8, Irak’ın 143,1, Rusya’nın 102,4, Kazakistan’ın 30, Azerbaycan’ın 7, Mısır’ın 3,5, Suriye’nin 2,5, Özbekistan’ın 0,6, Türkmenistan’ın 0,6 milyar varil petrol rezervi, İran’ın 34, Rusya’nın 32,3, Türkmenistan’ın 17,5, Irak’ın 3,7, Mısır’ın 1,8 Azerbaycan’ın 1,1, Özbekistan’ın 1,1, Kazakistan’ın 0,9, Suriye’nin 0,3, İsrail’in 0,2 trilyon metreküp doğal gaz rezervi bulunuyor. Bu rezervlerinin önemli bir bölümü Avrupa’ya akacak. Soru şu? Hangi hatlardan akacak. Bu ülkeler için en karlı yol Türkiye’den geçiyor. Yalnız, bu ülkelerin Türkiye’nin geleceğine, istikrarına güvenmeleri gerekiyor. Nitekim, Suriye’den geçen bir Irak petrol boru hattı vardı. Kerkük-Banyas petrol boru hattı. Kerkük-Yumurtalık’tan 18 yıl önce 1952’de yapılmıştı. Ne oldu? Bu hatta güvenemediği için Irak, petrol boru hattını Türkiye’den geçirdi ve Kerkük-Yumurtalık inşa edildi. Hat 2003 yılından bu yana da servis dışı... 800 kilometre hat uzunluğu ile 970 kilometrelik Kerkük-Yumurtalık’tan daha kısa olmasına rağmen… Demek ki hatta petrol veya doğalgaz sevkiyatının aksamadan sürdürülmesi ve siyasi, ekonomik çekişmelere konu edilmemesi çok önemli…  

Bundan bin yıl önce de doğu-batı arasındaki ipek ve baharat yolları Anadolu’dan geçermiş. Kuzey-Güney yolları da… Rusya, Ukrayna’dan Karadeniz yoluyla gelen tahıl ve diğer ürünler Kastamonu’nun İnebolu, Sinop, Samsun, Trabzon limanlarına iner, oralardan karayoluyla Anadolu’yu aşar Ortadoğu’ya, İran’a gider, Hindistan’dan gelen baharat gibi ürünler de aynı yolla Rusya ve Ukrayna’ya, oradan Baltık ülkelerine, İsveç’e, Finlandiya’ya kadar ulaşırmış. İnebolu, Sinop’tan Anadolu’yu geçip Alanya’ya ulaşan ürünler de buradan Kuzey Afrika’ya, Doğu Akdeniz limanlarına taşınırmış.

Binyıl geçti ama pek bir şey değişmedi. Eskiden baharat, ipek, tahıl taşınırdı. Şimdi petrol ve doğalgaz taşınacak. Eskiden Anadolu topraklarında aralıklarla hanlar olurdu, şimdi basınç istasyonları olacak.

Anadolu yine ihya olup, eski zenginliğine ulaşacak. Yeter ki süreci iyi yönetelim. Hem siyasi hem ekonomik istikrarımızı koruyalım. Ortadoğu bataklığında Anadolu bir barış adası olarak kalsın. Bundan bin yıl öncesinde de olduğu gibi her milletten, her dinden, her mezhepten insanların bir arada yaşayabildiği bir yer olsun. Baskıdan kaçan aydınlar, bilim adamları, sanatçılar, yazarlar bu topraklara sığınsın. Almanya’dan, Avrupa’dan, Nazilerden kaçan ve 1933 sonrası Türkiye’sine sığınan bilim adamları gibi…

25.12.2016

Metin TÜRKYILMAZ - Enerji Günlüğü