Enerji Günlüğü - Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından bugün yayınlanan "Dünya Enerji Görünümü 2025" (World Energy Outlook 2025) raporu küresel enerji talebinin, emisyonların ve geçiş dinamiklerinin geleceğini analiz ediyor. Rapor, jeopolitik gerilimler, iklim değişikliği ve teknolojik ilerlemeler ışığında üç ana senaryo üzerinden projeksiyonlar sunuyor.
Rapora göre, elektrik artık modern ekonomilerin kalbinde yer alıyor. Elektrik talebi tüm senaryolarda genel enerji kullanımından daha hızlı artıyor. Dolayısıyla elektrikle ilgili yatırımlar, bugünün küresel enerji yatırımlarının yarısını oluşturuyor. Dünya genelinde elektriğin nihai enerji tüketimindeki payı henüz %20 civarında olsa da, küresel ekonominin %40’ından fazlasını temsil eden sektörlerin ana enerji kaynağı haline gelmiş durumda.
ELEKTRİK TÜKETİMİ VERİ MERKEZLERİYLE ARTIYOR
Veri merkezleri ve yapay zekâ uygulamaları gelişmiş ekonomilerde dahi elektrik tüketimini yükseltiyor. 2025’te veri merkezlerine yapılacak yatırımın 580 milyar dolara ulaşması bekleniyor; bu miktar küresel petrol arzına yapılan harcamaları aşacak.
EN HIZLI BÜYÜYEN KAYNAK YENİLENEBİLİR
Enerji talebinin artmaya devam edeceğine, fosil yakıtların kalıcılığına ve yenilenebilir enerjinin yükselişine dikkat çeken Rapora göre yenilenebilir enerji, özellikle güneş enerjisi, tüm senaryolarda en hızlı büyüyen kaynak olurken; nükleer enerji de uzun bir durgunluk döneminin ardından yeniden ivme kazanıyor.
PETROL VE GAZDA DENGE HIZLA BOZULABİLİR
Petrol ve doğalgaz arzı ise kısa vadede yeterli görünse de, jeopolitik riskler devam ediyor. Zayıf geçiş politikaları veya düşük fiyatların, talebi yeniden artırarak bu dengeyi hızla bozabileceğine dikkat çekiliyor.
Jeopolitik kırılganlık, petrol fiyatlarındaki durgunlukla bir arada yaşanıyor. Devam eden çatışmalar ve istikrarsızlık, petrol piyasası dengelerinin arzın talebe göre büyük bir fazlalık gösterdiğini ortaya koyuyor.
İKLİM RİSKLERİ ARTIYOR
Emisyonları azaltmaya yönelik ulusal ve uluslararası çabalar eskiye göre daha az ivme kazansa da iklim riskleri artıyor. 2024, kayıtlara geçen en sıcak yıl oldu ve küresel sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerin 1,5 santigrat derece (°C) üzerine çıktığı ilk yıl oldu.
ENERJİ AĞIRLIK MERKEZİNDE KAYMA
Yeni enerji ağırlık merkezi, Hindistan ve Güneydoğu Asya’nın öncülüğünde, Orta Doğu, Afrika ve Latin Amerika’ya kayıyor. Bu bölgeler, son on yılda küresel enerji talebi artışının büyük bölümünü karşılayan Çin’in yerini almaya başlıyor.
ENERJİ HİZMETLERİ TALEBİ HIZLI ARTACAK
Rapora göre, enerji hizmetlerine olan küresel talep önümüzdeki on yıllarda hızla artacak. Özellikle ulaşım, ısınma-soğutma, sanayi, veri ve yapay zekâ odaklı enerji kullanımı öne çıkıyor.
KRİTİK MİNERAL TEDARİKİ KIRILGAN
Enerjiyle ilgili 20 stratejik mineralin 19’unda, tek bir ülke yaklaşık %70’lik rafinasyon payına sahip. Bu da kritik minerallerin tedarikinde ciddi kırılganlıklara işaret ediyor.
ENERJİ GÜVENLİĞİ GERGİNLİĞİNİN EN FAZLA YANSIDIĞI DÖNEM
Rapora göre, acil tehditler ve uzun vadeli tehlikeler, enerjiyi ekonomik ve ulusal güvenliğin temel bir meselesi haline getiriyor. Enerji, günümüzün jeopolitik gerilimlerinin merkezinde yer alıyor ve yakıt tedarikindeki geleneksel risklere artık kritik minerallerin tedarikini etkileyen kısıtlamalar eşlik ediyor. Modern ekonomiler için çok önemli olan elektrik sektörü de siber, operasyonel ve hava koşullarıyla ilgili tehlikelere karşı giderek daha savunmasız hale geliyor.
Bu duruma dikkat çeken IEA İcra Direktörü Fatih Birol, enerji dünyasının son on yıllarında, enerji güvenliği gerginliklerinin aynı anda bu kadar çok yakıt ve teknolojiye yansıdığı başka bir dönem olmadığını belirtti.
Birol, "Enerji güvenliği birçok hükümet için ön planda olduğundan, verecekleri yanıtların, karşılanabilirlik, erişim, rekabet gücü ve iklim değişikliği gibi diğer politika hedefleriyle ortaya çıkabilecek sinerjileri ve ödünleri dikkate alması gerekiyor” dedi.