Enerji Günlüğü- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nde önemli değişiklikler öngören bir taslak metin hazırlayarak kamuoyunun görüşüne sundu. 1 Ağustos 2025 tarihine kadar görüşe açık kalacak taslak, hayata geçtiği takdirde lisanssız üretimde, özellikle de güneş enerjisi santralleri (GES) için rekabet koşullarını yeniden şekillendirecek. En dikkat çekici değişiklik, başvuruların değerlendirilmesinde üretim ve tüketim tesisinin aynı ölçüm noktasında olmasına en yüksek önceliklerden birinin verilmesi oldu.
EPDK tarafından hazırlanan ve sektör paydaşlarının görüşüne açılan yönetmelik taslağı, lisanssız elektrik üretiminde önceliklendirme kriterlerini, yaptırımları ve başvuru süreçlerini yeniden düzenliyor. Yapılan en temel değişiklik, başvuruların teknik değerlendirmesini düzenleyen 14’üncü maddede göze çarpıyor.
ÖNCELİK ARTIK "AYNI YERDE" OLANIN
Mevcut yönetmelikte yenilenebilir enerji kaynağına dayalı olması ve kojenerasyon tesisi olması gibi kriterlerin ardından başvuru sahibinin tüketim miktarının yüksekliği öncelik sebebiydi. Yeni taslakta ise bu kriterlerin arasına, "Başvuruya konu üretim tesisinin, ilişkilendirilmesi planlanan tüketim tesisiyle aynı ölçüm noktasında olması" şartı ekleniyor. Bu değişiklikle birlikte, enerjisini tükettiği yerde üreten, yani çatı veya cephe uygulaması gibi "öz tüketim" modeliyle hareket eden projelere, farklı bir lokasyonda araziye kurulum (tarla GES) yaparak mahsuplaşmak isteyen projelere karşı net bir avantaj tanınıyor.
YÜKSEK TÜKETİME DAYALI BAŞVURULARA MATEMATİKSEL ENGEL
Taslak, yüksek tüketim gücünü kullanarak birden fazla lisanssız üretim tesisi kurmanın önüne geçmeyi hedefleyen yeni bir hesaplama yöntemi de getiriyor. 14’üncü maddeye eklenen dokuzuncu fıkra ile “Öncelik değerlendirmesine esas tüketim miktarı (ÖDT)” adı altında yeni bir formül tanımlandı.
Bu formüle göre, bir tüketim tesisi için daha önce kapasite tahsis edilmişse, yeni başvuruda bu eski kapasite (ÜKG) toplam sözleşme gücünden (TSG) düşülerek bir hesaplama yapılacak. Böylece yatırımcı, aynı yüksek tüketim rakamını kullanarak art arda kapasite tahsisinde öncelik kazanamayacak. Ancak taslakta belediyeler, sanayi tesisleri ve tarımsal sulama aboneleri için bir istisna getirildi. Bu abonelerin başvurularında formüldeki sözleşme gücü (TSG) iki katı olarak kabul edilecek ve bu da onlara bir avantaj sağlayacak.
KAÇAK KULLANIMA KADEMELİ YAPTIRIM
Yönetmeliğin en çok tartışılan konularından biri olan, kabul işlemleri tamamlanmadan tesisini devreye alanlara yönelik yaptırımlar da yeniden düzenleniyor. Mevcut durumda tesisi şebekeden ayırma, altmış gün içinde demontaj ve üç yıl başvuru yasağı gibi tek tip ve ağır bir ceza uygulanıyordu.
Yeni taslak ise yaptırımı ikiye ayırıyor:
- Henüz bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almamış veya bağlantı anlaşması imzalamamış bir tesis kaçak işletime geçerse, mevcut ağır yaptırımlar (söküm ve üç yıl boyunca yönetmelik kapsamında başvuru yasağı) aynen devam edecek.
- Ancak çağrı mektubu tebliğ edilmiş veya bağlantı anlaşması imzalanmış bir tesis, kabul işlemleri bitmeden enerji üretirse, tesis yine şebekeden anında ayrılacak. Fakat bu durumda farklı bir ceza öngörülüyor: Tesis, kabul işlemleri tamamlandıktan sonra on iki ay boyunca şebekeye verdiği ihtiyaç fazlası enerji için herhangi bir ödeme alamayacak. Bu enerji, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması'na (YEKDEM) bedelsiz katkı olarak sayılacak. Ayrıca, bu durumdaki tüzel veya gerçek kişiler, üç yıl boyunca yeni kapasite başvurusu yapamayacak.
JEOTERMAL VE BİYOKÜTLE DE SÜRECE DAHİL EDİLDİ
Yapılan diğer düzenlemelerle, teknik değerlendirme süreçlerinde rüzgâr ve güneş enerjisi için geçerli olan bazı prosedürlere jeotermal ve biyokütle de dahil edildi. Böylece bu kaynaklara dayalı başvuruların bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu düzenlenmesi süreçleri, güneş ve rüzgâr ile benzer bir yapıya kavuşturuldu.