SHURA: 2030’da yenilenebilir enerjinin payı yüzde 52’ye çıkacak

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, 2030’da yenilenebilir enerjinin Türkiye elektrik üretimindeki payının yüzde 52’ye, rüzgar ve güneşin payının ise yüzde 30’un üzerine çıkmasını öngörüyor.

Enerji Günlüğü - SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, 2030’da yenilenebilir enerjinin Türkiye elektrik üretimindeki payının yüzde 52’ye, rüzgar ve güneşin payının ise yüzde 30’un üzerine çıkmasını öngörüyor.

Enerji dönüşümü konusunda çalışan Türkiye’nin ilk ve tek düşünce kuruluşu SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, ‘2030 Yılına Doğru Türkiye’nin Optimum Elektrik Üretim Kapasitesi’ raporunu açıkladı. Karbon maliyetlendirme mekanizmasının yanında yenilenebilir enerji politika araçlarındaki gelişmelerle 2030’da yenilenebilir enerjinin toplam üretimdeki payının yüzde 52’ye, rüzgar ve güneşin payının ise yüzde 30’un üzerine çıkmasının öngörüldüğü rapora göre, bu sayede elektrik üretimi kaynaklı sera gazı emisyonlarının düşmesi, ithal kaynaklara bağımlılığın azaltılması bekleniyor. 

Rapora göre, enerji arz güvenliği ve uygun fiyatlı arz tedarikini sağlarken fosil yakıtlı kaynakların olumsuz çevresel ve ekonomik etkilerini sınırlandırmayı hedefleyen Türkiye, enerji dönüşümü planlamasına ihtiyaç duyuyor. Bu kapsamda 2023 yılı hedeflerini ve stratejilerini temel alan, uzun dönemli, entegre bir enerji ve iklim değişikliği stratejisinin oluşturulması gerekiyor.

RÜZGAR VE GÜNEŞE DESTEK DEVAM ETMELİ

Tüm senaryolar için en az maliyetli seçenekler olan rüzgar ve güneşe desteğin devam etmesi gerektiği belirtilen raporda ayrıca daha fazla yenilenebilir enerji entegrasyonu için sisteme esneklik sağlayan enerji depolama teknolojilerinin piyasa mekanizmalarıyla desteklenmesi tavsiye ediliyor. Çoğunlukla küçük çaplı ve çatı üstü güneş enerjisi uygulamalarından oluşan dağıtık yenilenebilir enerji tesislerine uygun finansman ve iş modellerinin geliştirilmesi ise yenilenebilir enerji yatırımları teşvik mekanizmalarını tamamlayabilir.

BÜTÜNCÜL BİR YAKLAŞIM İZLENMELİ

Çalışmanın sonuçlarına göre, enerji hedeflerini tek tek hayata geçirmeye çalışmaktansa farklı hedeflerin bir arada değerlendirildiği bütüncül bir yaklaşım izlenmeli. Bu yaklaşımla yenilenebilir enerji kaynaklarının potansiyelinin tümüyle değerlendirilmesi enerji ithalatını azaltacak, arz güvenliğini artıracak, hava kalitesini yükseltecek, küresel iklim değişikliğinin önlenmesine katkıda bulunacak ve ekonomi açısından da önemli faydalar sağlayacak.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ YENİLENEBİLİR İLE DESTEKLENMELİ

Raporda, çok yönlü avantajları olan ve maliyet etkin sonuç sağlayan enerji verimliliğinin artırılmasının yakın dönemde zaruri olacağına dikkat çekiliyor. Ancak tek başına enerji verimliliği Türkiye’nin enerji hedeflerine ulaşması için yeterli değil; enerji verimliliğini artırmaya yönelik politikalar, yenilenebilir enerjiyi teşvik edici ve çevreci politikalarla desteklenmeli.

KARBON MALİYETLENDİRME MEKANİZMASI KURULMALI

Çalışmanın senaryoları arasında karbon maliyetlendirme mekanizmasının kurulması da yer alıyor. Senaryoya göre, düşük verimli kömür santralleri artan maliyetleri nedeniyle arz talep eğrisi dışında kalırken elektrik üretiminden kaynaklı sera gazı salımı azalıyor. Fakat salımlarda düşüş beraberinde spot elektrik fiyatlarında nispeten artış getirecek. Ancak karbon maliyetlendirme mekanizması yenilenebilir enerji politika araçlarıyla birlikte kullanıldığında ithalat maliyetleri ve spot elektrik piyasa fiyatlarının düştüğü dengeli bir yaklaşım ortaya koyulabilir. 

10 YILLIK ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ BUGÜN VERİLECEK POLİTİK KARARLARLA BELİRLENECEK

Bu çalışmayla Türkiye’de uzun dönemli bir enerji sistemi planlamasına katkıda bulunmayı istediklerini belirten SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Değer Saygın şunları söyledi: “Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıllık enerji dönüşümü süreci bugün verilecek politika kararlarıyla şekillenecek. Günümüzdeki elektrik arz fazlası ve COVID-19 salgınının neden olduğu kısa vadeli iktisadi durgunluğa rağmen orta vadede ekonominin büyüme trendini devam ettirmesi bekleniyor.”