GENEL GÖRÜNÜM
Türkiye enerji sektörü, 2024–2025 döneminde yakaladığı büyüme ivmesini 2026 yılında da sürdürmeye hazırlanıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) verilerine göre, Eylül 2025 sonu itibarıyla Türkiye’nin kurulu elektrik gücü 121.418 MW seviyesine ulaşmıştı [^1]. Bu değer, enerji arz güvenliğinin korunduğunu ve yatırım ortamının güçlü seyrettiğini gösteriyor.
Türkiye’nin toplam elektrik kurulu gücü bugün itibariyle 120 bin MW’ın üzerinde bulunurken, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yayımlanan son planlamalara göre 2026 yılı kurulu güç hedefi yaklaşık 129 bin MW seviyesinde.
Uluslararası analizler, Türkiye’nin 2035’e kadar yenilenebilir enerji odaklı kapasite artışında yıllık çift haneli büyüme potansiyeli taşıdığını ortaya koyuyor [^2]. Bu öngörüler, Türkiye’nin enerji yatırımlarının küresel dönüşüm eğilimleriyle uyumlu şekilde ilerlediğini teyit ediyor.
KAYNAKLARIN DAĞILIMI VE 2026 HEDEFLERİ
ETKB’nin berilerine göre Türkiye elektrik üretim portföyünün kaynaklara göre dağılımı şöyle:
• Hidrolik: %26,6[^1]
• Doğal gaz: %20,2[^1]
• Rüzgâr: ~13.043 MW (yaklaşık %11)
• Güneş: ~20.329 MW (yaklaşık %17,5)
• Jeotermal: ~1.734 MW
• Kömür (yerli + ithal): ~21,9 GW
2026 yılında toplam kurulu gücün 125 GW seviyesinin üzerine çıkması (revize hedef 129 GW), yenilenebilir enerji payının ise %30’un üzerine yükselmesi bekleniyor.
Afşin–Elbistan ve Soma havzalarında çevresel baskılar, baca gazı arıtma/filtre modernizasyon süreçleri ve mevzuat uyum gereklilikleri nedeniyle bazı kömürlü termik santrallerin operasyon sürelerinde kısıtlamalar devam edecek.
YENİLENEBİLİR ENERJİ VE TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜM
Türkiye’nin yenilenebilir enerji kurulu gücü 2025 itibarıyla önemli ölçüde arttı.
Güneş enerjisi yatırımlarındaki ivme dikkat çekiyor:
• Güneş kapasitesi 2024 sonunda 19,6 GW’ı aştı ve 2025 hedefi öngörülenden daha erken gerçekleştirildi [^4].
• Rüzgâr ve güneş yatırımları birlikte değerlendirildiğinde 2026’da yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payının %50’ye yaklaşması mümkün.
Bu dönüşüme enerji depolama tesisleri, şebeke modernizasyonu ve yeşil hidrojen projeleri eşlik ediyor. Dijitalleşme ve enerji teknolojilerinde yerelleşme ise sektörde yeni rekabet başlıkları olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin enerji politikalarında “temiz üretim, verimlilik ve sürdürülebilirlik” kavramları giderek belirleyici hâle geliyor.
DOĞAL GAZ, LNG VE ARZ GÜVENLİĞİ
Türkiye’nin yıllık doğal gaz tüketimi 53–56 milyar m³ bandında seyrediyor. Bu talep düzeyi; arz güvenliği, kaynak çeşitliliği ve fiyat istikrarı açısından kritik öneme sahip.
2025 yılında imzalanan BOTAŞ–Mercuria anlaşması kapsamında:
• 20 yıllık LNG tedarik sözleşmesi,
• Yıllık yaklaşık 4 milyar m³ ithalat,
• 2026 itibarıyla fiili tedarik başlangıcı
öngörülüyor [^6]. Bu anlaşma, Türkiye’nin doğal gaz portföyünde jeostratejik çeşitliliği artıran önemli bir adım.
KARADENİZ GAZI VE YERLİ ÜRETİM
Sakarya Gaz Sahası, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı hedeflerinde kritik bir projedi:
• 2026 için 10–20 milyon m³/gün üretim hedefi bulunuyor.
• Üretim artışı, ithalata bağımlılığı azaltarak fiyat ve arz planlamasında esneklik sağlıyor.
• Derin deniz koşulları nedeniyle üretim artışı kademeli bir şekilde gerçekleşecek.
GABAR PETROLÜ VE YERLİ KAYNAKLAR
Gabar sahası ve çevresindeki yeni petrol keşiflerinin:
• Petrol ithalatını kademeli olarak azaltması,
• Yerli üretimin tüketimde daha yüksek pay alması,
• Bölgesel ekonomide istihdam ve yatırım artışı yaratması
bekleniyor. Yerli petrol üretimindeki artış, Türkiye’nin jeopolitik ve ekonomik bağımsızlığı açısından stratejik öneme sahip.
NÜKLEER ENERJİ: AKKUYU PROJESİ
Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali olan Akkuyu NGS (4 × 1,2 GW), 2025 sonunda test üretimi aşamasına geçti. İlk ünitenin 2026’da ticari üretime başlaması hedefleniyor.
Nükleer enerji, Türkiye’nin karbon nötrlüğü, baz yük kapasitesi ve arz güvenliği hedeflerinde önemli bir rol üstlenecek.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE YEŞİL DÖNÜŞÜM
Türkiye enerji stratejisinde öne çıkan yatırım alanları:
• Elektrikli araç şarj altyapısı
• Yeşil hidrojen teknolojileri
• Enerji depolama sistemleri
• Akıllı şebekeler
• Enerji verimliliği projeleri
Bu dönüşüm yalnızca çevresel fayda sağlamakla sınırlı olmayıp; aynı zamanda rekabetçilik, maliyet avantajı ve dış ticaret performansında da belirleyici bir unsur durumunda.
CBAM – Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması
AB’nin karbon sızıntısını önlemeye yönelik CBAM takvimi şöyle [^7]:
• Geçiş/Raporlama dönemi: 1 Ekim 2023 – 31 Aralık 2025
• Tam uygulama: 1 Ocak 2026
Bu tarihten itibaren AB’ye ihraç edilen çimento, demir–çelik, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen gibi ürünler, gömülü karbon emisyonu oranına göre maliyetlendirilerek piyasaya girecek.
Türkiye açısından:
• İhracatçı işletmelerin emisyon izleme ve karbon ayak izi hesaplama süreçlerini tamamlamaları zorunlu hâle geliyor.
• Türkiye’nin yenilenebilir enerji büyümesi, CBAM kaynaklı maliyet baskısını avantaja dönüştürebilecek bir fırsat sunuyor.
CBAM, 2026 sonrası Türkiye için yalnızca bir uyum mekanizması değil; enerji, sanayi ve dış ticaret politikalarının yeniden şekillenmesini tetikleyecek stratejik bir dönüm noktası sayılıyor.
ULUSLARARASI ETKİNLİKLER VE ENERJİ DİPLOMASİSİ
• Enlit 2025 – Bilbao: Türkiye’nin aktif katılımı, özellikle depolama, şebeke teknolojileri ve yeşil hidrojen alanında yeni iş birliklerini güçlendirdi.
• Enlit 2026 – Viyana: Yeni teknolojik ortaklık fırsatları sunacak.
• COP31 – Antalya (Kasım 2026): Türkiye’nin yeşil dönüşüm hedeflerinde küresel söz hakkını artıracak.
• NATO Zirvesi – Ankara (Temmuz 2026): Enerji güvenliği ve savunma politikalarının kesiştiği stratejik bir platform olacak.
• COP30 – Belém (Kasım 2025): 2026 enerji politikaları için önemli yönlendirmeler sağladı.
2026 İÇİN ÖNGÖRÜLER – ÖZET TABLO
Başlık Beklenti
Toplam Kurulu Güç ~129 GW
Yenilenebilir Kurulu Güç Payı %30+
Elektrik Üretiminde YE Payı %50’ye yaklaşabilir
Doğal Gaz Tüketimi 53–56 milyar m³
LNG Tedarik 4 milyar m³/yıl (Mercuria)
Karadeniz Gazı & Yerli Üretim Artış eğiliminde
Akkuyu Nükleer İlk ticari üretim 2026
Yeni Yatırımlar Depolama, akıllı şebekeler, hidrojen, dijitalleşme
CBAM Etkisi Karbon uyum zorunluluğu – dış ticarette etkili
2026, Türkiye enerji sektöründe yapısal dönüşümlerin hızlandığı bir eşik yılı olmaya aday. Yenilenebilir enerji yatırımları, doğal gaz ve LNG dengesi, yerli üretim hamleleri ve nükleer enerji projeleri, Türkiye’nin enerji arz güvenliği stratejisinin merkezinde yer alıyor.
CBAM gibi uluslararası düzenlemeler ise Türkiye’nin üretim ve ihracat politikalarını yeniden tanımlayacak; rekabet gücünün korunması temiz üretim, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik uygulamalarına bağlı olacak.
Türkiye, doğru planlama ve şeffaf uygulamalarla 2026 sonrasında bölgesel enerji denkleminde daha etkin ve belirleyici bir aktör olma potansiyeline sahiptir.
⸻
KAYNAKLAR
[^1]: Anadolu Ajansı, Elektrikte toplam kurulu güç 121 bin megavatı aştı, 24 Ekim 2025.
[^2]: GlobalData / Power Systems Design, Türkiye’nin yenilenebilir kapasitesi 2035’te 38,2 GW’a ulaşacak, Haziran 2025.
[^4]: Anadolu Ajansı, Güneş enerjisi kapasitesi 2,5 yılda iki katına çıktı, 28 Ocak 2025.
[^6]: Hürriyet, BOTAŞ, Mercuria ile 20 yıllık doğal gaz anlaşması imzaladı, 24 Eylül 2025.
[^7]: Avrupa Komisyonu, CBAM Uygulama Belgeleri, 2025