Yeni lisanssız taslağı ne getirir?

Mürşat ÖZKAYA

Aylardır "ha bugün ha yarın çıkıyor" dediğimiz yeni yönetmelik ve tebliğ taslakları geçtiğimiz ay ortaya çıktı. Bazı değişiklikler bazı kişileri tatmin etmese de ve bazı beklentiler karşılanmasa da, EPDK’nın lisanssız elektrik mevzusuna verdiği desteğin (bu da bazılarını tatmin etmese bile) hala devam ettiğini, yapılan değişiklik ve eklemelerden anlayabiliyoruz.

Bu konuları geçtiğimiz günlerde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen`in de katılımıyla gerçekleştirilen Lisanssız Elektrik Üretimi Derneği Lİ-DER Yönetim Kurulu`nda konuştuk. Toplantıda Yönetim Kurulu Üyeleri, sektörün sorunlarını aktarırken, kamu temsilcileri, bu sorunların giderilmesi için gerekli adımların atılacağını ifade etti.

Ben deburada birkaç önemli madde hakkında kendi görüşlerimi ileteceğim. Hepimizin bildiği gibi lisanssız mevzuatının temel amacı gerçek veya tüzel kişilerin kendi elektriklerini üretmeleriydi. Lakin gelinen durumda, doğru ya da yanlış, bu iş bir yatırım ortamına dönüştü.

Özellikle yıllardır yayında gerilmiş bir halde bekleyen güneş enerjisi yatırımcıları açık bir kapı buldular ve kapıdan süratle içeri daldılar. Bu arada, yokluktan, zamanında el üstünde tutulan çatı üzeri sistemler de iyice göz ardı edilmeye başlandı. Tabii bu geri kalmışlığın bir sebebi de, küçük sistemler ile büyük sistemlerin aynı mevzuata ve prosedüre tabii olmasıydı. En başta da, zaten küçük güçlerde nispeten pek de uygun fiyatlı olmayan bu sistemlerin, TEDAŞ proje hazırlama maliyeti nedeniyle astarı yüzünden pahalı hale gelmesiydi.

KÜÇÜK SİSTEMLER

Geldiğimiz noktada, bu yeni yönetmelik değişikliğiyle 10 kW’a kadar olan küçük sistemlerin TEDAŞ proje süreci azalacak gibi duruyor. Zaten 30 KW’a kadar olan sistemlerle ilgili işlemlerin bölgelerde halledilmesi Ankara’ya gitmemesi durumu bir süredir fiili olarak vardı. Bu aşamada, 6 ay içinde TEDAŞ tarafından 10 kW altı sistemler için tam olarak ne isteneceği ortaya konacak. TEDAŞ Genel Müdürü Mükremin Çepni’nin de belirttiği gibi, 6 aya kalmadan bu işin hallolmasını bekliyoruz. İşte bu değişiklik, dikkatlerin yeniden çatılara çevrilmesine neden olabilir.

Bu arada, 10 kW artık çatı üzeri sistemler için düşük bir rakam. Ben şahsen bu değişikliklerle ev değil de, ticarethane ve sanayi kuruluşlarının daha hızlı tepki vereceğini düşünüyorum. 10 kW da onlar için düşük bir rakam. Bu sebeple 10 kW yerine 50 kW veya daha yüksek bir sınırın bu kapsama alınması daha doğru olacaktır.

Burada önemli bir diğer nokta da, bu tarz başvurular için TEİAŞ tarafından 5‘er MW’lık ekstra kapasite açıklanmasıdır. Birçok yerde yatırım amaçlı PV tesisleri nedeniyle TM kapasiteleri dolduğundan, kendi elektriğini üretenler için TM kapasitesi nedeniyle bir mağduriyet söz konusu olabilir. Bu ekleme bu mağduriyetin önüne geçebilir.

BAĞLANABİLİRLİK

Gelelim yatırımcılar açısından iyi olan değişikliklere… En başta, kimsenin tam olarak anlamadığı, TEDAŞ ve EPDK’nın dikkate alınmasını gereksiz bulduğu, dağıtım şirketleri ile yatırımcıları karşı karşıya getiren, ne olduğu yatırımcıya anlatılamayan “bağlanabilirlik” mevzusu. Artık bu mevzu da ortadan kalktığına göre, güç düşürülerek 10 x 1 MW yerine 20x500 kW gibi gereksiz mükerrer başvurular görmeyeceğiz.

YASAL SÜRELER

Bir diğer değişiklik ise, yasal izin ve belgelerin alınması için verilen sürelerin fiili duruma göre yeniden revize edilmesi ki, bu da süre bitiminde ilgili ilgisiz kurumlardan gereksiz belge alma telaşını ortadan kaldıracaktır. Çağrı mektubu sonrası TEDAŞ için verilen 90 günlük süre 120 güne, en önemlisi de imar için verilen 180 günlük süre 300 güne çıkarılarak yatırımcılar biraz olsun rahatlatıldı. Bu noktada inşaat için verilen maksimum sürelerde de bir değişiklik olması beklenmelidir. Çünkü artık inşaat süreleri –başta güneş projeleri olmak üzere- yasal izinlerin alınması için gereken sürelerden çok daha kısa.

MEVCUT HATLAR

Sanal (henüz fiili olarak ortada olmayan) dağıtım hatlarına lisanssız başvuru yapılmaması da yeni bir değişiklik. Özellikle EPDK ve TEDAŞ’ın karşı olduğu bu durum nedeniyle, EDAŞ’lar ile yatırımcı, yatırımcı ile de diğer kurumlar zaman zaman karşı karşıya gelmekteydi. Bu durum, bazı EDAŞ’larda çağrı mektuplarının iptaline, şanslı olanların da sadece değişimine yol açarak, gecikmelere neden oldu. En azından bu sıkıntılar şimdilik ortadan kalkacak gibi duruyor.

SULAMA SİSTEMLERİ

Sulama sistemlerine yönelik güneş tesislerinin “marjinal arazi mevzusu” nedeniyle kurulamaması sorununun önüne geçmek için de, sulama amaçlı sistemlerin –belli bir güce kadar- tarım arazisine de kurulmasının önü açıldı. Sulama kuyularının pek doğal olarak tarım arazisi içinde olması nedeniyle şimdiye kadar yapılamayan başvurular artık yapılabilecek gibi duruyor. Normal PV sistem projesine göre mühendisliği belki 2 kat daha zor olan sulama sistemlerine yönelik PV tesisleri –eğer sosyal sıkıntılarımızı çözersek- özellikle bazı bölgelerdeki sıkıntılara ilaç olabilir.

DENETİM

Gelelim TEDAŞ denetimine. Yıllardır EDAŞ’lar konuşuldu. Lisanssızda yaptıkları uygulamalar, ortaklık yapıları, kurulan şirketler vs. Konunun detayına girmeye gerek yok. Görünen o ki, artık TEDAŞ-Bakanlık tarafından seçilmiş kurum olarak- artık başvuruların değerlendirme aşamasına fiili olarak girecek. Zaten epey zamandır bazı EDAŞ’lar içindeki denetim çalışmaları devam ediyor. Umarım bu değişiklikle birlikte şikâyetler ve serzenişler azalır. Ama bazı şeylerin pratikte kanıtlanması güç olduğu için hiçbir zaman sıfırlanmayacaktır.

Mürşat ÖZKAYA