Yenilenebilir enerji vergisine hazır olun!

Hasan YİĞİT

Son günlerde dünyada ve Türkiye’de güneş enerjisiyle ilgili gelişmelere baktığımızda, her yerde benzeri gelişmeler dikkat çekiyor. “Hükümetler için güneş enerjisi pahalı olmaya başladı” ifadeleri sık sık kullanılmaya başlandı. 

Almanya, bu konuda ilk adım atan ülkelerden biri. Aslında bu ülkede yenilenebilir enerjiye bildiğimiz anlamda bir teşvik yok. Almanya’da EEG Umlage diye tüketicilerin faturasına yansıtılan bir tür “yenilenebilir enerji vergisi” mevcut. 

Tüketicilerden alınan bu parayla yenilenebilir enerji kaynakları teşvik ediliyor. 2003 yılında yürürlüye girerken EEG Umlage’ye ödenen “vergi miktarı” 0,41 €cent/kWh idi. 2016 yılına gelince bu miktar 6,354 €cent/kWh seviyesine çıktı. 

Ayrıca Almanya’da yenilenebilir enerji mevzuatı aşağı yukarı 2-3 senede bir yeniden düzenleniyor. Son zamanlarda yenilenebilir enerji yasasının daha sık değişmesinin nedeni bana göre Alman Hükümetinin piyasa gelişmeleri karşısında kendini korumaya alması ve hükümeti finansal risklerden koruması. Başka bir neden de Almanya’da güneş enerjisine verilen yüksek teşviklere halktan gelen tepkilerin çoğalması. 

Almanya 0.99 TL/kWh ile Danimarka’dan sonra en yüksek elektrik fiyatına sahip ikinci ülke. Bu rakamın 0.20 TL/kWh’lik kısmını EEG Umlage (Yenilenebilir Enerji Vergisi) oluşturuyor. 

Son zamanlarda Almanya hükümeti “pahalı oyuncak” güneş enerjisini teşvik etme politikasından çark edip, düzenlenen ihalelerle fiyatları düşürme yoluna gitti. Yeni çıkacak EEG 2016 (Erneuerbare Energien Gesetz – Yenilenebilir Enerji Kanunu) konusunda hükümetteki koalisyon partileri arasında anlaşmazlıklar çıkmaya başladı. Koalisyonun büyük ortağı Hıristiyan Demokratlar, küçük ölçekli güneş enerjisi projelerine de ihale ile izin verilmesini istiyor. Bu konudaki ayrıntılar geçenlerde Enerji Günlüğü’nde yayınlanan bir haberde yer alıyordu. Haberi şu adresten okuyabilirsiniz: http://www.enerjigunlugu.net/icerik/18144/alman-hukumetinde-yenilenebilir-catlagi.html

Şu dönemde dünyanın en büyük pazarı konumundaki Çin’de de güneş yatırımlarına yönelik desteklerin aşağıya çekilmesi konusunda adımlar atılıyor. Çin hükümeti işin en başında Almanya’yı örnek alarak elektrik tüketicilerinin faturasına “Yenilenebilir Enerji Vergisi” koymuştu. Bu vergi 2016 yılında yüzde 27’lik artışla kWh başına 0,03 dolardan 0,04 dolar yükseltilmişti. Çin aynı zamanda, güneş elektriğine uygulanan alım garantisi fiyatını da yüzde 11 aşağıya çekmişti. 

Güneş enerjisi küresel pazarında sabit satın alım fiyat garantisi (Feed-in tarif) uygulaması yavaş yavaş tarihe gömülecek gibi. Başta Almanya olmak üzere, Meksika, Hindistan ve Brezilya alım fiyatlarını ihale yoluyla belirliyor. Kısa zamanda Çin, Japonya, İngiltere’nin de bu trene bineceği görülüyor. 

Gelelim Türkiye’ye... Geçtiğimiz günlerde YEKDEM uygulamasında değişiklikler yapıldı. Bu bana göre daha başlangıç. Türkiye’de her ay (daha doğrusu her gün) yeni bir yönetmenlik, tebliğ v.s. ile uyanıyoruz. Önceki köşe yazılarımda yer verdiğimiz Lisanssız Üretim Yönetmeliği değişikliği de bunlardan biriydi. 

Kendimizi kandırmamıza gerek yok. Mantıklı düşündüğümüz zaman ileride önümüze neler geleceğini görmek çok da zor değil. enilenebilir enerji kaynaklarına yönelik desteklerin azaltılması eğiliminin Türkiye’de de hayata geçirilmesi çok şaşırtıcı gelmesin? Buna ilişkin yeni planlar, yeni taslakları v.s. bakanlıkların ve ilgili kurumların çekmecelerinde beklediğini düşünüyorum. Hatta bir kısmı masaya indirilmiş üzerinde çalışmalar başlamış bile. 

Başta da belirttiğim gibi, güneş enerjisi hükümetlerin pahalı oyuncağıdır. Ve Türkiye’de de hükümetin bu oyuncağın maliyetini düşürmeye yönelik bazı koruma mekanizmaları koymak isteyeceğinden o kadar eminim ki, bunlar yüzde 100 gelecektir diyorum. 

Bunlardan bir tanesi, kısa bir sürede hayata geçirileceğini düşündüğüm tüketicilerin faturasın YEKDEM Fonu altında bir ek fatura maliyeti koyulması olacak. Ben başlangıçta kWh başına 5-10 kuruş arasında bir“Yenilenebilir Enerji Vergisi” getirileceğini tahmin ediyorum. 

Gelelim kWh başına ödenecek bu meşhur 13,3 $cent’e. Mevcut durumda YEKDEM düzenlemelerinde, Hükümetin 2020 yılına kadar şebekeye giren güneşe dayalı tesislere 10 yıl süreyle kWh başına 13.3 cent ödeyeceği yazıyor. Yalnız son LÜY, YEKDEM değişikliklerine bakılınca ben bunun 2020 yılı öncesinde iptal edilebileceğini düşünüyorum. 

Geçtiğimiz günlerde EPİAŞ Piyasa Operasyonları Direktörü Fatih Yazıtaş ne demişti bir hatırlayalım. YEKDEM maliyetinin zaman zaman megavatsaat (MWh) başına 30 TL’yi bulabiliyor. Her sene YEKDEM yükü daha da artıyor. 2016 yılında 3 kat artarak 15.000 MW kurulu güç seviyesine çıktı. Bunların çoğu düşük Feed-in tarifesi olan HES ve RES’ler.

Gelecek yıllarda GW seviyesine ulaşacak güneş enerjisi santralleri ile YEKDEM yükü daha da çoğalacak. Bununla ilgili dünyadaki gelişmelere baktığımız an yukarıda belirttiğim iki maddenin de hayata geçirilmesi çok yüksek ihtimal. 

2013 yılında bir Alman Bakan “Güneş enerjisine verdiğimiz teşvikler ve yenilenebilir enerji vergisi Almanya’nın kendi ekonomisini desteklemek içindi, yoksa Çin ekonomisini değil” demişti. Türkiye’de de yeni enerji politikasına ve son gelişmelere baktığımızda, ülke ekonomisini korumak için bu konularda bazı değişikliklerin yakın olduğunu görüyoruz. 

Bu yazıyı, yakın gelecekte yaşayabileceğimiz bir sorunla kapatmak istiyorum. Elektrik faturalarına yansıyacak yenilenebilir enerji desteği maliyetinin halk arasında güneş enerjisine yönelik oluşturacağı tepkiyi de GES yatırımcıları şimdiden düşünmeli.