1. HABERLER

  2. ELEKTRİK

  3. Aksa Enerji, Yeniköy, Yatağan ve Çatalağzı santrallerine talip

Aksa Enerji, Yeniköy, Yatağan ve Çatalağzı santrallerine talip

Enerji Günlüğü - Aksa Enerji Genel Müdürü Cüneyt Uygun, özelleştirme sürecindeki Yeniköy, Yatağan ve Çatalağzı kömür santralleriyle ilgilendiklerini,...

Aksa Enerji, Yeniköy, Yatağan ve Çatalağzı santrallerine talip

Enerji Günlüğü - Aksa Enerji Genel Müdürü Cüneyt Uygun, özelleştirme sürecindeki Yeniköy, Yatağan ve Çatalağzı kömür santralleriyle ilgilendiklerini, şartnameleri aldıklarını söyledi. Ancak Uygun, son dönemde finansal piyasalarda yaşananların, özelleştirmedeki fiyatlamalar konusunda istekli firmaları zorlayacağını ifade etti. Uygun, kurlarda yaşanan artışlardan sonra doğalgazda ve ona bağlı olarak elektrik fiyatlarına zammın kaçınılmaz olduğunu da söyledi.

Aksa Enerji Genel Müdürü Cüneyt Uygun, Mehmet Kara'nın ekonomideki gelişmeler, sektör üzerindeki etkileri ve Aksa Enerji'nin faaliyetleri ve projeleriyle ilgili sorularını cevapladı.

Enerji sektörü kurlarda yaşanan hareketlerden nasıl etkileniyor?

Tabii ki çok ciddi şekilde etkileniyor. Operasyonel yönde değil ama yatırım finansmanı ve bunun maliyeti yönünde. Neresinden bakarsanız bakın, enerji sektörü olarak ciddi yatırımlar gerektiren bir işteyiz. Yatırımların finansmanı için de mutlaka dış kaynak kullanıyoruz. Borçlanmaya gitmeyen enerji yatırımcısı yok. Bu kredileri uzun vadeli kullandığımız için de TL cinsinden finanse edemiyoruz, mutlaka döviz kredisi kullanıyoruz. Dolayısıyla kur ve faizlerdeki son hareketler, yatırımcı şirketleri çok ciddi etkiliyor. Enerji sektöründe yatırımların geri dönüş süreleri uzun olduğu için, döviz bazında krediler ile vadeleri uzun tutabiliyoruz. HalbukiTL kredilerde en fazla 2-3 yıllık vadeleri yakalayabiliriz. Bizim ortalama finansman vadelerimiz, yatırım süresini de sayarsak 12-15 sene civarında. Diğer taraftan, finansal piyasalardaki oynaklık kredi fazilerini de ciddi bir şekilde arttırmış durumda. Bu da yatırımın geri dönüşünü uzatıyor, dolayısıyla işin fizibilitesi kalmıyor.

Kurlar artınca doğalgaz ve ithal kömür maliyetleri de artırıyor tabii...

Evet, kurlar doğalgaz fiyatlarını da etkiliyor ama gazımızı TL ile alıp ürettiğimiz enerjiyi TL ile satıyoruz, dolayısıyla operasyonel olarak şimdilik sorun yok. Fakat, yatırımların döviz kredisiyle finansmanından dolayı çok ciddi kur zararı yazıyoruz. Tabii ki bu kısa vadede realize olmayan bir kur zararı. Bizim derdimiz dalgalanma, yani ani yükseliş ve düşüşler değil. Bugün 2.20'ye yaklaşan dolar bir süre sonra yeniden 2.00 TL'nin altına inecek olsa yine problem olmaz. Bazı öngörülerde dolar 2.50 TL'ye kadar çıkacak diyenler bile var. Böylesi bir gelişme, bize ciddi ek finansman maliyeti getirir. Dolayısıyla, kurların yükselmesi bizim için operasyonel bir problem değil, finansman maliyeti problemi.

Aksa Enerji özelinde yatırımlara etkisi nedir son gelişmelerin?

Kur ve faiz artışları negatif etki yaratıyor. Bizim kendi özelimize baktığımızda, biz de yatırımlarımızı, fizibiliteleri tekrar gözden geçiriyoruz. Bahsettiklerimizin hepsi buna etken. Bizim şu anda 6 adet inşaat halinde olan santralimiz var. Üçü rüzgâr santrali, toplam 71 MW kurulu güçte. Bunlar birinci ve ikinci çeyrekte devreye girecekler. 270MW gücünde Bolu Göynük Termik Santral yatırımımız var. Birinci ünite bu yılın sonunda, diğeri öbür yılın ilk çeyreğinde devreye girecek. Ayrıca inşa halinde 2 hidroelektrik santrali yatırımımız var. Biri 85, diğeri 82 MW kurulu gücünde. Biri 2016 yılında, diğeri 2017 yılında devreye girecek. Elimizdeki devam eden projeler bizi hem mali hem işgücü anlamında 2014'te yeterince oyalayacak. Bu yıl yeni bir yatırıma start vermeyi düşünmüyoruz. Kur ve faizlerde yaşanan artışlar sonrasında 2015 yılı için hesaplar tekrar gözden geçiriliyor...

Mevcut yatırımlarda yavaşlama, durma falan olacak mı?

Mevcut yatırımlarımızı durdurmayız, yavaşlatmayız. Zaten onlar finansmanı sağlanmış, kapanmış yatırımlar. Tabii yine de maliyetler ve masraflar TL bazında artıyor. Yani kur artışlarının, anlattıklarımızın dışında dolaylı etkileri de var. Enflasyon artıyor kur yükseliyor, bunlar talebe etki edecek faktörler. Büyüme yavaşlarsa elektrik talebinde yavaşlama kaçınılmaz olur.

Elektrik fiyatlarında nasıl bir seyir bekliyorsunuz?

Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi'ndeki gün öncesi fiyatlarında, 2013 yılını aritmetik ortalama 150 TL/MWh, ağırlıklı ortalama 155 TL/MWh olarak kapattık. Bu veri tek başına bir anlam ifade etmese de önceki yılla aynı seviyede olması önemli. Ayrıca beklenen yüzde 4'e yakın yıllık büyüme rakamlarıyla toplam elektrik tüketimi karşılaştırıldığında anlamlı bir sonuç çıkıyor. Ülke büyüyor ama tüketilen elektrik miktarındaki artış bunun altında, yüzde 1.25 seviyesinde kalıyor. Bu durum son 10 yıldır ilk defa yaşadığımız bir olgu. Normalde elektrik talep artışı hep ülke büyümesinin üstünde gerçekleşirdi. Tabii ki bunun önümüzdeki yıla baz etkisi olacak, orada bir büyüme olacaktır ama bundan önceki projeksiyonlarda yer alan artış hızında olmayacağı kesin. Yani elektrik tüketiminde, milli gelir büyümesi civarında bir artış bekliyoruz diyebiliriz.

Peki elektrik fiyatları son kur ve faiz artışlarından etkilenmeyecek mi?

Fiyatlara çok büyük etkisi olacağını tahmin etmiyoruz. Çünkü 2013'te 7000 MW civarında yeni kapasite devreye girdi. Bunların önemli bir bölümü baz yük santral ve verimlilikleri yüksek. Dolayısıyla, Aralık ayı başında ortaya çıkan gaz sıkıntısı öncesinde emre amade ama atıl kapasitenin çok yüksek olduğu konuşuluyordu. Hatta, pik saatlerde bile kapasite fazlası gözüküyordu. Bunun 2014'te de devam edeceğini öngörüyoruz. Dolayısıyla piyasadaki fiyatlarda bir oynaklık beklemiyoruz.

Ya tarifeli satışlar?

Evet, buraya bir parantez açmak lazım tabii. Son gelişmelerden sonra doğalgaz satış fiyatlarında bir artış yapılması kaçınılmaz gibi gözüküyor. Çünkü doğalgaz, döviz ile satın alınıp TL ile içeride satılıyor. Hazine ve BOTAŞ bunu daha ne kadar taşıyabilir? Dolayısıyla gaz fiyatı artışına bağlı elektrik fiyatı zammı da gündeme gelir. Ama bu piyasa fiyatlarını aynı ölçüde etkilemez. Biz PMUM'da 2014 yılı ortalama elektrik satış fiyatlarının 2013 seviyelerinde seyredeceğini düşünüyoruz.

Sizin sattığınız elektriğin fiyatı da mı artmayacak?

Hayır, artacak. Burada bizi ilgilendiren nokta farklı. Bizim için önemli olan elektrik fiyat tarifesindeki artış. Ürettiğimiz elektriğin yaklaşık yüzde 70'ini ikili anlaşmalar ile satıyoruz. Ve buradaki satış fiyatlarımız da tarifedeki artışa paralel, otomatik olarak artacak. Çünkü bizim ikili anlaşmalarımız, tarifeler üzerinden indirimli satışlar şeklinde.

Peki PMUM'daki fiyatlar daha ne kadar bu seviyelerde devam eder?

Şimdi ülkedeki toplam üretim kapasitesi ortada. Bu daha ne kadar böyle sürer derseniz, bir sürü senaryo var. Türkiye'de geçmişten bugüne elektrik senaryolarında hep bir darboğazdan söz edildi. İyimser ve kötümser senaryolar yazıldı, çizildi. Ama hiçbir zaman negatif marja yaklaşmadık bugüne dek. Devlet liberalleşme planları çerçevesinde enerji sektöründe yatırımları özel sektöre bıraktı. Ayrıca, özelleştirmeler ile birlikte mevcut yatırımlardan dahi çıkıyor. Bu ortamda, özel sektör, artan enerji talebini karşılamak için devamlı yatırım yapıyor, dolayısıyla devamlı konuşulan beklenen enerji talebinin arzın üstünde olacağı. Bu nedenle fiyatların artacağı senaryo hep önümüzde koşuyor, bir türlü yakalayamıyoruz.

Bu kötümser senaryolar neden hiç tutmadı?

Bunda, Türkiye'nin enerji darboğazına girmemesi için hızla hayata geçirilen yatırımlar etkili oldu. Bundan sonrası için de böyle adımlar atılıyor. Örneğin gelecek açısından bakarsanız buna en önemli örnek, nükleer santral projeleri. Niye 8-9 sene sonra hayatımıza girecek koskoca iki nükleer santral yatırımı yapıyoruz? Çünkü Türkiye'de genel bir büyüme var ve bunun etkisi ile ortaya çıkacak elektrik talebi artışını karşılamayacağını düşündüğümüz bir arz kapasitesi var. Ayrıca tüm yatırımcılar doğalgaz gibi dış kaynaklardansa yerel ve yenilenebilir kaynaklara yönelmiş durumda. Tüm sektör olarak cari açığı körükleyen dış kaynaklı enerji tedariğini minimize etmek için projelerimizi yerel ve yenilenebilir kaynaklara yönlendirmemiz lazım.

Cari açığın en önemli kaynağı da enerji, bunu azaltma çabaları da var...

Evet, bir taraftan da Türkiye cari açığını azaltmaya çalışıyor ve burada enerji yatırımları önemli bir enstrüman. Bu açıdan, yerli ve yenilenebilir kaynakların, linyit kömürünün, rüzgar, hidro, güneş ve jeotermalin devreye sokulması kritik önem taşıyor. Bunlar, nükleerle birlikte cari açığın azaltılmasına ciddi katkı sağlayabilecek yatırımlar...

Bu senaryolar ve hükümet politikaları özel sektörü nasıl etkiliyor?

Kısa vadede arz fazlalığı olduğu kesin ama biz de dahil olmak üzere sektör oyuncuları daha çok orta vadeye göre yatırım yapmaya devam ediyoruz. İçerideki enerji politikalarının paralelinde yerel kaynaklara yöneliyor, onlara ağırlık veriyoruz. Elimizde doğalgaz çevrim santrali kapasite artış izinleri olmasına rağmen yerli ve yerel kaynaklara yatırım yapmayı tercih ediyoruz. Şu anda üretim portföyümüzde yüzde 90'a varan bir doğalgaza dayalı üretim kapasitesi var. Geri kalan kısım yenilenebilir kaynaklara dayalı. Biz buradaki dengeyi biraz daha yerli ve yenilenebilir kaynaklara doğru kaydırıp yakıt çeşitliliğine yöneliyoruz. Yenilenebilir kaynaklarımızdan ürettiğimizi maksimum kullanıp, onun eksik ve dengesiz kaldığı noktalarda gaz santrallerinden bunu dengeliyoruz. Yakın bir zamanda Bolu Göynük Termik santralimiz devreye alındığında ürettiğimiz enerjinin yaklaşık yüzde 20’sini bu santralden tamamen yerel kaynakları kullanarak üreteceğiz. Diğer bir deyişle, üretimimizin yaklaşık yüzde 20’sini yurtdışı kaynak olan doğalgazdan yerli kaynak linyite çevirmiş olacağız. Çeşitlilik yaratmak her yatırımcının gözetmesi gereken bir şey. Dolayısıyla biz yerli ve yenilenebilir kaynaklara öncelik vereceğiz.

Ama hem arz fazlası var diyorsunuz hem de durmaksızın yatırımdan söz ediyorsunuz...

Evet yatırım diyoruz ama yerel ve yenilenebilir kaynaklara diyoruz. Farkındaysanız doğalgaz çevrim santral yatırımlarından hiç bahsetmiyoruz. Çünkü doğalgaza dayalı elektrik üretimindeki mevcut kar marjı (spark spread) yeni yapılacak bir yatırımın fizibilitesini sorgulamamıza neden oluyor, geri dönüş süresi de çok uzun. Bu durum bugün ve kısa vadede böyle görünüyor. Tabii orta vadede doğalgaz fiyatlarında bir düşüş bekleniyor. Hem kaya gazından dolayı küresel gaz fiyatlarında düşüş beklentisi var, hem de hükümetin gaz kaynaklarını çeşitlendirme politikası var. Yani doğalgaz santrali yapanlara, doğalgazın ucuzlayacağı günler için yatırım yapıyorlar diyebiliriz. Ama o günlerin ne zaman geleceği konusunda da kimsenin kafasının net olduğunu düşünmüyoruz.

Elinizdeki lisansları yatırıma dönüştürmek için süre kısıtınız yok mu?

Halen 1150 MW'lık gaz santrali kapasite artış izinlerimiz var. Hızlı yatırım yapabilme kapasitemizi de kullanıp, o izinlerle 18-24 ay içinde elektrik üretibilir hale geliriz. O günlerin geldiğini, ortamın buna uygun olduğunu gördüğümüz anda bu kapasite artırım yatırımlarına start verebiliriz. Bizim bu konularda hızlı hareket edebilme kabiliyetimiz var.

Tabii uzun vadede tüketimin artacağına inanılması da yatırımları destekliyor...

Tüketim talebinin artmayacağı bir ortamda yatırım yapmanın bir anlamı yok tabii ki. Ama Türkiye öyle bir ülke değil. Büyümesini suni önlemlerle kendi kendine yavaşlatmaya çalışan bir ülke. Dolayısıyla hiçbir zaman elektrik talebinin azalacağı ya da artmayacağı günleri göreceğimizi sanmıyorum. Nüfus büyüyor, şehirleşme artıyor. Köyünde ciddi bir elektrik tüketimi olmayan vatandaş şehre gelince ocağını, fırınını, bilgisayarını kullanmaya başlıyor. Dolayısıyla talep artışı mutlaka devam edecektir.

Aksa Enerji'nin kurulu kapasitedeki payı ne durumda?

Biz 2014 yılına 2052 MW kurulu güç kapasiteyle girdik. 9.1 milyar kWh'lık enerji satışı gerçekleştirdik. Kurulu güç kapasitesi anlamında serbest elektrik üreticileri içerisinde ikinci sırada olmamıza rağmen 2013 yılı toplam enerji üretimi ve satışı anlamında yaklaşık yüzde 11 civarında bir pazar payı ile birinci sıradayız. Devam eden yatırımlarımız devreye girdikçe bu liderlik pozisyonumuzu sürdürme hedefimiz geçerli. Yatırım yapmak bir yana mevcutları da maksimum kapasiteyle kullanma, çalıştırma vizyonumuz var. Bireysel tüketiciye enerji satışı anlamında mümkün olduğunca bu kapasitemizi artırmayı düşünüyoruz. Bu yılı yaklaşık yüzde 6.3 milyar kWh'lık bir ikili anlaşma portföyü ile geçtik. Bunu 8-8.5 milyar kWh seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz.

Küçük tüketicilerle daha çok muhatap olacaksınız...

Satış miktarımızı artırırken, bunun içindeki bireysel müşteri yüzdesini artırmayı da amaçlıyoruz. Böylece bireysel pazara ve ciddi müşteri sayılarına ulaşmaya çalışıyoruz. Bu iş biraz daha GSM gibi müşterinin önemli olduğu ve sahiplenildiği bir sektöre doğru gidiyor yavaş yavaş. Kamuoyu bilinçlendirmesine yönelik ciddi çalışmalar yapmamız lazım. Çoğu vatandaşımızın henüz bilmediği, düşünmediği bir konu bu şimdilik. Enerjimi devletten alıyorum diyen insanlar var hala... Aslında 5-6 aydır devlet yok bu işin içinde artık. Tüm elektrik dağıtım şirketleri özelleşti ve özel tedarik şirketlerinden herkes elektriğini satın alıyor artık. Aylık yaklaşık 150 TL civarında elektrik faturası ödeyen herkes elektriğini istediği tedarikçiden satın alabiliyor. Bu görevli perakende tedarikçisi olabilirken, bizim gibi serbest elektrik üreticileri de olabilir. Biz hem fiyat rekabeti yaparken esas değerin müşteriye verilen önem ve sunulan yeni tarife modelleri olacağına inanıyoruz ve bu anlamda çok ciddi gerek teknolojik gerekse insan kaynakları anlamında yatırımlar yapıp, müşterimize en iyi hizmeti, en kaliteli ve kendisine en uygun tarife modelleri ile sunmaya çalışıyoruz.

Irak'a elektrik ihracatına başladınız mı?

Çalışmalar devam ediyor. Kolay değil. Hem Türkiye bacağını, altyapısını yapmanız lazım, hem de karşı tarafla, alıcı tarafla kontrat yapmanız lazım. Bu ülkeye ihracat lisansı olan iki şirketten biriyiz. Gerek Kuzey Irak'taki bölgesel hükümetle, gerekse Bağdat'la temaslarımız sürüyor. O ne zaman kontrata döner kesin bir takvim veremiyoruz ama dönecek. Çünkü oranın elektriğe ihtiyacı olduğu kesin. İnsanlar günde 6-8 saat elektrik kesintisi ile hayatlarına devam ediyorlar. Hayatlarına enerjisiz devam edemeyecekleri için görüşmelerin mutlaka olumlu sonuçlanacağına inanıyoruz.

Yurtdışında da yatırım düşünüyor musunuz?

Vizyonumuzu geçen sene sonunda tüm ekibin katılımı ile belirledik. Bizim vizyonumuz sadece Türkiye'de değil, bölgede lider ve güvenilir enerji şirketi olmaktır. Ancak, Türkiye'de o kadar çok projemiz var ki, yakın zamanda oraya gelemeyiz. Dolayısıyla gerek Suriye, gerek Irak olsun, elektrik ticareti yaptığımız ülkelerle ticaret ilk adım, bir adım sonrası o ülkelerde de yatırım yapmaktır. Bunu her zaman vizyonumuzda tutuyoruz. Ama bugün itibariyle önceliğimiz Türkiye...

Elektrik üretim özelleştirmelerine ilginiz?

Özelleştirmeler geçen sene iyi başladı. Dağıtım özelleştirmelerinin bitmesi üretim özelleştirmeleri için de iyi oldu. Seyitömer'de aktif olduk. Yarıştık ama alamadık. Alanlara hayırlı olsun, iyi bir yatırım yaptılar. Özelleştirmede doğalgaz çevrim santralleriyle fazla ilgilenmiyoruz. Onların verimlilik katsayısı bizim yüzde 59 verimli santrallerimiz ile rekabet edemez. Ama kömür santralleriyle ilgileniyoruz, ilgileneceğiz. Tabii bu finansal türbülanslı ortamda, bu konulardaki fiyatlamalarımızı, yaklaşımlarımızı da gözden geçirmemiz gerekiyor. İhale şartnamelerini aldık, bakıyoruz. 2.20 TL'lik dolar ve yüzde 10'un üzerini gören bir faiz ortamında ihaleler hangi rakamlara ulaşabilir, öngörmek kolay değil. Oyuncu olarak içerideyiz ama ortam da hiç yardım etmiyor açıkçası.

Birincil enerji kaynaklarında arama ve üretimle ne kadar ilgilisiniz?

O noktada çok fazla işin içinde değiliz ama yenilenebilir kaynaklardan güneş olsun, jeotermal olsun, hazırlık aşamasında bir ülkeyiz. Biz de aynı noktadayız açıkçası. Ama şu anda elimizde mevcut yenilenebilir kaynaklı projelerimizi hayata geçirmek için çalışıyoruz. Sektörün en büyükleri arasında yer alan bir oyuncu olarak, gözlüyoruz ama kısa vadede öncelik mevcut projelerde.

Doğalgaz Piyasası Kanunu'nda değişiklik hazırlıkları var...

İyi bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz. Daha liberal bir ortam ve serbest ticaret için yeni kanunun önemli olduğuna inanıyoruz. Türkiye'de önemli bir gerçek var. O da doğalgazın enerji üretiminde önemli bir kaynak olması ve olmaya devam edeceği gerçeğidir. Yüzdesi yıllar geçtikçe azalmasına rağmen bu gerçek hayatımızda varolmaya devam edecektir. Doğalgaz oyunu devletimiz tarafından yeniden yazılmaya çalışılıyor. Sınırlı kaynağa bağlı kalmak, dikte fiyatlara bağımlı kalmak yerine doğalgazda kaynak çeşitliliğinin sağlanması için uğraşılıyor ve doğru da yapılıyor. Bu gerçekleştiğinde her şey değişecek. Ama o güne kadar sıkıntılı dönemler olacaktır. Mesela geçtiğimiz haftalarda gördük, sıcaklıklar düştü, gaz yetmedi. İlk müdahale edilen şey elektrik santralleri oldu. Onların gazı azaltılıp yük attırılması sonucunda pik saatlerde enerji yokluğu da yaşandı. Bu halde olmamalıyız. Bu durum, bütün dengeleri, dataları bozuyor. Fiyatları fiktif bir şekilde artırıyor Doğalgaz, elektrik sektörü açısından da en önemli konulardan biri. O konuda hem özel sektörün hem de devletin hep birlikte kafa yorması ve uzun vadeli çözümleri hep beraber oluşturması lazım...

Not: Bu röportajın bazı bölümleri, DÜNYA'nın 16 Ocak 2014 Perşembe günkü nüshasında yayınlanmıştır.

Önceki ve Sonraki Haberler