Enerji Günlüğü- Elektrik dağıtımında teknoloji kullanımını operasyonun merkezine taşıyan Dicle Elektrik, yapay zeka destekli şebeke yönetimi, yaygın OSOS altyapısı ve saha odaklı karbon azaltım projeleriyle klasik dağıtım işletmeciliğinden farklılaşan bir yapı kuruyor. Şirketin Ar-Ge ve teknoloji yatırımlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Genel Müdür Yaşar Arvas, karar süreçlerinin büyük ölçüde veri ve algoritmalar üzerinden yürütüldüğünü belirtti.
YAPAY ZEKA, KARAR MEKANİZMASI HALİNE GELDİ
Arvas, dağıtım şebekesinde kullanılan yapay zeka uygulamalarının yalnızca destekleyici bir araç olmadığını, sistemin hangi noktada risk oluşturduğunu önceden tespit eden bir karar mekanizması haline geldiğini söyledi. Trafoların ve hatların sürekli izlenerek analiz edildiğini aktaran Arvas, bu sayede arıza gerçekleşmeden önce müdahale planlarının oluşturulduğunu kaydetti. Dağıtım faaliyetlerinin reaktif değil, öngörülü bir modele doğru evrildiğini vurguladı.
OTOMATİK SAYAÇ OKUMA SİSTEMİ
Şirketin teknoloji dönüşümünde öne çıkan bir diğer unsur ise Otomatik Sayaç Okuma Sistemi altyapısı. Türkiye genelindeki OSOS abonelerinin yaklaşık yarısının Dicle Elektrik hizmet bölgesinde bulunduğunu belirten Arvas, bu yoğunluğun tüketim verilerinin anlık ve doğrulanabilir biçimde izlenmesini sağladığını ifade etti. Bu yapı sayesinde teknik kayıp, kaçak kullanım ve davranışsal tüketim arasındaki farkların net biçimde ayrıştırılabildiğini dile getirdi.
OSOS altyapısının yalnızca tahsilat süreçlerine değil, şebeke planlamasına da doğrudan katkı sunduğunu kaydeden Arvas, veriye dayalı analizlerle yatırım önceliklerinin belirlendiğini söyledi. Gerçek zamanlı tüketim verilerinin, dağıtım şebekesinin hangi noktada güçlendirilmesi gerektiğini ortaya koyduğunu belirtti.
KARBON AYAK İZİ DÜŞÜRÜLÜYOR
Dicle Elektrik’in Ar-Ge çalışmaları yalnızca verimlilik ve kayıp azaltımıyla sınırlı kalmıyor. Şirket, dağıtım faaliyetlerinin çevresel etkisini azaltmaya yönelik saha teknolojileri de geliştiriyor. Arvas, bakım ve işletme süreçlerinde kullanılan ekipman ve yöntemlerin karbon ayak izini düşürmeye odaklandığını ifade etti. Sepetli araç kullanımını azaltan mekanik çözümlerle, bakım faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonların ölçülebilir biçimde aşağı çekildiğini söyledi.
Dağıtım şebekesinde karbon azaltımının çoğu zaman göz ardı edilen bir alan olduğuna işaret eden Arvas, üretim dışındaki bu aşamanın da enerji dönüşümünün önemli bir parçası haline geldiğini vurguladı. Geliştirilen saha çözümleriyle, dağıtım faaliyetlerinin çevresel etkisinin kilometre ve operasyon bazında izlenebilir hale geldiğini belirtti.
Arvas, teknoloji yatırımlarının yalnızca şirketin operasyonel ihtiyaçlarını değil, sektörün dönüşümünü de etkilediğini dile getirerek, elektrik dağıtımının artık sezgisel değil, ölçülebilir ve veri temelli bir yapı üzerinden yönetildiğini söyledi.





