1. HABERLER

  2. ELEKTRİK

  3. Aspilsan'ın pil hücresi üretimi başlıyor, sırada lityum iyon pil var

Aspilsan'ın pil hücresi üretimi başlıyor, sırada lityum iyon pil var

Aspilsan, Avrupa’nın ilk silindirik pil hücresi üretim tesisini 2022’nin ilk çeyreğinde üretime geçecek, sırada lityum iyon pil üretimi var.

Aspilsan'ın pil hücresi üretimi başlıyor, sırada lityum iyon pil var

Enerji Günlüğü (ÖZEL - Mehmet KARA) - Aspilsan, Avrupa’nın ilk silindirik pil hücresi üretim tesisini 2022’nin ilk çeyreğinde üretime geçirmeye hazırlanıyor, sırada lityum iyon pil üretimi var. Aspilsan Ar-Ge Müdürü Ahmet Altınay, yerli lityum, nikel ve kobaltın da pil hücrelerinde kullanılabileceğini söyledi.

Dünyada halen elektriğe erişimi bulunmayan milyonlarca insanın elektrikle tanışmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. Bir yandan da mevcut elektrik sistemleri ciddi bir dönüşüm geçiriyor. Bu dönüşüm hem elektrik üretimindeki kaynak tercihlerinde, hem de enerjinin tüketim alan ve biçimlerinde yaşanıyor. Ucu her bireye değen hizmet ve ürünler söz konusu olunca bu alandaki teknolojiler de hızla gelişiyor. Bunlardan biri de elektriğin saklanabilir bir ürüne dönüştürülmesine yönelik çözümlerle ilgili. Sokaktaki vatandaşın anlayacağı kelimelerle ifade etmeye çalışırsak, bunları pil, batarya, akü çözümleri şeklinde ortaya koymak da mümkün.

Teknolojiyi kullanımında iyiyiz ama

Peki Türkiye’de durum ne? Malum teknolojik ürünleri kullanma, onlara uyum sağlama konularında gösterdiği yüksek performansla bilinen bir nüfusa sahibiz. Televizyonlar, bilgisayarlar ve hepsinden önemlisi cep telefonları, bunlara en güzel örnekler. Ancak aynı performansı, teknolojiyi geliştirip, buna dayalı ürünleri imal etme konusunda gösterdiğimiz söylenemez.

Ar-Ge ve teknolojide iyi örnekler var

Yine de ünlü politikacı ve yazar, müteveffa Çetin Altan’ın deyimiyle enseyi karartmamak lazım. Çünkü iyi örnekler de yok değil ve çoğalması umuduyla, bunlardan birini bugünkü Enerji Günlüğü'ne konuk etmek istedik. Askeri ve sivil alanda kullanılan batarya sistemleriyle tanınan Aspilsan’ın, bu ürün ve çözümleri yerlileştirmeye yönelik bir adımından söz ediyoruz. Aspilsan Ar-Ge Müdürü Ahmet Altınay’la konuştuk:

Enerji depolama çözümleri neden önemli?

Günümüzde enerji depolamaya ihtiyaç artıyor. Özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitlenmesi ve kullanımının artmasıyla birlikte depolama sistemleri artık kritik bir öneme de sahip. Enerji depolama sistemleri içinde, elektrokimyasal çözümler kimi özelliklerinden dolayı çok önemli bir yer tutuyor. Aspilsan olarak biz de bu kapsamda elektrokimyasal enerji depolama şekli olan bataryaları geliştiriyoruz.

Aspilsan neden bu sistemlerle uğraşıyor?

Aspilsan 40 yıl önce, bataryalar konusunda yurt dışına bağımlılığı azaltmak için, bu alandaki açığı kapatmaya yönelik ürünleri üretmek üzere kurulmuş bir firma. Hala aynı misyonla üretimlerimize devam ediyoruz. Nikel kadmiyum teknolojisiyle başladığımız batarya üretimini 2000’li yılların başından bu yana lityum batarya üreterek devam ettiriyoruz. Şimdi Türkiye’de Avrupa’nın ilk silindirik hücre üretim merkezini de faaliyete geçireceğiz.

Bu ne anlama geliyor? Silindirik hücre üretimi neyi değiştirecek?

Aselsan olarak halen yaklaşık 300 çeşit batarya üretiyoruz. Nikel kadmiyum ve metal hidrür tabanlı çözümlerimizin yanında, yoğunlukla lityum iyon tabanlı bataryalar üretiyoruz. Şimdi kuracağımız silindirik hücre fabrikasında üreteceğimiz pil hücreleri, ürettiğimiz bataryalarda kullanılacak.

ahmet-altinay-aspilsan-arge-md.jpgHücre fabrikasının kurulumu ne aşamada?

Fabrikamızın temeli 2020 yılında atıldı, inşası devam ediyor. Fiziksel olarak yüzde 85’i tamamlanmış durumda. Kasım sonu gibi üretim ekipmanlarının transferini bekliyoruz. 2022 yılının ilk çeyreğinin sonunda ilk hücrelerimizi üretmeyi hedefliyoruz.

Silindirik pil hücreleri nerelerde kullanılıyor?

Şu an da çok geniş bir kullanım alanı var. Medikal, ulaşım ve askeri sektörde kullanıyoruz, havacılıkta ve raylı ulaşım sistemlerinde kullanıyoruz. Enerjiye ihtiyaç duyulan her alanda bizim hücrelerimizin kullanım alanı var.

Hücre üretimini başka hangi adımlar izleyecek?

Aslında bu yatırımımızın temelinde, pil hücrelerinin tasarımının geliştirilmesi gibi bir hedefimiz var. Dolayısıyla mutlaka pozitif bir etkide bulunacak. Bizim şimdiki hedefimiz silindirik pil hücresi üretimi üzerine. Ancak gelecek dönemler kese (torba) tipi pil dediğimiz, ayrıca prizmatik pil dediğimiz, lityum iyon pil hücrelerinin de üretimi için yatırımlara dönük hazırlıklar içindeyiz.

Şimdiki hücreleri nereden alıyorsunuz?

Şu anda kullandığımız batarya paketlerinin içindeki pil hücrelerini dışardan alıyoruz. Bu pil hücrelerinin yerli olarak üretilmesi burada bir tedarik zinciri ağının oluşmasını sağlayacak. Şu anda pil tasarımı için Ar-Ge anlamında yaptığımız çalışmaların en önemli amaçlarından biri de pil bileşenlerinde kullanılan malzemelerin millîleştirilmesi.

Bu konuda ne durumdasınız?

Bu kapsamda Eti Maden ile yürüttüğümüz bir proje var. Proje, onların bor atıklarından elde ettiği lityumun, pil hücresi üretiminde kullanımını kapsıyor. Bunun dışında Türkiye’de çıkarılan kobalt ve nikel gibi malzemelerin de gelecekte yerli pil hücresinde kullanımı mümkün. Biz yurtdışına bağımlılıktan tamamen kurtulmuş bir ekosistem yaratmayı hedefliyoruz. Bunun da ekonomiye mutlaka pozitif bir etki yapacağını düşünüyoruz. Şu an bütün yatırımlarımızı da bu hedef ekseninde gerçekleştiriyoruz.

Anlaşılan, çok ciddi bir katma değer yaratılacak...

Bataryalarda kullanılan pil hücreleri şu anda yurt dışından elde ediliyor. Üreteceğimiz yerli pil hücrelerinin yaratacağı katma değer de burada. Daha çok Uzakdoğu ülkelerinin dominant olduğu bir sektörden bahsediyoruz. Bizi tasarım anlamında, stratejik adımlar konusunda kısıtlayan faktörlerden bir tanesi bu. Maliyet ve etkinlik kadar, stratejik, bir anlamda kritik bir ürünü yurt içinde üretmek çok önemli. Yani yerli pil hücresi, yeni ürünler geliştirmek anlamında da çok büyük etkiler sağlayacak.

Mevcut bataryalarınızın yerli katkı oranını nereye yükseltecek bu?

Şu anda yerlilik oranı yüzde 50’lerde. Yerli pil hücresi sayesinde yerli katkı oranının yüzde 97’lere çıkmış olması da sağlanacak bu katma değerin büyüklüğünü gösteriyor. Çünkü şu anki maden stratejisi açısından tedarik zincirinde, bizim madenlerimizden çıkan ürünlerin yurt dışına gönderilip bize işlenerek gelmesinin de önüne geçmiş olacağız. Bizimle beraber Türkiye’de bu pil ekosisteminin oluşumu yavaş yavaş şekilleniyor. Artık bu madenlerin direkt olarak kendi ülkemizde işlenip kullanılabilir hale getirilmesi ve pil hücrelerimizde yer alması mümkün. Yani madenden nihai ürüne uzanan bu sürecin kurgusunu yapmaya başlıyoruz. Pil hücrelerimizde elektrot dediğimiz, elektrolit dediğimiz alt bileşenler var. Alt bileşenlerin üretiminde yer alacak kimya, maden firmaları, metal firmaları bizim ana paydaşlarımız olabilirler. 

Mehmet KARA - Enerji Günlüğü 

İlgili Haberler
Önceki ve Sonraki Haberler