1. HABERLER

  2. DOĞALGAZ

  3. Azerbaycan-Ermenistan çatışması enerji nakil hatlarını nasıl etkiler? - Birol OĞUZ

Azerbaycan-Ermenistan çatışması enerji nakil hatlarını nasıl etkiler? - Birol OĞUZ

Ermenistan, Azerbaycan sınırlarına yönelik tacizlerini ilk kez Azerbaycan-Türkiye arasındaki boru hatlarının geçtiği Tovuz Bölgesi'ne kaydırdı. Peki bu ne anlama geliyor ve genel bir savaşa yol açar mı?

Azerbaycan-Ermenistan çatışması enerji nakil hatlarını nasıl etkiler? - Birol OĞUZ

KONUK YAZAR: BİROL OĞUZ (*)

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun temeli Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) kuruluş dönemine dayanır. Bununla birlikte Dağlık Karabağ sorunu asıl olarak 1988 sonrası alevlendi. SSCB’nin dağılması sonrasında 90’ların başında, Azerbaycan’a bağlı Dağlık Karabağ Özerk Cumhuriyeti ve etrafındaki 7 Azerbaycan ilçesinin Ermenistan tarafından işgal edilmesi ile devam etti. 2017 yılında Ermeniler, işgal altındaki Azerbaycan topraklarında bağımsız Artsakh Cumhuriyeti’ni ilan etse de, Ermenistan dahil, bu devleti tanıyan hiçbir ülke yoktur.

Azerbaycan’ın İşgal Altındaki Topraklar problemi yıllardır ülkenin ana gündemini oluşturmakla birlikte ülke, zengin enerji kaynaklarının bulunması, işletmeye alınması ve bu kaynakların dünya pazarına yoğun olarak sunulmaya başlaması ile kalkınmasını devam ettirmiş, artan finansal gücünün önemli bir kısmını savunma harcamalarına ayırarak ana gündem maddesini unutmadığını da göstermiştir.

Bu konunun, sayfalarca açıklanabilecek, siyasi, askeri, coğrafi yönleri olmakla birlikte yazımızın konusu, çatışmaların Azerbaycan enerji kaynaklarının uluslararası pazara sunulmasına ve enerji nakil hatlarına etkisidir.

Azerbaycan, Hazar denizi başta olmak üzere sahip olduğu zengin petrol ve doğal gaz rezervlerini, yabancı şirketlerin yatırımı ile işletmeye başladıktan sonra, bu kaynakların uluslararası pazara sunulması konusunda ciddi sıkıntılar yaşamıştır. SSCB döneminden kalma enerji nakil hatları Rusya (Novorossiyk) ve Gürcistan (Supsa) Karadeniz’e ulaşan ve buradan tankerlerle dünyaya sunulan, kapasitesi sınırlı, aynı zamanda ülkeyi Rusya boyunduruğundan kurtarmayan hatlardı. Bu açmazdan kurtulmak, Bakü Tiflis Ceyhan hattı ve sonrasında yine Gürcistan ve Türkiye güzergahını kullanan diğer projeler ile mümkün oldu. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki düşmanlık ve savaş durumu, bütün bu projelerin daha kısa olmasına rağmen Ermenistan üzerinden değil, Gürcistan üzerinden Türkiye’ye ulaşmasına sebep olmuştur.

Ermenistan aptalca, düşmanlık ve işgal projelerini hayata geçirmese, belirtilen projeler, muhtemelen Avrupa ve Rusya’nın da talebi ile Ermenistan üzerinden geçecek, Ermenistan bu durumdan hem ekonomik hem siyasi olarak yararlanabilecekti ama bunun yerine tüm projeler Gürcistan güzergahını kullanmaktadır (Karadeniz’e ulaşan projeler için normal ancak Türkiye’ye ulaşan bütün projeler için bu güzergah daha uzun ve daha yüksek maliyetli).

Peki bu çok sıkıntılı bir konu mu? Aslında hayır. Azerbaycan ve Türkiye’nin Gürcistan ile yaşadığı ciddi bir problem yok. Gürcistan Rusya ile zamanında savaş durumuna bile geldi, bu yüzden uzak duruyor. Dolayısıyla Azerbaycan’ın Rusya baskısından kurtulmasına destek olacak bir ülke.

Ayrıca Gürçistan’ın ekonomik olarak Azerbaycan’a ihtiyacı var. Yani sıkıntı yok... Daha doğrusu yoktu. Ta ki, Ermenistan’ın son aylarda Azerbaycan topraklarına yönelik saldırılarını, boru hatlarının Gürcistan’a geçiş yaptığı Tovuz bölgesine kaydırmasına kadar.

Azerbaycan milli petrol şirketi SOCAR sayfasından alınan haritada da görüldüğü üzere, Azerbaycan enerji nakil hatlarının tümü dar bir alan olan Tovuz bölgesinden Gürcistan’a geçiyor. Boru hatlarının hemen batısını ise Azerbaycan Ermenistan sınırı oluşturuyor. 

Bu bölgedeki Azerbaycan Ermenistan sınırı 30 yıllık süreçte, son döneme kadar çatışmaların yaşanmadığı bir alan. Çünkü bu sınır konusunda bir anlaşmazlık yok. Ermenistan ile çatışmaların sürdüğü alan daha güneyde ve bu alan cephe hattı olarak geçiyor, BM tarafından da sorunlu sınır cephe hattı olarak kabul ediliyor, zaman zaman da askeri gözlem heyetleri cephe hattında incelemeler gerçekleştiriyor.

Tovuz bölgesi, cephe hattında yer almamasına, son döneme kadar bu bölgede çatışma olmamasına rağmen, Ermenistan son iki saldırısını bu bölgedeki sınır hattında gerçekleştirerek Azerbaycan’a enerji nakil hatlarının güvenliği konusunda mesaj vermeye çalışıyor. Erivan, bu bölgeden geçen enerji nakil hatlarına zarar verebileceğini, bunun Azerbaycan ekonomisine ciddi zarar oluşturacağı iması ile Bakü’nün, cephe hattındaki baskısını azaltma gayreti gösteriyor.

Kişisel düşüncemiz, mevcut askeri kapasite, finansal idame edilebilirlik, halk desteği vb. göz önünde tutulduğunda, Ermenistan’ın topyekün savaşa yol açabilecek böyle bir girişimde bulunması imkansıza yakın görünüyor. Ancak, bölgeyi arka bahçesi olarak gören ve her iki ülkeye de silah satan, Ermenistan topraklarında askeri üs bulunduran Rusya, Azerbaycan’ın kendi kontrolünde kalmasını sağlamak ve ders vermek için Ermenistan’ı böyle bir saldırı için teşvik ederek düşük yoğunluklu bir savaşa zemin oluşturabilir. Ermeni diasporasının etkisi ve Türkiye’nin aktif çatışan taraf pozisyonuna sürüklenmesi konuyu daha çetrefilli bir hale getirebilecektir. 

Sonuç olarak belirtmek gerekir ki ufak ülkelerin arasındaki bu tür problemler, hem problemin kendisinin, hem de taraf ülkelerin, büyük devletler elinde oyuncak olması sonucunu doğuruyor. Büyük devletler, bu tür çatışmaların yol açacağı sıkıntılar kendileri tarafından kullanılabilir ve kontrol edilebilir olduğu sürece yaşatılmaya devam ediliyor.

(*) BİROL OĞUZ, İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ 1988 MEZUNUDUR.

İlgili Haberler