Enerji Günlüğü - 2021 yılında 295 bin MW ile dünya genelinde yenilenebilir enerji kapasitesi oluşturma rekoru kırıldı.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yayınladığı rapor, 2021 yılında yeni oluşturulan yenilenebilir elektrik üretim kapasitesinin 295 bin megavat (MW) düzeyinde olduğunu gösteriyor. Rapor, Covid-19 salgınının neden olduğu tedarik zincirlerindeki aksamalara, inşa faaliyetindeki gecikmelere ve hammadde ve temel üretim fiyat ve maliyetlerindeki rekor yükselişlere karşın 2020 yılına kıyasla yüzde 6 oranında bir artış elde edildiğini ifade ediyor.
KURULUMLARDA ÇİN VE AB LİDER
Çalışmada yeni oluşturulan kapasitelerin yüzde 46 kadarının Çin’de olduğu dikkat çekiliyor. Avrupa Birliği ise bu alanda Çin’in arkasından ikinci sırada yer alıyor.
RÜZGAR KURULUMLARI %17 AZALDI
Genel artışa rağmen 2021 yılı, rüzgar enerjisi kapasitesinin dünya çapında 2020 yılına kıyasla yüzde 17’lik bir düşüşüne tanık oldu. Ancak 2020 yılı, karasal rüzgar enerjisi santralleri için, Çin’deki projelere sağlanan sübvansiyonlar sayesinde, olağanüstü bir yıl olmuştu.
Rüzgardaki bu azalış, güneş enerjisi santrallerinin ve hidroelektrik santrallerin yarattığı kapasitelerin yükselmesi sayesinde fazlasıyla telafi edildi. Ayrıca bioenerji ve jeotermal enerji kapasiteleri sabit kaldı.
2022 BEKLENTİLERİ YÜKSEK
Mevcut rekorun, 2022 yılında yeni oluşturulacak yenilenebilir enerji kapasitesinin 300 GW eşiğini aşarak kırılacağı düşünülüyor. 2022 yılında toplam kapasitenin yüzde 60 kadarının güneş enerjisi kaynaklı olması ve bunların özellikle Çin’de ve Avrupa'da inşa edilmesi öngörülüyor. Öte yandan denizüstü (offshore) kurulacak rüzgar enerjisi santralleri 2022 yılında muhtemelen çok artarak 2020 yılında kurulmuş olanları yüzde 80 oranında geçecek.
Uluslararası Enerji Ajansı’na göre özellikle Çin, 2022 sonu itibarıyla, bu alanda Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık kapasitelerinin toplamından fazla kapasite üreterek dünyanın birinci bölgesi olacak.
“HÜKÜMETLERİN YENİLENEBİLİR EĞİLİMLERİ ARTACAK”
Ayrıca Ajans Başkanı Fatih Birol’a göre, ilerideki yıllarda enerji güvenliğinin oluşturduğu sorunları aşmak ve aynı zamanda iklimle ilgili kaygıları gözetmek isteyen hükümetlerin yenilenebilir enerjilere odaklanma eğilimleri daha da artacak.
