2060’a kadar güneşin yüzde 47’si depolama ile birlikte çalışacak

DNV’nin Energy Transition Outlook 2025 raporuna göre 2060’ta küresel güneş enerjisi kapasitesinin yaklaşık yüzde 47’si depolama sistemleriyle birlikte kurulacak.Depolamalı kurulum oranının, 2030’ların ortasında yüzde 50’ye yaklaşması bekleniyor.

Enerji Günlüğü – DNV’nin yayımladığı Energy Transition Outlook 2025 raporu, küresel enerji dönüşümünde güneş ve depolama teknolojilerinin giderek iç içe geçeceğini gösteriyor. Rapora göre 2060 yılına kadar dünyadaki güneş enerjisi kapasitesinin yaklaşık yüzde 47’si depolama sistemleriyle birlikte kurulacak. Bugün bu oran sadece yüzde 2 seviyesinde bulunuyor.

YÜKSEK GETİRİ İÇİN DEPOLAMA

DNV, 2030’ların ortasından itibaren yeni güneş yatırımlarının yarısının depolama entegrasyonuyla yapılacağını öngörüyor. Bu eğilim, özellikle Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’da hızla yayılacak. Raporda, birlikte kurulan (co-located) sistemlerin gelir açısından önemli avantajlar sunduğu, tek başına güneş santrallerine kıyasla ortalama yüzde 15 daha yüksek yıllık getiri sağladığı belirtiliyor. Ancak işletme giderlerinin iki katına çıktığı ve kapasite faktörünün bir miktar düşeceği de vurgulanıyor.

DNV’nin modellemesine göre, bu dönüşüm sadece üretim değil tüketim tarafında da etkili olacak. 2060 itibarıyla dağıtık güneş kurulumları (BTM – sayaç arkası sistemler), küresel güneş enerjisi üretiminin yaklaşık yüzde 30’unu ve toplam elektrik üretiminin yüzde 13’ünü oluşturacak. Bu sistemler, enerji talebinin yerinde karşılanması sayesinde şebeke üzerindeki yükü hafifletecek ve enerji arz güvenliğini güçlendirecek.

MALİYET DÜŞÜŞÜ YAVAŞLADI

Raporda ayrıca güneş enerjisinde maliyet düşüş hızının yavaşladığına dikkat çekiliyor. Son on yılda ortalama yüzde 8 seviyesinde yıllık maliyet azalışı yaşanırken, önümüzdeki on yıllarda bu düşüşün yüzde 5’e, 2030’larda yüzde 3’e ve 2050’lerde yüzde 1’in altına ineceği tahmin ediliyor.

DNV uzmanları, güneş ve depolama entegrasyonunun enerji sistemlerinin esnekliğini artıracağını, yenilenebilir kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayacağını ve enerji arzında bölgesel dengesizlikleri azaltacağını belirtiyor. Güneşin düşen maliyetiyle depolamanın gelişen teknolojileri birleştiğinde, 2040 sonrasında fosil yakıtlara dayalı üretimin büyük ölçüde geri çekileceği öngörülüyor.

Enerji sektörü analistleri, bu trendin yatırım planlamalarını doğrudan etkileyeceğini; güneş projelerinde batarya depolama kapasitesi planlamasının artık bir istisna değil, yeni standart haline geldiğini ifade ediyor.

Rapor linkine buradan ulaşabilirsiniz.