Nükleer bilmece: Akkuyu NGS durur mu?

Dr. Azime TELLİ

Gerçekleşmesi durumunda Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali olacak Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapımına dair Türkiye ve Rusya arasından imzalan uluslararası anlaşma 2010 yılında TBMM tarafından kabul edildi. Söz konusu anlaşmanın maddeleri yoruma oldukça açık.

Türk hava sahası ihlali yapan Rus savaş jetinin düşürülmesiyle tırmanışa geçen Türkiye-Rusya krizi, nükleer santral projesinin geleceğini de belirsiz hale getirdi. Türk tarafının, santrali Rusya dışında bir ülkeye yaptırabileceğini açıklamasıyla anlaşmanın feshi de gündeme geldi.

Nisan 2015’te temeli atılan Akkuyu NGS`nin deniz sahası kısmındaki çalışmalar başladı. Santral, Rusya’nın ana yüklenici olmanın yanında işletici de olacağı ilk proje unvanına da sahip...

Projeye temel alınan anlaşmanın geçerlilik süresine de bir sınır koyulmamış. Anlaşma, Akkuyu NGS`nin yaşam ömrü süresince taraflarca karşılıklı olarak fesih edilmediği sürece yürürlükte kalacak.

Anlaşma metninde uyuşmazlık (md. 17) ve fesih (md. 18) konuları da düzenlenmiş. Ancak fesih halinde taraflara yüklenecek tazminat konusunda herhangi bir ifade yok.

Tek taraflı fesih müessesinin yer almadığı anlaşmada karşılıklı fesih için de bir yıllık ihbar süresi öngörülmüş durumda. Uyuşmazlıkların ise taraflar arasında 6 aylık süre içinde çözülememesi durumunda tahkime taşınabileceği belirtiliyor.

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, Suriye geriliminin iki ülke arasında enerji başta olmak üzere pek çok alandaki mevcut "sinerjinin" tam tersi bir noktaya savrulmasının ardından Akkuyu NGS projesi konusunda yapılan değerlendirmeler anlaşma metniyle bağdaşmıyor.

Tek taraflı fesih müessesi anlaşmada yer almadığı için olası tek taraflı fesih ve bunun getireceği yükümlülükler konusu halihazırda belirsiz. Öte yandan taraflar arasındaki ilişkilerin giderek gerildiği şu ortamda karşılıklı fesih müessesesinin çalışması da zor görünüyor.

Türk Akımı Projesi’nin durmasından sonra Reuters tarafından Akkuyu Nükleer Santrali inşaatının durdurulduğu yönünde bir haber geçilmesi büyük etki yarattı. Rus yetkililere dayandırılan haberde inşaatın şimdilik durdurulduğu iddiası yer alırken söz konusu haber birkaç saat içinde her iki taraf tarafından da resmi olarak yalanlandı.

Ancak ikili ilişkilerin kopma noktasına gelmesi nedeniyle, bu konuyu sadece bir "yalan haber" olarak değerlendirmek fazla iyimserlik olur.

Akkuyu NGS`nin öngörülen yatırım maliyeti 22 milyar dolar. Söz konusu proje için Rusya şu ana kadar 3.5 milyar dolar harcama yaptı. Proje tamamlanıp elektrik üretimine başladıktan sonraki ilk 15 yıl için Rusya’nın yaklaşık 70 milyar dolar gelir elde etmesi, anlaşmayla garanti altına alınmış durumda.

Güvenilir enerji arz ülkesi olma konusunda itibar kaybı yaşayan, Ukrayna yaptırımları ve düşen petrol fiyatları nedeniyle ekonomik darboğazda bulunan Rusya’nın Akkuyu gibi kârlı bir projeden vazgeçmesi şimdilik beklenmemeli.

Söz konusu santralde kullanılacak reaktör sadece Rus yakıtıyla çalışacak özelliğe sahip. Projeyi üstlenen şirket (halihazırda sermayesinin yüzde 100’ü Rusya’ya ait) başarısız olursa halefi de Rusya tarafından belirlenecek.

Rusya’ya, Türkiye’yi enerjide kendine bağımlı hale getirme konunda ciddi avantajlar ve üstünlükler sağlayan proje aynı zamanda Rusya açısından Türk topraklarında bir nükleer santrali işletme yetkisine sahip olmak gibi stratejik bir öneme de haiz.

Aslında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan inşaat ruhsatı alınamadığı için halihazırda santralin yapımına başlanamadı. Buna rağmen "inşaatının durdurulduğu" yönündeki bir iddianın Reuters tarafından servis edilmesinin arkasında, tarafların projenin devamı konusunda birbirlerinin tavrını sınamak istemelerinin yattığını söylemek mümkün.

Nitekim haberin ardından önce Türk tarafının proje konusunda hiçbir sorun olmadığı yönündeki açıklaması geldi, ardından Rusya da projenin devam etmekte olduğunu açıkladı. Böylece tarafların şimdilik projenin devamından yana bir tavır içinde olacakları bir kez daha resmi ağızlardan dile getirilmiş oldu.

Ancak ruhsat ve izinlerin alınması, ihalelerin yapılması gibi süreçlerde yaşanan gelişmeler nedeniyle proje, anlaşmada yer alan takvimin gerisinde ilerliyor. Anlaşmaya göre, izinlerin alınmasından itibaren ünite 1’in 7 yılda tamamlanması, ardından da birer yıl arayla diğer 3 ünitenin işletmeye alınması gerekiyor.

Projenin 2023 yılında tamamlanmasına yönelik bu hedefin, mevcut koşullar altında gerçekleşmesi neredeyse imkansız. Gelecek yıl inşaat ruhsatının alınması durumunda ünite 1’in en erken 2021 yılında devreye alınması söz konusu olabilecek.

İnşaatın başlamamış olduğu şu aşamada gerilen ilişkiler nedeniyle taraflar projenin devamı konusunda birbirlerine karşı zaman zaman rest çekse bile projenin bu haliyle bile sonlandırılması kolay olmayacak. Bu da tarafları mevcut krize rağmen şimdilik anlaşmayı sürdürmeye yöneltiyor.

Anlaşma metninde yer alan muğlak ve Rusya’nın konumunu güçlendiren maddeler nedeniyle Türk tarafının fesih talep etmesi güç görünüyor. Rusya’nın da ekonomik ve siyasi anlamda yüksek menfaatinin olduğu bu projeden vazgeçmesi kısa vadede beklenmemeli.

NOT: Anlaşma metni için bakınız:http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2010/10/20101006-6.htm

...