Enerji Günlüğü - Çevre yönetmeliklerinin AB’de sıkı hale getirildiğini ifade eden Bilfinger Mühendislik ve Teknoloji Şirketi’nden Dr. Christian Storm, yeni teknolojilerin emisyonları azalttığını ifade etti.

24. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nda Kömür Yakıtlı Güç Santrallerindeki Teknolojik Gelişmeler adlı oturumda konuşan Bilfinger Mühendislik ve Teknoloji Şirketi’nden Dr. Christian Storm, “Çevre yönetmelikleri ile ilgili Avrupa Birliği sıkı bir denetim getirdi. Yeni teknolojilerin de devreye girmesiyle santraller emisyon salımını azaltıyor. Burada en dikkat çeken azaltımlar sodyum ve nitrojen oksit ile cıva ve toz azalımı oldu” dedi.

Kömür yakıtlı santraller için yeni teknolojik gelişme ve sistemlerin öne çıktığını ifade eden Dr. Christian Storm, burada AB Komisyonu’nun da etkisinin büyük olduğunu ve çıkarılan yönetmeliklerle bunun sağlandığını ifade etti. Storm, “Emisyon limitlerine baktığımız zaman komisyon çerçevesinde linyitteki limitlerde cıva oranı çok önemli. Ayrıca linyit santrallerindeki 200 miligram nitrojen oksit ve sodyum oksit oranını göz önüne almak gerekiyor. İleride, bahsedeceğim sistemlerle bu oranlar 150 ya da 130 miligram civarına düşecek ve bu özellikle nitrojen oksit limitlerinde meydana gelecek. Eski nesil santraller için de 175 miligrama kadar bir düşüş söz konusu olabilir. Özellikle nitrojen oksitten arındırmada SCR teknolojisinin ön plana çıktığını görüyoruz. Yeni kömür santralleri için bu teknolojinin kullanımı gayet uygun” diye konuştu.

SANTRALDEKİ ÜRE BERTARAFI KONTROLLÜ YAPILMALI

“Amonyak ve üre kontrolü santraller için çok önemli. Aynı zamanda ürenin dağıtımı yapılırken bunun kontrollü ve eşit olması gerekiyor” diyen Storm, büyük santraller için 200 miligram nitrojen oksit seviyesini tutturan ve bunu 160 miligram seviyesine çekmek isteyenler için Polonya’daki linyit temelli birkaç santralin iyi birer örnek oluşturduğunu ifade etti. Buradaki sistemin maliyet bakımından da avantajlı olduğunu söyleyen Storm, sistemin neredeyse tüm kömür santrallerinde çok da çaba gerektirmeden uygulanabildiğini belirtti.

Cıvayı azaltma yöntemlerinin ABD’de yaklaşık 10 senedir uygulandığını ve mevzuatının eski olduğunu söyleyen Storm şöyle konuştu; “Avrupa’da ise cıva yönetmeliği yeni yeni gündeme geldi. Kok ve taş kömürünün karıştırılması ile azalım olabiliyor. Aynı zamanda solvent ve aktive edilmiş karbon enjeksiyonları yapılabiliyor. Santrallerde hem cıva hem de kükürdü ortadan kaldırabiliyorsunuz. İnce parçacık reaksiyon işleminde herhangi bir kimyasal madde gerekmiyor ve ilave karbon ayak izi de oluşturmamış oluyorsunuz.”

Enerji Günlüğü