1. YAZARLAR

  2. Mehmet KARA

  3. Akkuyu NGS'den Türkiye'ye ne kalır?
Mehmet KARA

Mehmet KARA

Yazarın Tüm Yazıları >

Akkuyu NGS'den Türkiye'ye ne kalır?

Türkiye’nin enerji sepetindeki eksik parçalardan biri nükleer. 1960’lı yıllardan bu yana nükleer santral projeleri hep gündemdeydi ama bir türlü hayat bulmadı.

Son 7-8 yıldır ise hummalı bir çalışma var. Akkuyu NGS’nin inşası sürüyor. Tesisi Ruslar kurup işletecek.

Akkuyu Nükleer Santrali, her biri 1200 MW’lik dört üniteden oluşacak. İlk ünitenin Cumhuriyetin 100. yıldönümünde (29 Ekim 2023) üretime geçeceği söyleniyordu. Bu tarihe yaklaşık 1 yıl kala, son ünitenin temeli de atılmıştı.

Akkuyu NGS Türkiye’nin ilk nükleer santrali unvanını alırken, ülkeye bazı kazançları da olacağı düşünülüyordu. Bunların başında nükleer santral inşasına dair know-how yani bilgi/tecrübe birikimi elde edilmesi geliyordu. Tecrübe/bilgi birikimi denilince insan kaynağı olmadan olmazdı elbette. Bu santralin inşasında ve işletilmesinde görev alacak yerli insan kaynağı yetişmesi için üniversite mezunları arasından seçilmiş adaylar Rusya’da eğitimden geçecek, dönüşte işbaşı yapacaktı. 300’den fazla mühendis eğitimini tamamlamış durumda, 30’a yakın üniversite mezunu da eğitimlerine devam ediyor.

Akkuyu NGS’nin üretime geçiş tarihi yaklaştıkça heyecan da artıyordu. Ancak geçtiğimiz hafta gelen bazı haberlerle, açılış heyecanı yerini cevabı merak edilen bir dizi soruya bıraktı. Çünkü Rus sermayeli şirket, santralin inşasında görev alan yerli ortaklı konsorsiyumun (T2-IC) yerli hissedarı IC İçtaş’ı devre dışı bırakacak bir hamle yapmıştı.

T2-IC konsorsiyumu ile sözleşmenin feshedildiğini duyuran Ruslar, bunun yerine tamamı Rus sermayeli yeni bir tedarikçi (taşeron) ile yola devam edileceğini açıklamıştı.

Bunun üzerine yerli paydaş IC İçtaş, Akkuyu NGS ihale şartnamesine göre sözleşmenin feshedilemeyeceğini, alınan kararın kanun dışı olduğunu içeren bir duyuru yayınladı.

Ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, taraflar arasındaki anlaşmazlığın çözümü için devrede olduğunu duyurdu. Ancak ortada neler döndüğü konusunda kamuoyunu tatmin edecek resmi bir açıklama yapılmış değil.

Projeye baştan muhalif olanların dışında, konuyla ilgili olabileceğini düşündüğümüz kimselerden çıt çıkmıyor. İşinci ilginci, tüm bunlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki görüşmeye bir hafta kala yaşandı.

Bugüne kadar "Maliyeti çok yüksek" ve "Türkiye'nin Enerjide Rusya’ya bağımlılığını arttıracak" eleştirilerine rağmen hükümetin arkasında durduğu Akkuyu NGS’nin üretime geçmesine az bir süre kala yaşananlar kritik bir soruyu akla getiriyor. Taraflar santral kurulumunun devam edeceğinde hemfikir göründüğüne göre, Türk şirketin devre dışı bırakılması, Ruslar’ın Türkiye’ye bu alanda elde etmeyi beklediği bilgi birikimini aktarmaktan kaçınmasının bir yolu mu?

Öyle ya, Türk şirketi devre dışı bırakmak mühendisinden işletmecisine, satın almacısından test uzmanlarına tüm yerli ekibin projeden dışlanması anlamına gelir. O halde, Türkiye için, kendi toprağında kurulan projeye kendi taşını çimentonu satmaktan başka ne kalır ki geriye?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar