1. HABERLER

  2. DOĞALGAZ

  3. TAP tercihinin arka planı ve geleceği

TAP tercihinin arka planı ve geleceği

Ilgar Gurbanov’un 28 Ağustos 2013 tarihli, “TAP ile Nabucco Arasında: Kazanan Kim? Rusya mı Azerbaycan mı?” başlıklı analizinde, Nabucco yerine TAP’ın...

TAP tercihinin arka planı ve geleceği

Ilgar Gurbanov’un 28 Ağustos 2013 tarihli, “TAP ile Nabucco Arasında: Kazanan Kim? Rusya mı Azerbaycan mı?” başlıklı analizinde, Nabucco yerine TAP’ın tercih edilmesinin nedenleri ve sonuçları geniş bir arka plan ve zengin bir bakış açısıyla ele alınıyor. 

Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) tarafından yayınlanan ve günümüzde, her yeni boru hattının piyasayı ve bölgenin jeopolitiğini değiştirdiği saptamasıyla başlayan yazıda, iki ay önce Şah Deniz Konsorsiyumu’nun son kararının herkesi şaşırttığı ifade ediliyor. 

Azeri gazını Avrupa’ya aktaracak boru hattı için, Avrupa Birliği ve Amerika tarafından güçlü ve diplomatik alanda desteklenen Nabucco-Batı yerine, Türk-Yunan sınırındaki Trans Anadolu boru hattı (TANAP) ile birleşecek olan Trans Adriyatik boru hattının ( TAP ) tercih edilmesinin, Nabucco- Batı Boru hattı projesini tamamen felce uğrattığı belirtiliyor. Şah Deniz Konsorsiyumu’nun iki üyesi olan BP ve Statoil’in, TAP’ı destekledikleri, çünkü TAP ile 2012’de imzalanan bir anlaşma ile Şah Deniz Konsorsiyumu üyeleri BP, SOCAR ve Total’in, TAP’ın yapım maliyetlerini paylaşarak, hisselerinin % 50’sine sahip oldukları bilgisi de veriliyor. 

Birçok kaynaktan yararlanılan ve yine birçok uzman görüşü alınarak oluşturulan yazıda öncelikle şu genel bilgiler veriliyor:

TAP’ın ilk hissedarları, İsveç’in Axpo şirketi (% 42), Norveç’in Statoil (% 42,5) ve Almanya’nın E.ON Ruhrgas (% 15) şirketleri idi. 2013 Haziranında Belçika şirketi Fluxys de TAP Konsorsiyumuna katılmak istediğini ifade etti. Bu gelişmelerden sonra 30 Temmuz’da TAP Konsorsiyumu Azeri SOCAR, İngiliz BP ve Fransız Total şirketlerinin kendilerine katıldığını açıkladı. Fluxys şirketi de % 16 ‘lık payla katıldı. Yeni katılımlar nedeniyle ilk hissedarların hisseleri düşerek yeniden yapılandırıldı. TAP, Hazar gazı için, boru hattını Güney İtalya’dan Kuzey Denizine kadar genişleterek yatırım yapmayı planlıyor.

2019’a kadar çok şey değişebilir

Yazıda, TAP ile Azeri gazı, 2019 yılında, Yunanistan ve Arnavutluk’tan geçerek Adriyatik Denizaltına, oradan İtalya’ya pompalanacağı ifade ediliyor. Ancak bu zaman zarfında birçok şeyin, özellikle de Avrupa’nın enerji yaklaşımının değişebileceğine de dikkat çekiliyor. Sadece Rusya’nın değil, Azerbaycan’ın da Avrupa enerji piyasasında yeni rakiplerle - Amerika’daki Şeyl gazı, Akdeniz’deki sıvı doğal gaz benzeri – karşılaşabileceği ekleniyor.

TAP’ın seçilmesiyle, SOCAR’ın Balkan piyasasında ( Yunanistan, Bulgaristan ve Arnavutluk ) odaklanabileceğinin altı çiziliyor.

Azerbaycan’ın TAP tercihi Rusya’ya diplomatik jest

Birçok gözlemci ve uzmanın, bu karardan en mutlu olan tarafın Rusya olduğu, çünkü Avrupa’nın merkezi ve doğusunun, kuzey İtalya ve güney Almanya’nın, Rusya’nın Güney Akım projesinin hedefi olduğu görüşlerine yer veriliyor. Bu görüşlere göre, Rusya Nabucco ile uğraşmak yerine, Güney Akım Boru hattını yapılandırmaya karar verdi. Ki bununla doğal gaz Avrupa’nın merkezine ve güneyine Karadeniz’in altından boru hattı ile aktarılacak. İşte tam bu noktada Azerbaycan, bir yandan Rusya ile olan ilişkilerini dengede tutarken diğer yandan AB’yi de göz ardı etmeyen stratejik bir karar aldı. Trans Atlantik Boru hattını tercih etmek, Azerbaycan’ın Rusya’ya diplomatik jestiydi. “Şah Deniz Konsorsiyumu, TAP’ı tercih etmekle, Doğu Avrupa’daki Gazprom’un hâkimiyetindeki piyasayla doğrudan karşı karşıya gelmemiş oldu. Bununla birlikte, TAP’ın tercih edilmesi bütün Nabucco Konsorsiyum üyelerini hayal kırıklığına uğrattı, çünkü Nabucco Batı TAP’tan daha avantajlıydı”

Nabucco’nun ikinci ölümü

İlki, Trans Anadolu Boru hattı Projesi ( TANAP) anlaşması imzalandığında, ikincisi de, Şah Deniz Konsorsiyumu son kararını verdiğinde olmak üzere, Nabucco’nun gerçekte iki kez öldüğü ifade edilen yazıda, Avrupa Siyaset merkezi analisti Amanda Paul’un şu görüşlerine yer veriliyor; “ Aslında Nabucco’nun Rusya karşıtı bir proje olduğu o kadar çok konuşuldu ki, Asya’daki bazı ülkeler bir parçası olmaktan kaçındılar. TAP’ın tercihi açıklanmadan birkaç gün önce, Azerbaycan’ın SOCAR şirketinin Yunan gaz aktarım sistemi DESFA’yı satın alması ve Rusya’dan bir milyar dolar değerinde silah indirimi alması oldukça açık işaretlerdi. Üstelik Azerbaycan’ın Nabucco –Batı’yı seçmemesi, Rusya’nın gaz rotasını bozmadı”.

Ilgar Gurbanov, daha önce yazdığı bir yazısından yaptığı şu alıntıyla konuyu zenginleştiriyor; “Diğer yandan Rus kamu şirketi Rosneft, 22 Ekim2012 tarihinde TNK-BP Konsorsiyumunun tamamını aldı, böylece BP yönetim kurulunda fazladan bir sandalye daha kazandı ve BP’nin uluslar arası anlaşmalarında söz hakkına ve yine AB projesi Güney Gaz Koridoru’nda doğrudan ya da dolaylı bir etkiye sahip oldu”. ‘ Caucasus İnternational’ editörü Zaur Shiriyev’in, “ Rus Gazprom, Avrupa’ya alternatif aktarım güzergâhlarının ticari ve jeopolitik güçlerini zayıflatmak için Güney Akım Boru Hattını inşa ettiğinde, TAP aynı piyasa için bir rakip değildi. Bu da TAP’a istikrar kazandırdı” görüşü de ekleniyor.

TANAP Nabucco’nun çöküşünü önledi

2012 yılının ortasında Azerbaycan hükümetinin enerji tarihinde stratejik bir adım atarak Nabucco Boru Hattı Projesinin çöküşünü önlediği ifade edilen yazıda, bu adım şöyle açıklandı; Türkiye ve Azerbaycan SOCAR’ın % 80’ine sahip olduğu ve proje geliştiricisi olduğu, Türk toprakları üzerinden Avrupa’ya uzanan TANAP’ın inşası için anlaşma memorandumu imzaladılar. TANAP Nabucco’nun Türkiye topraklarındaki doğu kanadının yerine geçti ve Nabucco’yu Türk-Bulgar sınırından Avusturya Baumgarten’e olmak üzere ( Nabucco-Batı ) kısalttı. Jamestown Vakfı kıdemli üyesi Vladimir Socor’a göre, “ Şah Deniz’deki batılı gaz üretim şirketleri TANAP gibi Türkiye’den geçecek bir boru hattı için sorumluluk kabul edemezlerdi. AB de politik veya finansal destek sağlayamazdı”.

Yazıda Nabucco rüyasının çöküşünün birkaç nedeni şöyle sıralanıyor:

•Nabucco-West’in onayında karar sahibi olanların sonuca ulaştırmadaki zayıflıklarını giderecek politik destek eksikliği

• Konsorsiyum üyelerinin büyük çaplı yatırımlar yapmaması

• Nabucco’ya sağlanacak doğal gaz kaynaklarının muğlaklığı

• Nabucco hissedarlarının kendi aralarındaki koordinasyon eksikliği

• Konsorsiyum üyelerinin deneyim ve finansal kapasite eksikliği

• Nabucco Konsorsiyumundan şirketlerin( Macar MOL, Alman RWE ) geri çekilmesi

•Nabucco hattının geçtiği ülkeler ve Avrupalı tüketici ülkelere Rusya tarafından baskı yapılması

• Azerbaycan’ın Rusya ile ilişkilerini bozmama ihtiyatlılığı

• Nabucco’nun inşa masraflarının ( 10 milyar Euro’nun üzerinde)Trans Adriyatik Boru Hattı inşasına ( 1,5 milyar Euro) göre çok fazla olması

• TAP’ın potansiyel müşterilerinin ( Yunanistan, Arnavutluk, İtalya, Hırvatistan, Bosna ve Karadağ) Azeri gazı alım fiyatlarının Nabucco Batı müşterilerinden daha yüksek olması. Ancak İtalyan Sanayi Bakanı Claudio De Vincenti’ye göre, “ İtalya ve Yunanistan’da neden yüksek gaz fiyatları değildi. TAP Nabucco’yu sekiz kriterden yedisinde alt etti; Pazar fırsatları, zamanlama, kademelendirilebilme, idari uygulanabilirlik, uygun ödeme koşulları, proje kalitesi ve şeffaflık.

• 20 Haziranda SOCAR DESFA’daki % 66 hissesi için 400 milyon Euro fiyat teklifi aldı. AB içindeki yerel gaz dağıtımını kontrol etmek için anlaşma doğrudan SOCAR ile yapılamayacak. SOCAR tarafından resmi bir açıklama yapılmasına rağmen, TAP ve DEFSA arasında bir bağlantı yok. Alex Jakson’a göre Azerbaycan ve Yunanistan arasında TAP’ı bir ‘müzakere kartı’ haline getiren SOCAR’ın DEFSA’yı satın alma başarısının TAP’ın seçilmesindeki rolü önemli: “ Eğer Gazprom kazanmış olsaydı, TAP’ın durum kesinlikle çok daha zayıf olurdu”.

• Konsorsiyumun diğer üyelerine danışmadan Avusturya’nın karar alması. Baumgarten terminali Nabucco’nun en önemli satış noktası iken, OMV Gazprom ile terminalin kontrolünü paylaşmayı kabul etti, ta ki, Avrupa Komisyonu bu anlaşmayı geçersiz kılana kadar.

Sintez Gazprom'un Truva atı idi

Gurbanov yazısında, Gazprom ve Sintez’in de DEPA ve DESFA’dan önemli hisseler elde ederek Yunanistan’ın doğal gaz ticaret sisteminin kontrolünü kazanmak istediklerini, ancak Şah Deniz Konsorsiyumunun kararından birkaç gün önce, Avrupa Komisyonu Gazprom’un Yunanistan Ulusal gaz şebekesi üzerindeki hakimiyetini yok edecek ‘ Üçüncü Enerji Paketi’ hakkında tavrını kesinleştirdiğini belirtiyor. Sonrasında, Gazprom’un DEPA teklifini geri çektiğini,muhtemelen Gazprom’un güven vermeyen soruşturmalar nedeniyle AB tarafından geri plana itildiğini de ekliyor. Viladimir Socor’un, “Sintez Gazprom için olası bir Truva atıydı” görüşüne de yer veriyor.

Gurbanov, gelecekte daha fazla Balkan ülkesinin TAP’tan yararlanmasının beklendiğini, “ İyon Adriyatik Boru Hattı’nın (IAP) (olası Kosova ve Bosna kollarıyla Arnavutluk’tan Hırvatistan’a uzanan)tamamlanmasıyla bunun daha da fark edileceğini belirtiyor. Karadağ ve Kosova’da doğal gaz şebekesi olmadığına da dikkat çekiyor.

Nabucco projesinin çökmesine rağmen, doğal gaz Avrupa’nın merkezine Yunan-Bulgar kuruluşları ve Bulgaristan-Romanya bağlantılarıyla dağıtılabilir ve sonra belki mevcut Macaristan-Romanya bağlantılarıyla Macaristan’a ulaşabilir saptaması yapılan yazıda, SOCAR Başkan yardımcısı Elshad Nasirov’ın şu görüşlerine yer veriliyor; “Bulgaristan Trans Adriyatik Boru hattından ilk doğal gaz alıcısı olabilir. Bulgaristan ve Yunanistan bağlantısında iki yol var. Eğer bu teknik olarak mümkün olursa Bulgaristan Azerbaycan gazının Avrupa bağlantısında ilk doğal gaz ulaşan ayağı olacak”. Viladimor Socor’un ise konuyla ilgili, “ DESFA 2015’e kadar tamamlanması beklenen Yunanistan- Bulgaristan Bağlantısı Projesinin ( IGB) hissedarı. Bu boru hattı yoluyla Bulgaristan Azerbaycan gazına ulaşabilir. DEFSA Yunanistan’ın doğal gaz taşıma boru hatlarını, dağıtım ağlarını ve Revithoussa likidite doğal gaz istasyonunu işletiyor. Revithoussa LNG istasyonuyla SOCAR istasyonun DEFSA taşıma boru hatları yoluyla Akdeniz havzasından Avrupa ülkelerine doğal gaz aktarım noktası olması halinde yeni bir değer elde edecek” görüşlerine yer veriliyor.

Güney Koridorunun açılması çok önemli

Avrupa Enerji Komisyonu üyesi Günther H.Oettinger’in, “ Şah Deniz Konsorsiyumunun kararı gelecekte Avrupa’nın enerji tedarikinin güvenliği için gerçek bir tehdit oluşturmakta.Şu bir gerçek ki, 2020 yılında daha çok doğal gaz ihtiyacımız olacak ve Kafkas doğal gazı bu ihtiyacı karşılayacak. TAP veya Nabucco’yu seçmekten daha önemli olan Güney Koridorunun açılmasıdır. Etkin ve işlevsel bir iç enerji piyasasıyla, gerekli alt yapı sistemi ve akıntının yerinde sağlanmasıyla doğal gaz Avrupa’ya bir kerede girecek ve Avrupa’da istenilen yere aktarılabilecek” dediğine de dikkat çekiliyor.

Azerbaycan’ın Güney Gaz Koridorunda etkin bir pozisyona sahip olmak istediği belirtilen yazıda, bunu da şu yollarla gösterdiği ifade ediliyor:

•TAP’ı tercih etme

•Trans Anadolu Boru Hattında en büyük hisseye sahip olma

•Gürcistan’da hâkim Pazar payına sahip olma

•TAP Konsorsiyumuna katılma

•DESFA’yı işletme

•Arnavutluk’taki doğal gaz altyapı inşasına katılma ve yatırım yapma

TAP’ın aynı zamanda katılımcı ülkelere şu avantajları sunduğu ifade ediliyor:

•Yunanistan ve Arnavutluk’ta yatırımlarla iş istihdamı yaratacak

•SOCAR’ı Arnavutluk’un doğal gaz altyapısını kurmak ve ilerletmek için teşvik edecek.

•Nabucco’nun daha yüksek doğal gaz satış ücreti ve daha az taşıma ücreti önerdi.

•Daha kısa ve daha ucuz

•Güneydoğu Avrupa’daki durgun ekonomileri canlandıracak;

•İtalya’nın bir enerji hub’ı olmasını sağlayacak ve batı Avrupa ülkelerine Kafkas gazı dağıtılabilecek

•SOCAR’ın Güneydoğu Avrupa’daki pozisyonunu güçlendirecek.

Güney Koridoru genişletilebilir

Yazıda Matthew Bryza ve David Korayni’nin ifadeleri çerçevesinde, Güney Koridorunun İsrail’den Kıbrıs’a, Irak’a, hatta belki bir gün İran’a kadar genişletilebileceği öngörülüyor. Güney Koridorunun, Azerbaycan’ın Avrupa-Atlantik topluluğuna bağlanmasıyla, Güney Kafkas bölgesinin istikrar kazanmasında çok önemli bir rol oynayacağına dikkat çekiliyor. “Tıpkı Bakü- Tiflis-Ceyhan Boru Hattının Azerbaycan ve Gürcistan’ı Batılı bağlantılardan kopardığı gibi, Güney Gaz Koridoru da onların Avrupa-Atlantik yönlendirmelerini sağlamlaştıracaktır”.

TAP yeterli kapasiteye sahip değil

Uzun süre görüşmeleri süren Trans-Kafkas Boru Hattı projesinin, aynı zamanda Güney Gaz Koridorunun da ilk ayağı olduğu, bununla birlikte bilinen ve bilinmeyen nedenlerle projenin dondurulduğu ifade edilen yazıda, Birçok gözlemciye göre, Rusya ve İran’ın direnci ve Türkmenistan ve Azerbaycan arasındaki anlaşmazlıktan dolayı proje fark edilemedi görüşüne yer veriliyor.

Mevcut durumda Bakü’nün zaten bununla ilgilenmediği ve Güney Gaz Koridorunda ana tedarikçi olmak istediği belirtiliyor. SOCAR’ın doğal gazı diğer ülkelerin kaynaklarından sağlayarak pompalamayı düşündüğü; Absheron, Umid-Babek, Shafag- Asiman ve ACG-Deep projelerinin de 2020’ye kadar üretime başlamayı düşündükleri ifade ediliyor. Diğer yandan, TAP’ın yeterli kapasiteye sahip olmadığı ve Şah Deniz Konsorsiyumu üyelerinin kendi gaz kaynakları ile boru hattını beslemeyi tercih ettikleri vurgulanıyor.

Avrupa kendi alternatif kaynaklarını geliştirme taraftarı

OMV CEO’su Gerhard Roiss açıklamasında, “ Şimdiki amacımız Avrupalı tüketici için Avrupa gazı” dediğine dikkat çekilen yazıda, bunun anlamının muhtemelen, Avrupa’nın diğer ülkelerin kararlarıyla kendini sınırlamayacağı olabileceği, Avrupa’nın, Şeyl gazı gibi kendi alternatif kaynaklarını geliştirme taraftarı olduğu belirtiliyor.

Yazının sonunda, Nabucco çöktükten bu yana, Gazprom’un Avrupa merkezindeki tekel konumunu hala koruduğu ve fiyat belirlemede hakimiyetini sürdürdüğü belirtiliyor. Ancak, TAP’ın Avrupa’nın yeni enerji gerçekliğinde, yalnızca enerji dengesini Gazprom merkezli olmaktan çıkaran değil, aynı zamanda Azerbaycan gibi yeni bir ortak kazandıran bir ilk adım olduğu da ekleniyor.

Çeviri-Haber: Sabiha KÖTEK

Önceki ve Sonraki Haberler