1. YAZARLAR

  2. Osman TÜRKMEN

  3. Atıklar doğalgaza rakip olabilir mi?
Osman TÜRKMEN

Osman TÜRKMEN

Yazarın Tüm Yazıları >

Atıklar doğalgaza rakip olabilir mi?

Atıklardan enerji konusu maalesef sahipsiz bir biçimde yürüyüp gidiyor. Konuya yatırım yapmış firmalar bile gerek bilerek, gerek bilmeyerek aslı astarı olmayan bilgiler veriyorlar. Öncelikle atık (çöp) nedir, çeşitleri nelerdir ve gözümüzün önünden gittikten sonra neler oluyor, bunları yanıtlamaya çalışalım.

Güneş, rüzgâr ve biyokütle alternatif enerjinin en gözde alt sektörleridir. Yenilenebilir kaynaklar arasında atıklar (çöp) en çok gelecek vaat eden enerji kaynağıdır.

Çöp zaman, teknoloji ve nüfusla artan kaçınılmaz bir doğa gerçeğidir. Dünya üzerindeki bütün insanlar için geçerlidir. Üstelik çöpten sorumlu yöneticiler, herhangi bir fayda beklemeden önce, çöpü bertaraf etmek zorundadır.

Atık dağları çok büyük problemdir. Depo alanlarından (siyah likör) sızıntı suyu çıkar ve yer altı kaynaklarını kirletir, böcek üretir, kemirgen üretir, sera gazları ve metan gazı ozon tabakasını inceltir. Biz bu işi durdurabiliriz; depolamaya gerek kalmaz, sera gazları üremez, koku çıkmaz, sızıntı suyu olmaz, kuşlar mikropları evlere taşımaz, böcek üremez, kemirgen olmaz ve üstüne üstlük elektrik, etanol, tıbbi ve sınaî gazlar neredeyse sıfır atıkla üretilebilir...  

Genel olarak eskiden yeniye doğru 4 kuşak atık bertaraf teknolojisi bulunmaktadır:

Birinci kuşak – depolama ve çöp gazı : En eski teknoloji olup, vahşi depolama (gelişigüzel atma) ve düzenli depolama alanları ile tanımlanmaktadır. Depolama alanlarından sızan süzüntü suyunun da ayrıca arıtılması gerekir. Yine depolamanın bir sonucu olarak, çöpte çürümeden ötürü ortaya çıkan metan gazının alınması gerekir. Eskiden doğrudan yakılan bu gazlar şimdi doğrudan motorlarda yakılarak elektrik üretilmektedir. Ancak burada, üretilen gazın temizlenmesi ve rehabilite edilmesi gerekir. Çöp gazı (LFG) sistemleri konusunda bütün taraflar üç maymunu oynuyor. Normal koşullarda çöp gazının aynen biyogaz sistemlerindeki gibi rehabilite edildikten, yani temizlendikten sonra kullanılması gerekirken (özellikle kükürt filtrasyonu), belediyelere verilen cazip kar payları (%60’lara kadar çıkıyor) nedeniyle  hiç kimse sesini çıkarmıyor, alan memnun veren memnun… Çöp gazı neredeyse olduğu gibi yakılıyor ve atmosfere salınan emisyonlar ise görülmüyor. Yani yanlış kurulan ve devam eden bir sistemin, ne kadar doğru olduğunu tartışıyoruz maalesef... 

İkinci kuşak – biyogaz ve kompostlama: Aslında atıkların depolanmasında ortaya çıkan metan gazının, oksijensiz ortamlar yaratılarak organik atıklardan üretilmesi (AD) ve bu gazın rehabilite edilerek motorlarda yakılması amacıyla yapılan işlemlerden türemiştir. Kompostlama ise atıkların içindeki organik bileşenlerin alınması ve toprak iyileştirici olarak kullanılması esasına dayanır.

Üçüncü kuşak –yakma : Oksijenli yakma sistemleri bu kuşağın en çok bilinen teknolojisidir.

Dördüncü kuşak – ileri ısıl işlem : En yeni teknolojiler olan piroliz, plazma ve gazlaştırma bu kuşağın en çok bilinen teknolojileridir. Gazlaştırma sistemleri, bilinen teknolojilerin atık bertarafına uyarlanmasıdır. Gazlaştırma ile geri kazanım prosesinden elektrik üretimi, atıklardan yenilenebilir enerji ve etanol ile atıklardan ayıklanan metal hurdalardan temiz metal ve külçe metal üretmek mümkündür. Bu projelerden üretilecek diğer bir gelir kaynağı da, atık bertarafına ilave olarak, üretilecek her kWh elektrik başına alınacak olan karbon kredisidir. Ayrıca kompost hammaddesi ve gübre de başlı basına bir gelir kaynağıdır.
Atık ve çöp alanları insan eliyle yaratılan metan üretiminin yaklaşık %24’nün kaynağıdır. Bu oran, ABD.de en büyük ikinci metan salınım nedenidir.

Çöp ile ilgili 2 ana husus vardır:
Çöp toplum için bir sorundur: Vahşi depolamadan hiç bahsetmeden dahi, düzenli depolamada bile, aşağıdaki sorunlar vardır;
Sera gazı üretirler, bunlar esas olarak CO2 ve CH4’tür,
Yeraltı sularını kirleten “siyah likör” bırakırlar (çöp suyu),
Koku üretirler,
Kuş, böcek ve kemirgen üretimine neden olarak, mücavir alanlara mikrop ve kirletici taşınmasına neden olurlar,
Çöpler dökme alanını kirletirler.
Çöp bir enerji kaynağıdır: Uygun stratejilerle geri kazanım, kompost ve gübre üretimi, veya malzeme/enerji geri kazanımı mümkündür (16 Temmuz 1999 gün ve1999/31/EC sayılı Atıkların Çöplüklere Gömülmesi hakkında AB Direktifi).

Atık teknolojileri özenle seçilmeli, yurtdışına bağımlı teknolojiler seçilmemelidir. Türkiye’de üretilebilecek ve daha önemlisi Türkiye’den bakım-onarım ve yedek parçası sağlanacak teknolojiler seçilmelidir.

Üstelik, atıkların organik kaynaklı olanlarından üretilecek enerji yanında, ülkemiz için çok daha önemli olan organik gübre de üretilecektir. Bu kapsamda, şu anda tüketilen kimyasal gübrenin en az yarısı kadar organik gübre üretilebilir.

Türkiye’de çok ciddi bir organik ve ekolojik gübre gereksinimi bulunmaktadır. Bunun yanında, çiftlik sahipleri ve organik atık üreticileri, atıklarının bertaraf etmekte belli kurallara sıkıca bağlı olmak zorundadırlar. Şimdiye kadar açık kurutma ve derelere salınma yoluyla “kurtulunan” hayvansal atıklar için en azından bir “kompost tesisi” kurulması istenmektedir. Bu da çiftliklere ciddi yatırım ve işletme maliyetleri getirmektedir.

Ülkemiz topraklarının organik madde kapsamının düşük ve pH’ının yüksek olması nedeniyle, gübreleme ile toprağa verilen ve toprakta bulunan fakat bitki tarafından alınamayan bitki besin maddelerinin yarayışlılığını artırmak amacıyla, toprak düzenleyici-iyileştirici ve organik gübrelerin kullanımının yaygınlaştırılması gereklidir

Organik tarım, doğaya yabancı, müdahale edici, kalıntı yaratarak canlıların yaşamını riske sokan sentetik kimyasalların pestisit olarak kullanılmasını yasaklamaktadır. Ekolojik tarımda ise ilk hedef toprak canlılığı ve verimini korumak amacıyla tamamen doğal ve doğanın kendi döngüsü içinde sentetik hiçbir katkı olmadan yaşamsal faaliyetlerin devamını sağlayıcı organik yapılı maddelerin toprağa ilavesidir.

Toprak iyileştiriciler arasında, tüm parametreler göz önüne alınarak yapılan sınıflandırmada aşağıdaki sonuca ulaşılmıştır:
1 nci kalite, hayvansal kaynaklı toprak iyileştiriciler (çiftlik gübresi, tavuk gübresi, arıtma çamuru).
2 nci kalite, bitkisel kaynaklı toprak iyileştiriciler (ağaç, mantar, domates sapı, pamuk sapı)
3 ncü kalite, fosil kaynaklı toprak iyileştiriciler (leonardit ve kayaçlar).

Bu konu elektrik üretiminden ÇOK ÇOK daha önemlidir. Topraklarımız kirlidir ve ölmüştür. Bizler de zehir yiyoruz, çocuklarımız zehirleniyor. Özellikle kanser vakalarının artışının en önemli nedeni aslında zehirli atık olan kimyasal gübrelerdir. Kimyasal gübre kullanımı tek başına yasaklanmalı; diğer modern ülkelerde olduğu gibi, bir sonraki yıla iz bırakmayacak şekilde organik karışımla izin verilmelidir.

Şimdi gelelim makalemizin başlığında sorulan soruya... Bu sorunun kaynağı, atıklardan üretilecek yegane doğalgaz muadili gaz çöp gazı imiş gibi bir anlam çıkarılmasıdır.

Eğer yenilenebilir enerji kaynaklarımız (genellikle bilinenler - dalga sistemleri v.b. hariç) kullanılsaydı, ne kadar elektrik enerjisi üretebilirdik?




Bu rakamların hepsi Yenilenebilir Enerji Gn.Md.lüğünün verilerinden alınmıştır.

Yani; Atıklardan toplam 44.083 MW kurulu güçte 352.6 milyar kWh elektrik üretilebilir. Bu hemen hemen güneş enerjisi potansiyeline eşittir.
Sadece tarımsal atıklarla, rüzgardan elde edilebilecek enerjinin hem de yarısı kadar kurulu güçle neredeyse 1.5 katı enerji üretilebilir.

Burada, çok basit bir dönüşümle, dünyanın halihazırda kullanılan en ileri ısıl işlem teknolojisi olan gazlaştırma kullanılarak, 32.954.502.972 m3/yıl doğalgaz eşdeğeri sentetik gaz (syngaz) üretmek mümkündür.

Üretilecek sentetik gaz, halihazırda kullandığımız doğalgazdan ortalama %60 daha ucuz olacaktır.

Türkiye’nin 2015 yılında tükettiği toplam doğalgaz miktarının 47.800.000.000 m3/yıl olduğunu anımsarsak; toplam ihtiyacın %69’u atıklardan karşılanabilir.

Bunun için gerekli yatırım yaklaşık 45.000.000.000 $’dır. Yıllık enerji faturamızın 60.000.000.000 $ olduğunu göz önüne alırsak, diyecek bir şey kalmıyor...

Bunun için bir tek şey gerekiyor : iradeli ve cesur karar vericiler...

... 

Önceki ve Sonraki Yazılar