1. YAZARLAR

  2. Haluk DİRESKENELİ

  3. Danimarka ve Türkiye'de enerji politikaları farkı
Haluk DİRESKENELİ

Haluk DİRESKENELİ

Yazarın Tüm Yazıları >

Danimarka ve Türkiye'de enerji politikaları farkı

Danimarka’nın Kuzey denizinde açık deniz gaz ve petrol yataklarına sahip olmasına rağmen, bu ülkenin fosil kaynaklara kıyasla güneş ve rüzgar yenilenebilir enerjisinden daha fazla elektrik sağlaması çok farklı bir durum oluyor. Danimarka'nın enerji politikaları ile Türkiye ne kadar farklı. Fosil yakıtlar ve diğer yenilenemeyen kaynaklar, Danimarka'nın toplam net üretiminin yalnızca %28,6'sını oluşturuyor. güneş ve rüzgar yenilenebilir kaynaklarından üretilen toplam %71,4 2022 yılı) devam ediyor. Açık deniz (offshore) rüzgar enerjisi artıyor. Danimarka'nın yenilenebilir enerjinin 2030 yılına kadar elektriğin %100'ünü ve toplam tüketimin %55'ini karşılamasını hedefleyen siyasi kararı var. Danimarka’da 2030 yılına kadar bölgesel ısıtmanın %90'ı fosil olmayan kaynaklardan sağlanacak. Hükümet ayrıca 2030 yılına kadar benzinli ve dizel otomobil satışlarını bitirmeyi hedefliyor. Kopenhag sokaklarında bisiklet kullanımı inanılmaz ölçüde yoğun. Çok sayıda insan ulaşım için bisiklet kullanıyor.

Uluslararası piyasalarda ülkeler enerji yatırımları için uygun ortam sağlarlar. Ülke finansal olarak projelerin geri ödemesi güven vericidir, sağlam güvenilir hukuk sistemi vardır, yetişmiş yerli teknik personele sahiptir. Yerli yakıtlar veya ithal kömür kullanılarak yapılacak enerji santralinin yeri kapasitesi belirlenir. Uluslararası değerde güvenilir firmalara yapılabilirlik raporları hazırlatılır, uluslararası finansman imkanları aranır, yatırımcılara finansörlere sunumlar yapılır.

Finansman sağlanır, sonra yapımcı güvenilir müteahhit firmalar devreye girer. Çoğu daha önce kullanılmış başka yerde yapılmış başarıları kanıtlanmış teknik projeler kullanılır, kullanılacak ekipmanlar onların tedarikçileri bellidir. Proje başlar biter, elektrik üretimi başlar, ulusal şebekeye verilir, para tahsilatı başlar, sistem rutine girer, elektrik üretilir para kazanılır.

Bir elektrik santralinin ömrü 25- yıldır, yenileme ile ömrü uzatılabilir. Ancak yatırımcı ve finansör bu kadar uzun süre beklemez. İlk 3-5 yıl içinde yatırdığı ilk parayı geri alır, sonra santral mülkiyetini yerli ortağa satar ve ülkeyi bırakır gider.

Şimdi alışılmışın dışında bir yatırım süreci izliyoruz. Akkuyu nükleer santralinde yatırımcı kuzey komşumuz, başta eşit yerli- yabancı ortaklığı ile işe başladı, ancak yerli ortakların finansman kapasitesi yetmediği için tümüne sahip oldu. Nükleer santral üç çevrimli bir termik santraldir. Nükleer çekirdek çevrim, ısıyı buhar çevrimine geçirir, buhar generatörü de elektrik üretir. Çekirdek nükleer tasarım sonrası diğer ekipmanlar klasik termik santral düzenindedirler ve herhangi bir kontrolden geçmiş tedarikçiden satın alınabilirler.

Yatırımcı kritik olmayan basit inşaat işlerini kendi kontrolü altında yerli inşaat müteahhitlerine yaptırdı. Nükleer çekirdeği kendisi üretti, getirdi yerine monte etti, diğer klasik termik santral ekipmanlarını değişik yerlerden satıcı kredisi ile satın aldı.

Bugüne kadar kuzey komşumuzun bizim ülkemizde yaptığı yatırımlardan uzun dönemde hiç memnun kalmadık. Orhaneli termik santrali, Seydişehir aluminyum tesisleri, iskenderun demir çelik tesisleri, hepsi çok soğuk Sibirya şartlarına göre tasarımı yapılmış projelerin tekrar uygulamalarıydı. Bizim göreceli daha sıcak coğrafyamızda ciddi sorunlar çıkardılar. Zaman içinde yenilemeler gerekti.

Bu projede ortada kamuya açık bir yapılabilir raporu yok, finansman kapalı kapılar arkasında devletlerarası anlaşmalar ile sağlandı, burda serbest piyasa şartları yok, uygulanacak hukuk belli değil, uluslararası kabul gören mukavele şartları ortada yok, force majeure şartları açık değil. Konudan habersiz teknik olmayan insanların kabulleri ile işe başladık, gecikmeler ile devam ediyoruz.

Bu arada her yıl yüz öğrenci Kuzey komşumuz universitelerinde nükleer fizik eğitimi aldılar, yurda döndüler. Belki bir kısmı genç Rus insanları ile evlendiler. Herhalde bu dörtyüz öğrenci halen kamu görevlerinde çalışıyorlar, nükleer santralin inşaat döneminde onlara fazla ihtiyaç yok. Nükleer fizik Eğitimi alan öğrenciler bir nükleer santral yapabilirler mi? Yoksa sadece kontrol odasında ekran mı seyredecekler? Verilen eğitim ciddi bir nükleer tasarım eğitimi oldu mu? Bilemiyoruz, nükleer eğitimi alan öğrenciler de herhalde gizlilik sözleşmesi imzaladılar ki, eğitimleri ile ilgili en ufak bir detay açıklamıyorlar. Yorum makale yayınlamıyorlar. Akademik çalışmalara devam edip etmedikleri belirsiz.

Akkuyu nükleer santralinin güney sahilimizdeki yeri çok stratejik bir önem arz ediyor. Burada nükleer santral ile beraberinde bir hassas iletişim üssü oluştu. Suriye Tartus askeri limana çok yakın. İlerde burda kontrolümüz dışında faaliyetler olursa ne yaparız? Burda askeri bir yabancı insiyatif olurmu? Kendi topraklarımızda bizim dışımızda Tartus ile ortak bir faaliyet olur mu?

Akkuyu sabit 12,35 ABD cent/ kwsaat (%50) alım Garantisi ile 15 yıl yaklaşık 4800 Mwe elektrik üretecek. Santralin ömrü 60 yıl belirlenmiş, tahmin edilen ilk maliyeti 22 milyar ABD doları. Devamlı emre amade Baz santral görevi yapacak. Ödenen paranın pek bir önemi yok, biz önceleri ne fiyatlara olur dedik. Doğalgaz fiyatları nerden nereye geldi. Ancak bu derece bağımlılık kabul edilebilir mi? Doğal gaz için başka opsiyon olmadığı için kabul ettik, şimdi nükleer bağımlılık geldi.

Ortalama Rus insanı iyi eğitimlidir, duygusal olarak bize benzer, ancak devlet yapısı baskıcı şiddet eğilimlidir. Biz bu insanlar ile bu kırılgan ortamda bu zor ekonomik şartlarda başa baş nasıl işleri götüreceğiz, zor işler zor zamanlar bizleri bekliyor. Önceki uluslararası yatırımcılar gibi, yatırım bitti, beş yıl sonra herşeyi sat- git yok.
Bu defa yatırımcı çok uzun süre kalmaya geliyor.

İstanbul 14 Mayıs 2023

Önceki ve Sonraki Yazılar