1. YAZARLAR

  2. Mehmet KARA

  3. Nabucco öldü mü?
Mehmet KARA

Mehmet KARA

Yazarın Tüm Yazıları >

Nabucco öldü mü?

Neden söz ediyoruz? 

Hazırlıkları 20`nci yüzyılda başlayan, 2000`li yılların ilk 10 yılına damgasını vuran bir projeden... 
Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesi için ilk görüşmeler Şubat 2002 tarihinde Avusturyalı OMV Gas ile Türkiye`den BOTAŞ arasında başladı. Daha sonra Macar MOL, Romen Transgaz ve Bulgargaz da sürece dahil oldu. 

Hayaller çok büyüktü. Azerbaycan`ın Hazar (Şah Deniz II) gazını Türkiye üzerinden Avrupa`ya taşıyacak ölçekte adeta 21`inci yüzyıl projesinden söz ediliyordu. Hatta daha uzun vadede, kimilerine göre Mısır, İran ve Irak gazını da (kim bilir belki son yıllarda bölgedeki dengelerin yönünü belirleyecek ölçüde öne çıkan Doğu Akdeniz`deki İsrail doğalgazını da) Avrupa`ya ulaştıracak bir proje gözüyle bakılır hale gelmişti. 

Avrupa Birliği Komisyonu`nun da desteğini arkasına alan proje için 2005 yılında Nabucco Gas Pipeline International GmbH adıyla bir şirket kuruldu. Şirkette Türkiye`den BOTAŞ da yüzde 16.7 ile ortaktı. 
Ocak 2009`da düzenlenen Nabucco Budapeşte zirvesinde tüm AB ve Nabucco ülkelerinden projeye tam siyasi destek de sağlandı. 

Aynı yılın Temmuz ayında Avusturya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve Türkiye arasında Hükümetlerarası Anlaşma (IGA) imzalandı. Bunu 2010 yılında Türkiye`nin de aralarında bulunduğu transit ülkelerde Ulusal Nabucco şirketleri kurulması kararı izledi. ardından ilgili ülke parlamentolarında IGA`nın onay süreci devreye girdi. 

Tüm bu süreç boyunca bir yandan da Nabucco`nun gerçekçi bir proje olup olmadığı hep tartışılageldi. Projeye başarı şansı tanımayanlar arasında Rusya da öne çıkıyordu. Ki böylesi bir proje, Avrupa`nın ana gaz tedarikçisi Rus gaz tekeli Gazprom`a karşı çok ciddi bir tehdit oluşturacağı için bundan daha doğal bir şey de olamazdı... 

Bu durum, Nabucco`ya getirilen daha başka eleştirileri de Kuzey`den gelen açıklamaların gölgesinde bırakıyordu. Özellikle de gaz boru hattı yapmanın yetmeyeceği, öncelikle bu borularla taşınacak gazın bulunması gerektiğine vurgu yapan pek çok uyarı yapılıyordu. 

Nitekim Nabucco Konsorsiyumu, bu tartışmalar sürerken Eylül 2011`de Nabucco Baz Senaryosu teklifini Şah Deniz II Konsorsiyumu’na sundu. Yani, Avrupa`yı Rus gazına bağımlılıktan kurtaracak gazı çıkaracak yatırımcılara... 

Ama ne olduysa o arada oldu ve Türkiye ile Azerbaycan arasında Trans Anadolu Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) anlaşması imzalandı. TANAP, Azerbaycan gazını önce Türkiye`ye, oradan da Türkiye`nin en batısındaki Avrupa sınırına kadar taşıyacak bir proje olarak geliştirildi ve deklare edildi. 

Bu gelişme, Nabucco Konsorsiyumu`na ilk ciddi darbeyi indirmişti. Hazar`dan Viyana`ya uzanacak şekilde projelendirilen Nabucco hem kısaldı ve hem de büzüştü. 

Kısaldı, çünkü Hazar-Viyana hattı yerine TANAP`la Batı Türkiye`ye ulaştırılacak gazı Avrupa içlerine ulaştıracak Nabucco West senaryosuna geçildi. Büzüştü, çünkü Türkiye sınırından Avusturya`ya (Baumgarten) uzanacak Nabucco West`in boru çapı orijinal Nabucco projesindekinin yarısına indirildi. 

Ve Nabucco`nun yeni versiyonu, Mayıs 2012 itibariyle Nabucco Batı Senaryosu teklifi olarak Şah Deniz Konsorsiyumu’nun önüne koyuldu. Nabucco Batı, Şah Deniz Konsorsiyumu tarafından Merkezi Avrupa’ya taşıma yapacak proje adayı olarak kabul edildi. 

Ancak Nabucco`nun kaderini etkileyecek gelişme TANAP`tan ibaret değildi. Bu aşamaya kadar gelinirken bu kez Trans Adriyatik Gaz Boru Hattı (TAP) projesi ortaya çıktı. TAP, Türkiye`nin batı sınırına kadar getirilecek gazı, Yunanistan üzerinden ve Adriyatik denizinin altından İtalya`ya ulaştırma senaryosu üzerine bina edilmişti. 

Böylece Nabucco, en başından beri kendi ortakları arasında yer alan Türkiye`nin, kaynak ülke Azerbaycan`la anlaşarak TANAP`ı devreye sokmasıyla yediği darbeden sonra da rahat bırakılmadı. Yeni rakip TAP dişliydi. Çok asıldı. Şah Deniz II Konsorsiyumu`nun masasındaki seçeneklerden biri haline gelmeyi başardı. Böylece Azeri gazını Batı Türkiye`den itibaren Avrupa`ya aktaracak boru hattının dümeni güneye doğru kıvrılmaya başladı. 

Bu arada her iki proje de, Avrupa`daki ilgili ülke hükümetlerinin siyasi desteğini alma yarışına girdi. Hükümetler arası anlaşmalar, AB destekleri gitti geldi. Açıklamalar birbirini kovaladı. 

Nitekim Şah Deniz II Konsorsiyumu tercihini TAP`tan yana koydu. Böylece Nabucco`dan sonra Nabucco West de altı boşalmış bir projeye dönüştü. En azından şimdilik. Çünkü Nabucco Konsorsiyumu yetkilileri, Avrupa`nın kaynak çeşitlendirmesine hala ihtiyaç duyduğu, dolayısıyla Nabucco projesinin hala işe yarayabileceğine yönelik açıklamalarını sürdürüyor. 

Ancak Nabucco`nun işi bu kez çok daha zor. Çünkü artık Nabucco, kıtalararası bir proje olmaktan çok, olsa olsa Avrupa Birliği içindeki neredeyse ulusal bir doğalgaz dağıtım şebekesi mertebesine tenzili rütbe eyledi. 

Doğalgaz boru hattı işletmeciliği çok yüksek kar getirmeyen, daha çok kamusal yatırımlarla hayata geçirilen projeler olarak kabul ediliyor. Asıl kar, doğalgaz ticaretinde. Dolayısıyla Nabucco büyük ölçekli bir iletim projesi olmadığı takdirde, ortakları arasında yer alan oyuncuların birer ikişer gemiyi terk etmesi kimseyi şaşırtmamalı. 

Türkiye`nin de BOTAŞ ile ortağı olduğu düşünülürse, yakın gelecekte Nabucco`nun kaderi Ankara`da da ciddi ciddi tartışılır hale gelecek demektir. 

En baştaki soruyu hatırlayalım? Nabucco öldü mü? 

Teorik olarak belki hayır... Ama pratikte yaşananlar, onu geri dönülmez bir noktaya sürüklemiş görünüyor... 

İzleyip görelim...
Önceki ve Sonraki Yazılar