1. YAZARLAR

  2. Mehmet KARA

  3. Yeşil elektrik sertifikasyon sistemi kurulmalı
Mehmet KARA

Mehmet KARA

Yazarın Tüm Yazıları >

Yeşil elektrik sertifikasyon sistemi kurulmalı

Elektriğiniz ne kadar organik diye sorsam,bu soru size çok mu saçma gelir?

O zaman lütfen anlatmama izin verin;muhtemelen sonunda "Hiç de saçma değilmiş" diyeceksiniz. Kim bilir…

Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye`de de yenilenebilir kaynaklara dayalı elektrik üretimi teşvik ediliyor. Ancak teşvikler yeterli bulunmuyor. Hatta kaynaklardan hangisinin ne ölçüde desteklendiği, ya da desteklenmesi gerektiği konusunda da tartışmalar mevcut.

İşte bazı eleştiriler, sorular:
Nükleere kWh başına 12.35 cent ($) veriliyor da rüzgara neden 7.3 cent ($) reva görülüyor?
Devletin hidroelektrik kaynaklardan ürettiği elektriğin maliyeti çok düşükken, neden bu elektrik kömürden, gazdan üretilen elektrikle harmanlanıp satılıyor ve havayı kirletmeyen kaynağa haksızlık yapılıyor? Bunlar cevap bekleyen sorular.

Bugün tüm dünyada olduğu gibi Türkiye`de de çevreye duyarlılık ciddi düzeyde artmış durumda.Neden bu duyarlılığın gücü, enerji sektörünün desteklenmesinde, daha doğrusu elektrik üretiminde uygulanacak çevreci yöntemlerin teşvik edilmesinde kullanılmaz? Bu yaklaşımın politika haline getirilmesi, sürdürülebilir enerji kaynaklarının arttırılmasına ciddi katkı sağlayacaktır kuşkusuz.

Ne demek istiyorum? Şöyle;
Bugün pek çok büyük elektrik tüketicisi, ürünlerinin markalarının yanına bir ne kadar yeşil olduğunu gösteren işaretler koyuyor. Bu işaretleri koyma gerekçelerinden birisi,yenilenebilir kaynaklardan üretilmiş elektrik tüketimini teşvik etmek... Peki bunun için ekstra bir maliyete katlanıyorlar mı? Hayır...

Ancak bir soru var yine cevaplanması gereken; bu şirketlerin gerçekten yeşil kaynaklı elektrik tükettiğinden emin olabiliyor muyuz? Pek sanmıyorum, siz de sanmayın. Çünkü ölçemezseniz, bilemezsiniz! Bilemezseniz de denetleyemezsiniz.

O halde ne yapmalı? İşte bu sorunun cevbı: Yeşil elektrik sertifikasyon sistemi kurulmalı.

Bunu yapmak o kadar da zor değil. Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ) tarafından işletilen iletim şebekesine hangi santralden ne kadar elektrik aktarıldığı sürekli ölçülüyor. Bunlardan hangilerinin yeşil olduğu da açıkça görülebiliyor.

O halde TEİAŞ, yeşil sayılacak kaynaklarla elektrik üreten santrallerin işletmecilerine, her ay ürettikleri elektriğe karşılık gelecek şekilde "Yeşil Elektrik" sertifikası verebilir. Üreticiler ise çevreye zarar vermeden ürettiği bu elektriği kime satıyorsa, Yeşil Elektrik sertifikalarını da faturalar eşliğinde onlara gönderebilir.

Böylelikle, şirketler de gönül rahatlığıyla bu belgeleri göstererek, "Ben yeşil elektrik" tüketiyorum diye reklamını yapabilir. Bu iş için öyle ciddi bir altyapı yatırımına da ihtiyaç yok. Sadece kopyalanamaz, taklit edilemez sertifikaları basacak, bilgisayar bağlantılı ofis tipi bir baskı ünitesine ihtiyacınız var, o kadar...

Devletin bu iş için cebinden para koymasına da gerek yok. TEİAŞ, verdiği her sertifika için kWh başına minik bir meblağı, üretici şirketten rahatlıkla tahsil edebilir.

Çünkü bence rüzgarcısı,güneşçisi veHES`çisi göğsünü gere gere yeşil elektrik satıyorum diyebilecekse, bunun maliyetine seve seve katlanabilir. Meselenin tüketici ayağını az önce söylemiştik zaten; "yeşil elektrik tüketmek" marka değerini yükseltmek için kullanılabilecek güçlü bir argüman... 

ORGANİK ELEKTRİK PAZARI
"Sen de çok abarttın artık" demezseniz, meseleyi bir adım daha ileri taşımak istiyorum. Bugün pek çok insan organik gıda tüketmek için daha fazla para ödemeyi göze alıyor. Sayıları giderek artan organik pazarlara her geçen gün daha fazla tüketici gidiyor. 

Peki benzeri bir şey elektrikte olamaz mı? "Ben yeşil kaynaklardan üretilmiş elektrik kullanmak istiyorum" diyenler, fatura başına birkaç lira daha fazla ödemeyi kabul ediyorsa neden olmasın? Almanya bunu başka bir boyutta ve devlet zoruyla yapıyor belki ve bir yere kadar kabulleniyor tüketici. Ama Türkiye’de bunun gönüllü versiyonunu oluşturmak hiç de zor değil...

O birkaç kuruşluk fazla ödemenin, ille de yeşil elektrik üreten şirkete gitmesine gerek yok. Bir fonda biriktirilip, yenilenebilir kaynaklara dayalı enerji yatırımlarının desteklenmesinde kullanılabilir.

Yok yok, bu son cümleyi söylememek en iyisi. Ne olur ne olmaz, kurulacak bu fon sonra başımıza iş açabilir. İşsizlik maaşları çok düşük tutulurken, İşsizlik Fonu`nda biriken paranın GAP`taki yatırımlara aktarılması gibi uygulamalar, meseleyi amaç dışı başka noktalara götürebilir...

Yeniden konuya dönersek... Umarız TEİAŞ, hatta Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü gibi otoriteler bizi duyar da, çok uzak olmayan bir gelecekte "Elektriğiniz yeşil mi?" ya da "Elektriğiniz ne kadar organik?" gibi sorular sorabilir hale geliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar