1. YAZARLAR

  2. Toğrul İSMAYIL

  3. Azerbaycan, Güney Enerji Koridoru, TANAP ve TAP
Toğrul İSMAYIL

Toğrul İSMAYIL

Yazarın Tüm Yazıları >

Azerbaycan, Güney Enerji Koridoru, TANAP ve TAP

Geçen yüzyılın 90`lı yıllarının ortalarında Azerbaycan kendi petrolünü taşımak için toplam bir güzergâhı-Kuzey güzergâhına sahipti. Aynı zamanda Azerbaycan ulusal çıkarlara cevap veren siyaset yürüterek petrol naklinde alternatif güzergâhlar için çalışmalar yürütmeye başladı. Tüm siyasi risklere rağmen 8 Mart 1996 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı H.Aliyev ve Gürcistan Cumhurbaşkanı E.Şevardnadze Tiflis`te Bakü-Supsa petrol boru hattının çekilmesi konusunda anlaşmaya vardılar. 3 taraflı bu anlaşma Azeri, Çırak, Güneşli yataklardan çıkan ilk Azerbaycan petrolünün Bakü-Supsa petrol boru hattı vasıtası ile naklini öngörüyordu. 1999 yılında çalışmaya başlayan bu güzergahın en büyük avantajı Azerbaycan petrolünün temiz halde "Azeri light" markası ile dünya pazarına çıkarılmasıdır. Bakü-Supsa hattının çalışmaya başlaması Güney enerji koridorunun temelini atmış, Azerbaycan da yakın tarihinde ilk kez petrol naklinde alternatif güzergâha sahip olmuştur. 

2006 yılında kullanıma hazır olan Bakü-Tiflis-Ceyhan Ana İhraç Petrol Hattı (BTC) ise ülkenin ulusal çıkarları üzerine kurulan, bağımsızlığını pekiştirecek petrol nakli stratejisinin devamında en önemli olaydır. "Yüzyılın Anlaşması" çerçevesinde üretilen petrol (günde yaklaşık 1 milyon varil) bu hatla dünya piyasalarına aktarılmaktadır. BTC uzunluğu 1768 kilometredir, onun yapımı 2005 yılında sonuçlandı. 28 Mayıs 2006’da ilk petrol Türkiye`nin Ceyhan limanına ulaştı. Resmi açılışına 98 ülkenin üst düzey yetkililerinin katıldığı bu stratejik öneme sahip BTC hattı projesinin gerçekleşmesi, uzun süre devam eden gergin süreçlerin, ortak çalışmaların ve görüşmelerin sonucudur.

Bu hattın ana ihraç boru hattı gibi inşa edileceği, ilk kez 26 Nisan 1998`de Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye Cumhurbaşkanlarının Trabzon görüşmesinde kesinleşmiştir. Başkanlar ana ihraç boru hattının Bakü-Tiflis-Ceyhan hattı olacağını orada beyan etmişler. 18 Kasım 1999’da İstanbul`da yapılan AGİT zirve toplantısı sırasında ham petrolün Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye toprakları üzerinde Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı ile nakledilmesine ilişkin üç ülke Cumhurbaşkanları arasında anlaşma imzalanmıştır. Aynı gün Bakü-Tiflis-Ceyhan projesini desteklemek, Kazakistan ve Türkmenistan petrolünü bu projeye çekmek için ABD gözetiminde Azerbaycan, Türkiye, Gürcistan, Kazakistan ve Türkmenistan arasında İstanbul beyannamesi de imzalanmıştır. Bu sürecin mantıksal devamı olarak 18 Eylül 2002`de Sangaçal Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının inşasına başlandı ve inşaat çalışmaları 2005 yılında bitti. Hattın yapımına 4 milyar dolara yakın para harcanmıştır. (Hattın inşası ve işletilmesi için kurulan BTC Şti. şirketinin hissedarları BP (30,1%), SOCAR (25%), Chevron (8,9%), Statoil (8,71%), TPAO (6,53%), ENI (% 5), Total (% 5 ), İtoçu (% 3,4), İNPEX (% 2,5), KonokoFillips (% 2,5) ve Amerada Hess (2,36%) şirketleridir).

BTC hattı yılda 50 milyon ton Azerbaycan petrolü taşımak için tasarlanmıştır. BTC ile 2012 yılının mayıs sonuna dek Ceyhan limanından 185,9 milyon ton Azerbaycan petrolü dünya piyasalarına sürülmüştür. BTC boru hattı Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye ve bütün bölge, Avrupa ve genel olarak dünya için ekonomik ve siyasi açıdan, enerji güvenliği yönünden çok büyük önem arz etmektedir. BTC hattı ekonomik olarak çok uygun olduğundan bazı devletler bu hat aracılığıyla kendi petrolünü taşımak niyetinde. Öyle ki, daha önce de belirttiğimiz gibi, artık Azerbaycan`la Kazakistan arasında Kazakistan petrolünün BTC aracılığıyla nakil edilmesine dair anlaşma imzalanmıştır.

Azerbaycan petrolle birlikte gaz naklinde de alternatif güzergâhlara sahip olmak politikasına ağırlık vermek üzere çalışıyor. Bakü-Supsa petrol boru hattının üretime geçmesinin hemen ardından Azerbaycan gazını Türkiye`ye taşımak için Güney Kafkasya Boru Hattı (Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz hattı) projesinin gerçekleşmesi için çalışmalar başlatıldı. Hattın inşasına 2004 yılında başlandı ve 2006 yılının sonunda tamamlandı. Bu boru hattı ile Azerbaycan`ın Hazar`daki "Şah-Deniz" yatağından (Faz-I) elde edilen gazın bir bölümü (yaklaşık yılda 7,7 milyar metreküp) Bakü`den Erzurum’a nakledilmektedir. Uzunluğu 970 kilometre olan, ön taşıma kapasitesi ise yılda 30 milyar metreküp olan bu hat Bakü-Tiflis-Ceyhan hattına paralel olarak yapılmıştır. Türkiye ile anlaşma uyarınca, Türkiye bu boru hattı aracılığıyla 15 yıl boyunca 91,0 milyar metreküp gaz almalıdır. 13 Mart 2007’de ilk "Şah-Deniz" gazı bu hatta verilmiştir. Güney Kafkasya Enerji Hattı, Azerbaycan gazının sadece Türkiye pazarına değil, oradan Avrupa pazarlarına da sunulması için ilave imkânlar sunmaktadır. Artık Güney Kafkasya Boru Hattı aracılığıyla Azerbaycan gazı Türkiye`den Yunanistan`a nakledilmektedir. 

Büyük gaz rezervlerine sahip "Şah-Deniz" yatağının ikinci safhasından (Faz II) üretilecek gazın nakil yollarının seçilmesi etrafında yıllardır devam eden karmaşık süreçler de Azerbaycan`ın ulusal çıkarları açısından başarıyla sonuçlanmaktadır. "Şah-Deniz-II" gazının nakli için hangi güzergâhın tercih edileceği, uzun süre dünyanın en güçlü devletlerinin Güney Kafkasya bölgesi politikalarının başlıca önceliklerinden biri idi. Bu konuda hem siyasi, hem de ticari çıkarlar çok önemlidir. Tartışmalar uzun süre Avrupa Birliği ve ABD tarafından desteklenen "Nabucco" projesi etrafında devam etmekte idi. Proje taraftarları "Nabucco" boru hattını Güney Gaz Koridoru’nun önemli bir parçası olarak görüyorlardı.

Azerbaycan bu proje ile ilgili kendi ulusal çıkarlarına uygun tutum sergilemiştir. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev defalarca Azerbaycan’ın "Nabucco" projesini desteklediğini beyan etmiştir.Öte yandan, Azerbaycan kendi gaz kaynaklarının en elverişli koşullarla dünya pazarlarına nakline ulaşmak azminde olduğunu göstermiştir ve bu amaçla ciddi bir Atılgan Strateji uygulamıştır. Azerbaycan transit ülkelerle ve potansiyel alıcılarla görüşmelerde kendi konumlarını güçlendirmek için "Nabucco" projesine destek vermekle birlikte, diğer nakil yollarını da denemek için başarılı bir diplomasi yürüttü.

Bu atılgan stratejisinde ilk adım 2010`da Bükreş`te AGRİ (Azerbaycan-Gürcistan-Romanya İnterkonnektor) projesi ile birlikte atıldı. Birçok Avrupa ülkesi pazarına ulaşmak için elverişli bir güzergâh olarak kabul edilen AGRİ’de transit ülkelerin sayısının azlığı, projenin en önemli avantajı olarak kabul edilmektedir. Azerbaycan`ın Gürcistan üzerinden Romanya`ya sıvı gaz taşımasını öngören AGRİ’nin tahmini yatırım tutarı, taşınacak gazın hacmine bağlı olarak 2-4 milyar Euro seviyesinde. Aktarılacak gazın aşama aşama 2 milyar metreküpten 8 milyar metreküp seviyesine ulaştırılması planlanmaktadır. İkinci önemli adım ise Azerbaycan-Türkiye arasında imzalanan gaz anlaşması olmuştur. Bu anlaşmada Azerbaycan`la Türkiye`yi birleştiren yeni gaz hattının çekilmesi de yer almıştır. 

Hazar kıyılarından Avusturya`ya kadar uzanacak "Nabucco" projesinin bir yandan durmadan pahalılaşması, diğer yandan potansiyel alıcılarla üreticiler arasında "Nabucco" ile gaz alımına dair anlaşmaların imzalanmasının gecikmesi, Azerbaycan`ın ise kendi gazının en elverişli koşullarla alıcılara ulaştırılması için alternatif nakil güzergâhları gerçekleştirmek için başarılı politika yürütmesi bu projeye yeniden bakılmasına yol açtı. "Nabucco" konsorsiyumu 2011 yılında bu projenin küçültülmüş seçeneği olan "Nabucco West" projesini öne sürdü. Aynı zamanda Azerbaycan`la Türkiye arasında yeni gaz hattının çekilmesine dair 2010 yılında temeli atılmış anlaşmaların hayata geçirilmesi yönünde önemli bir adım atıldı.

TANAP’la Türkiye`ye, oradan TAP’la Avrupa`ya
27 Haziran 2012 tarihinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı - TANAP konusunda anlaşma imzaladı. Anlaşma Azerbaycan`ın "Şah-Deniz" yatağının ikinci safhasından üretilen gazın yılda 16 milyar metreküpünün Türkiye`ye naklini öngörüyor. Bu hacmin 6 milyarı ülkenin iç ihtiyacına yöneltilecek, 10 milyar metreküpü ise Türkiye üzerinden
Avrupa pazarlarına çıkarılacak.

Azerbaycan`dan Devlet Petrol Şirketi SOCAR, Türkiye`den BOTAŞ ve TPAO`nun ortaklığıyla oluşturulan TANAP projesi, 7 milyar dolar yatırımla altı yılda tamamlanacaktır. Boru hattının çapı 56 inç veya 1,4 metre olarak tasarlanmıştır. Gelecekte hattın çıkış gücünün arttırılması mümkündür. Proje 4 aşamada gerçekleştirilecektir. İlk aşaması 2018 yılında sona erecek, 2020 yılında hattın çıkış yeteneği 16 milyar metreküpe, 2023 yılında 23 milyar metreküpe, 2026 yılında ise 31 milyar metreküpe ulaştırılacak. Avrupa için öngörülen gaz Türkiye-Bulgaristan veya Türkiye-Yunanistan sınırında devredilecek.

Şah-Deniz devasa bir proje; 1 Trilyon metreküp gaz rezerviyle dünyanın en büyük gaz sahalarından biri. Çeşitlilik açısından Türkiye’de Şah-Deniz gazı halihazırda toplam tüketimin yüzde 18-20’sini oluşturmaktadır. Bu nedenle Türkiye bir kaynak aracılığıyla portföyünü çeşitlendirebilmektedir. Gelecekte daha da ileriye, diyelim 2016 ‘ya, Şah-Deniz 2. aşamasının devreye girmesi beklenen tarihe bakacak olursak Şah-Deniz gazı Türkiye’nin toplam gaz tüketiminde %30’a kadar pay edinebilir.

28 Haziran 2012 tarihinde "Şahdeniz" konsorsiyumu Güney-Doğu ve Merkezi Avrupa yönünde potansiyel gaz ihracı yollarının değerlendirilmesi aşamasını özetledi. Yatağın işlenmesinin 2. aşaması kapsamında üretilecek doğalgazın Orta Avrupa`ya potansiyel ihracı için "Nabucco West" projesini alternatiflerden biri olarak ilan etti.

Böylece, TANAP hattı ile Türkiye`ye nakledilen Azerbaycan gazı "Nabucco West" aracılığıyla Avrupa pazarlarına çıkarılacaktı. "Nabucco" projesi, gazın Azerbaycan`ın sınırında alımını öngörüyorduysa da "Nabucco West" projesinin TANAP’la birleşmesi sayesinde gaz Avrupa`da daha kârlı satılabilecekti. Aynı zamanda "Nabucco West" sadece Azerbaycan gazının ihracı için tasarlanmıştı. Tüm gerçekleştirilen projeler Avrupa`nın enerji güvenliğinin sağlanmasında Azerbaycan`ın rolünü daha da artırıyor.

28 Haziran 2013’de Bakü`deki Four Seasons otelinde Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi ile BP arasında Azerbaycan gazının Avrupa pazarına çıkarılması için anlaşma imzalandı. Bunun sonucunda Azerbaycan gazını Avrupa`ya ulaştırmak için "Trans Adriatic Pipeline" (TAP) boru hattı projesi tercih edildi. Yapılan açıklamada, Şah Deniz 2 sahasındaki doğal gazı Avrupa`ya ulaştırmak üzere kurulan konsorsiyumun, gazı, "daha ekonomik olduğu gerekçesiyle" TAP adlı alternatif bir boru hattı ile Avrupa`ya ulaştırmak istediğini bildirdiği ve bu önerinin kabul edildiği belirtildi.

Avrupa`ya gaz iletimi amacıyla İsviçre`den bir şirket tarafından geliştirilen TAP Norveç`in Statoil (42,5%), İsviçre`nin Axpo (42,5%) ve Almanya`nın E.on şirketleri (15,0%) tarafında kurulan bir konsorsiyumdur. 800 km uzunluğu olan bu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi`nin başlangıç noktası
Yunanistan`ın Selanik şehri. Türkiye ve Yunanistan`ın mevcut altyapısının kullanılması öngörülen projede hattın, Arnavutluk ve Adriyatik`i geçerek İtalya`ya ulaşması planlanıyor. Bulgaristan bu hatta iç ağlar yolu ile bağlanmakta. Bununla birlikte, Arnavutluk, Slovenya, Hırvatistan, Bosna-Hersek ve Karadağ da Şah Deniz gazından faydalanmak imkânı kazanacaklar. Hattın maksimum aktarım gücü yıllık 60 milyar metreküp olacak ve birinci aşamada yıllık 10 milyar, daha sonra 21 milyar metreküp gaz nakledilecek.

Bazı uzmanlara göre, kararın alınmasında etkili olan nedenlerden biri TAP tarafındakilerin aktif politikalar uygulaması. Öte yandan, Şah Deniz Konsorsiyumunda yer alan tarafların yaptığı aktif politikalarla birlikte, Batı Nabucco içerisinde hem bürokratik sıkıntıların yaşandığı, hem de ortaklar arasında ağız birliği olmadığı iddia ediliyordu. Nitekim, 2012 Aralık ayına kadar Batı Nabucco`nun bu yarışı kazanma ihtimali oldukça yüksekti. Daha sonra TAP`ın daha girişimci hareket etmesi bu sonucu doğurdu.

Bilindiği gibi, enerjinin hem siyasi, hem de ekonomik tarafları vardır. Fakat ilk olarak şunu belirtmemiz daha doğru olur. TAP, bölgede çıkarları olan tüm paydaşları ve özellikle Azerbaycan`ı memnun eden bir projedir. Öyle ki, bu kemer (hat), Rusya`ya alternatif proje olsa da Azerbaycan’ın kuzey komşusunun çıkarlarına ciddi darbe vurmamakta.

Öte yandan, Rusya daha ziyade Nabucco West`in tercihine karşı çıkmakta idi. Nabucco West`in seçilmesi halinde Rusya`nın Orta ve Doğu Avrupa`daki tekeli ciddi darbe alacaktı. Nedeni ise Nabucco West’in işte bu ülkelere gaz naklini öngörmesiydi. Alınan bu karar sonucunda Rusya, Doğu Avrupa`da genel olarak tekelini koruyabilecek, fakat İtalya pazarına yönelik potansiyel satışından mahrum kalacak. Dolayısıyla TAP’ı Rusya için "kötülerin en iyisi" olarak nitelendirebiliriz. Bu açıdan baktığımız zaman, Moskova’nın Nabucco West`e ciddi itiraz ederken, TAP`a karşı nötr tutumu gayet anlaşılır bir durumdur.

TAP tercihi genel olarak Avrupa Birliği`ni de memnun etti. Bunun nedenleri de açıktır. Azerbaycan gazı ilk kez doğrudan Avrupa pazarına çıkacak; hatta bu anlaşma sonucu, Rusya`ya bağımlılık riski taşıyan bölge ülkelerinden sadece Bulgaristan bu durumdan kurtulabileceği halde... Aynı zamanda AB üyeleri İtalya ve Yunanistan ve ayrıca Arnavutluk dahil birkaç Balkan ülkesi de bu anlaşmadan yararlanabilecekler. Fakat AB Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerinin Gazprom’a bağımlılığını kaldırmak için başka projeler üzerinde düşünmesi gerekmektedir.

Bu anlaşmadan Azerbaycan da memnun. Şöyle ki; TAP Nabucco’dan 450 km daha kısa ve dolayısıyla ekonomik açıdan daha verimlidir.Nabucco West`e oranla kemerin yapım masrafları da hayli az olacak. Azerbaycan artık kendi doğal gazını doğrudan Avrupa pazarına ve dünya piyasa fiyatları ile pazarlayabilecek. Bu ise Azerbaycan için yeni geniş bir pazarın açılmasına, Rusya’ya piyasa bağımlılığının ortadan kalkmasına ve Bakü`nün doğal gaz ihracatında temel amacına ulaşmış olması anlamına gelmektedir. Bakü bu kararla Avrupa Birliği`nin enerji güvenliğine ciddi katkıda bulunmakta, fakat bu arada Moskova ile karşı rekabete girişmemekte ve iyi ilişkilerini korumaktadır. Bu açıdan TAP anlaşması Azerbaycan için hem ekonomik hem de siyasi-diplomatik önem arz etmektedir.

TAP`ın seçilmesinin Türkiye açısından doğuracağı sonuçlara ilişkin de bunun Türkiye için bir kayıp olmadığını söyleyebiliriz. Söz konusu anlaşmadan kesinlikle kazançlı çıkan iki ülke vardır: Türkiye ve Gürcistan. Türkiye TANAP-a sahip olmakla aynı zamanda TAP’a "ev sahipliği" yapacak ve bu projeden de kendi iç ihtiyaçları için yararlanmak imkânı doğacak. Türkiye zaten TANAP`ın gerçekleşmesiyle birlikte 10 milyar dolarlık bir yatırım almış olacak. Bu sıcak para değil, direkt yabancı yatırım olacak. Türkiye için doğalgazın TAP veya Batı Nabucco ile ihraç edilmesi önemli değil. Burada önemli olan doğalgazın Türkiye üzerinden taşınmasıdır.

Öte yandan, Türkiye`ye nakledilen gazın hacmi yıllık olarak 12,6 milyar metreküpe ulaşacak. Aynı zamanda, BOTAŞ verilerine göre, Avrupa`ya doğalgaz temin edecek önemli projelerden ilki 2007 yılında işletmeye alınan Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğal Gaz Boru Hattı (ITGI) Projesi. Proje kapsamında plato seviyede Yunanistan`a 3,6 bcm/yıl ve İtalya`ya 8 bcm/yıl olmak üzere toplam 11,6 bcm/yıl hacmindeki gazın Hazar kaynaklarından sağlanarak Türkiye üzerinden taşınması planlanıyor.

Görüldüğü gibi, Bakü yönetiminin gaz nakline dair izlediği strateji, Azerbaycan’ın devlet ve ekonomik çıkarlarının sağlanması üzerine kuruludur. Bu strateji Azerbaycan devletinin bölgede ve dünyada konumunun daha da güçlenmesine, onun Türkiye ile birlikte Avrupa için güvenilir enerji ortağına dönüşmesine olanak sağlamaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar