1. YAZARLAR

  2. Dr. Metin AKTAN

  3. İklim krizine bakış ve Türkiye İklim Kanunu
Dr. Metin AKTAN

Dr. Metin AKTAN

Köşe Yazarı
Yazarın Tüm Yazıları >

İklim krizine bakış ve Türkiye İklim Kanunu

Ülkemiz son dönemde korkunç orman yangınlarıyla, kuraklıkla ve kimi illerimizde de sellerle boğuştu. Nerdeyse aynı anda birçok noktada büyük yangınlar çıktı ve birçoğu söndürülemedi, kendiliğinden sönmesi beklendi.

Binlerce hektar ormanlık alan yanarak kül oldu. Bu yangınların söndürülmesi esnasında birçok itfaiyecimiz ve AKUT gönüllüsü şehit oldu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu senenin tablosu o kadar acı ki, sözün bittiği noktayı çoktan aştık.

Peki bu yangınlar, seller, kuraklıklar neden oluyor? İşin kökünde fosil yakıtların kullanımı mı yatıyor gerçekten de? Bu sorulara cevap ararken, duruma bir bakalım.

Bilim insanları açıkça söylüyor:

  • Küresel sera gazı emisyonlarının %89'u petrol, doğalgaz ve kömür kaynaklı.
  • Kömür %45'le şimdiden baş suçlu ilan edilmiş durumda! (IPCC AR6, Bölüm 5)
  • Metan gazı (hayvancılık/doğalgaz kaçakları) ise CO'den 84 kat daha güçlü!

Tüm bu tespitlere rağmen Asya’nın, özellikle Çin ve Hindistan’ın artan kömür kullanımı, dünyanın petrol ve doğal gaza olan zorunlu ihtiyacına karşı alternatif bir enerji kaynağı bulunamadan bu sorunun çözümü zor görünüyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğin depolanması konusunda halen yeterince gelişme kaydedilemedi.

Tüm bunlardan dolayı çeşitli risklerine rağmen dünya yeniden nükleere dönüyor ve birçok nükleer santralin devreye alınması planlanıyor. Avrupa’nın nükleeri yeşil kategorisine alması da zaten bunun açık bir göstergesi.

Peki dünyadaki bu genel tabloya karşı Türkiye ne yapıyor? İşte yeni çıkarılan İklim Kanunu tam da burada devreye giriyor. Peki 2053 yılı hedeflerini de temel alan bu yeni kanun ne getiriyor, neler vaat ediyor?

Kanun No 7552 ile gelen düzenlemenin özü şu:

  1. Net Sıfır Emisyon 2053: Paris Anlaşması'yla uyumlu bir hedef.
  2. Emisyon Ticaret Sistemi (ETS): Sanayi tesisleri emisyon izni alacak, karbon ticareti başlayacak.
  3. Adil Geçiş Fonu: Kömür bölgelerindeki işçilere yeni istihdam için gelirin %10'u ayrılacak.
  4. Yerel Eylem Planları: Belediyeler 2027'ye kadar iklim planlarını hazırlayacak.

Yeni düzenlemenin güçlü yönlerini şöyle sıralayabiliriz:

  • ETS gibi piyasa mekanizmaları ve kurumsal altyapı (İklim Başkanlığı) oluşturulması.
  • Uluslararası taahhütlerle (NDC) uyumlu olması.
  • Nükleer santrallerin devreye alınması sonrasında emisyon azaltımına olumlu katkı sağlanacak olması.

İklim Kanunu’nun zayıf yönlerine gelirsek, şunları söylemek mümkün:

  • Kömürden Çıkış: Kamuoyundaki bilgilerin aksine, Türkiye’nin kömürden çıkışla ilgili net bir taahhüdü yok. Sadece emisyon azaltım taahhüdü var.
  • Finansman sıkıntısı: Yeşil dönüşüm için gereken yıllık 10 milyar USD nereden gelecek?

DÜNYA NE YAPIYOR?

Dünyanın birçok ülkesi iklim krizini çözmeye yönelik çalışmalara yoğun ilgisi gösterse de, büyük güçlerin henüz sorunu sahiplenmemeleri özellikle de ABD Başkanı Donald Trump’ın iklim değişikliğini doğal bir süreç olarak görmesi, sorunu daha da derinleştiriyor. Fakat tüm bunlara rağmen Türkiye yine de İklim Değişikliği Kanunu devreye alarak ulusal katkı beyanını ilan etti ve sorunu sahiplendiğini göstermiş oldu.

Ülkemizin hedeflerini anlamak için küresel tabloya kısaca bir bakalım:

Tablo 1. Ülkeler bazında iklim değişikliği planı

Ülke

2030 Hedefi

Net Sıfır Hedefi

Öne Çıkan Politika/Araçlar

Türkiye

%21 (Mevcut senaryoya (BAU) göre)

2053

İklim Kanunu (2025), ETS pilot uygulama, yenilenebilir enerji kapasitesini 32 GW'a çıkarma

ABD

%50-52 (2005 seviyesine göre)

2050

Enflasyon Azaltma Yasası (IRA), temiz enerji sübvansiyonları

Çin

Karbon yoğunluğunda %65+ azaltım

2060

Kömür tüketimi zirvesi (2025),kömürden çıkış taahhüdü yok,dünyanın en büyük güneş/yenilenebilir yatırımcısı

Almanya

%65 (1990 seviyesine göre)

2045

Yenilenebilir enerjide %80 pay, kömürden çıkış (2030)

İngiltere

%68 (1990 seviyesine göre)

2050

Dünyanın ilk net sıfır yasası (2008), kömürden çıkışı 2024 idi ama yeni santral planları var, ICE araç satış yasağı (2030)

Hindistan

Emisyon yoğunluğunda %33-35 azaltım

2070

Kömürden çıkış taahhüdü yok, 500 GW yenilenebilir enerji, hidrojen ekonomisi

Japonya

%46 (2013 seviyesine göre)

2050

Yeşil Büyüme Stratejisi, nükleer enerjiye yeniden dönüş

Brezilya

%37 (2005 seviyesine göre)

2050

Amazon ormansızlaşmasını sıfırlama (2030)

Fransa

%55 (1990 seviyesine göre)

2050

Fosil yakıt üretim yasağı (2040), elektriğin %77’si nükleerden

G.Afrika

Mutlak emisyonlarda %28 azaltım

2050

Kömürden çıkış için 8,5 milyar USD uluslararası fon

Norveç

%55 (1990 seviyesine göre)

2030 (fosil dışı)

Elektrikli araçlarda %100 hedef (2025), karbon vergisi

Avustralya

%43 (2005 seviyesine göre)

2050

Yenilenebilir enerji bölgeleri, hidrojen ihracatı

Rusya

%70 (1990 seviyesine göre)

2060

Orman yutak alanları, LNG ihracatına odaklanma

Kolombiya

%51 (Mevcut senaryoya (BAU) göre)

2050

Amazon koruma, petrol/ kömür üretimini kademeli azaltma

Çekya

%55 (1990 seviyesine göre - AB hedefi)

2050

Kömürden çıkış (2033), nükleer genişleme

Not: Yukarıdaki tablo, güncellenmiş NDC'ler (Ulusal Katkı Beyanları) baz alınarak hazırlanmıştır (Kaynaklar: Climate Action Tracker, UNFCCC NDC Registry, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi).

Türkiye'nin hedefi, gelişmekte olan ülke statüsü nedeniyle Hindistan (%35) veya Brezilya (%37) ile benzer. Ancak AB/İngiltere gibi iddialı kömür çıkış planları yok.

SON SÖZ: HER 0.1°C ÖNEMLİ

Türkiye İklim Kanunu, yapısal dönüşüm için önemli fırsatlar sunuyor. Önümüzdeki üç yıl son derece kritik:

  • ETS pilot uygulama başarılı olur mu?
  • Yerel yönetimler eylem planlarını hazırlayabilir mi?
  • 20 milyar ton’un üzerinde kömür kaynağına sahip olduğumuz ülkemizin yegâne yeraltı zenginliği ile ilgili ülke gerçeklerimize uygun yeni bir strateji belirlenir mi?
  • Kömürden sadece geleneksel üretim yerine, kömür gazlaştırma ve sıvılaştırma yöntemleri ile ülkemizin ihtiyacı olan tarımsal amaçlı amonyak-üre, çeşitli petrokimyasallar, dizel yakıt vb. ürünlerin elde edilmesi için stratejik yatırım kapsamında daha önce TKİ’nin girişimde bulunduğu gibi yeniden düğmeye basılır mı?
  • Karbon tutma ve depolama (CCS) ile ilgili yol alınır mı?
  • Çok zor olsa da ülkemizin enerji arz güvenliğinin sağlanması için yüksek emisyon değerlerine sahip eski termik santrallerin kapatılarak, yerine HELE (High Efficiency Low Emission) teknolojili dünyadaki en düşük emisyon değerlerine sahip yeni termik santraller inşa edilir mi? Bunun finansmanı için bir şekilde çözüm bulunabilir mi?

Bu arada, bilim insanları uyarıyor: 1.5°C sınırı aşılacak, ama her 0,1°C için savaşmalıyız!" (IPCC, 2024)

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Bu kanun, Türkiye'yi "yeşil dönüşüm" trenine bindirmek için önemli bir başlangıç olabilir mi? Yorumlarınızı bekliyorum...

Kaynaklar:

  1. İklim Kanunu Metni (9 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete)
  2. IPCC 6. Değerlendirme Raporu, 29 Temmuz 2025 tarihinde https://www.ipcc.ch/report/ar6/wg1/ adresinden alındı.
  3. Copernicus Atmosfer Servisi, https://atmosphere.copernicus.eu/ adresinden alındı.
  4. Tarım Dünyası, Ali Ekber Yıldırım, 31 Temmuz 2025 tarihinde https://www.tarimdunyasi.net/2025/07/29/orman-yanginlari-ve-felaketler-gecici-degil/ adresinden alındı.
  5. Global Carbon Project 2023; 30.07.2025 tarihinde https://globalcarbonproject.org/ adresinden alındı.
  6. UNFCCC NDC Registry, 30.07.2025 tarihinde https://unfccc.int/NDCREG adresinden alındı.
  7. Türkiye Orman Genel Müdürlüğü Yangın Raporu, 2024.
  8. NASA Buzul Verileri, 31.07.2025 tarihinde https://climate.nasa.gov/vital-signs/ice-sheets/?intent=121 adresinden alındı.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar