Enerji Günlüğü - Azerbaycan ve Türkiye için stratejik önem taşıyan TANAP Projesi'ne ilişkin Rusya'nın tutumunu değerlendiren Azerbaycan Sanayi ve Enerji Bakanı Aliyev, "Projenin kimseyi rahatsız edecek yanı yok. Hiçbir devlet bu projeye engel olamaz" diye konuştu. İki ülkenin uluslararası alanda daha fazla işbirliği yapması gerektiğini kaydeden Natig Aliyev, Türk şirketlerini her alanda yatırıma davet ettiklerini söyledi. Aliyev, "Türk kardeşlerimizin buradaki imkanlardan yararlanmasını arzu ediyoruz" dedi. Dünya Gazetesi’nden Talip Aktaş’a konuşan Natig Aliyev, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı'nın (TANAP), Türkiye ve Azerbaycan'ın birlikte hayata geçirdiği önemli bir ortak enerji projesi olduğunu vurguladı ve, projeye iki ülke dışında bir başka ülkenin inisiyatifinin söz konusu olamayacağını söyledi. Aliyev, "Rusya büyük bir devlet. Ama burası da bir pazar, kimin ne kadar doğal gazı varsa pazara getirir satar. Fiyatı da pazar belirler" dedi. Hazar Strateji Enstitüsü'nün davetlisi olarak Bakü'de bulunan bir grup Türk gazeteciyi kabul eden Natig Aliyev, Rusya'nın TANAP Projesi'ne karşı tutumuna ilişkin bir soruyu yanıtlarken, "Azerbaycan'ın bu proje ile doğal gazda Rusya bir rekabetinin söz konusu olmadığını" söyledi.

Hiçbir ülkenin bu projeye ilişkin farklı bir tavır içinde olmaması gerektiğini ifade eden Bakan Aliyev, şu değerlendirmeyi yaptı: "Biz Türkiye ve Azerbaycan olarak bu projeyi hayata geçireceğiz ve kimseden de bir şey istemiyoruz. Bu projede kimseyi rahatsız edecek bir yan yok. BOTAŞ orada, SOCAR burada. Ama şirketler bu projeye katılabilirler. Katılmak isteyenler de var. Biz bunu olumlu olarak algılıyoruz. Neticede şirketler anlamında ne kadar güçlü bir ortaklık yapısı olursa o kadar güçlü bir yapı olur. Hiçbir devlet de buna engel çıkaramaz."

Bakan Natig Aliyev, Türkiye'nin artan doğal gaz ihtiyacının 6 milyar metreküplük bölümünü karşılayacak olan proje ile ilk etapta Avrupa'ya da 10 milyar metreküp gazın ulaştırılacağını belirterek, bu işlevi ile TANAP'ın Nabucco'ya alternatif değil, onunla uyumlu bir proje olduğunu ifade etti. Azerbaycan'ın 2018 yılına kadar enerji alanında Türkiye'ye yapacağı toplam yatırım tutarının 17 milyar doları bulacağına dikkat çeken Aliyev, TANAP'ın bu iş birliğinin en büyük adımlarından biri olduğunu vurguladı. Trans Hazar doğalgaz boru hattı projesinin gerçekleşmesinin de bazı ekonomik, politik ve hukuki etkenlere bağlı olduğunu söyleyen Bakan Aliyev, bu noktada Türkmenistan'ın tutumunun önemli olduğunu kaydetti. Aliyev, "Türkmenistan bu projeyi kendisi için önemli görüyorsa ve bu boru hattını Batı'ya açılmanın bir yolu olarak kabul ediyorsa, Azerbaycan bunu destekliyor ve projenin gerçekleştirilmesi için kendi topraklarının kullanılmasına izin vermeye hazırdır."

"DAHA FAZLA İŞBİRLİĞİ ARZULUYORUZ"
İki ülke arasında giderek güçlenen ilişkilerin, son olarak imzalanan "Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği" anlaşmasıyla daha ileri boyuta taşınacağını anlatan Aliyev, iki ülkenin uluslararası alanda da daha fazla işbirliği yapması gerektiğini kaydetti. Türk şirketlerini her alanda yatırıma davet ettiklerini de vurgulayan Aliyev, "Azerbaycan'da hızlı bir gelişme var, iş fırsatı var, imkanlar var. Türk kardeşlerimizin buradaki imkanlardan yararlanmasını arzu ediyoruz." diye konuştu. Azerbaycan'ın Sovyet döneminde petro kimya merkezi olan Sumgait kentinde, eski yatırımların yenileneceğini de belirten Natig Aliyev, bu kentte önümüzdeki dönemde planlanan yatırımların toplam tutarının 10 milyar doları bulduğunu söyledi. Azerbaycan Sanayi ve Enerji Bakanı Natig Aliyev, Hazar bölgesine yönelik yenilikçi stratejik öneriler oluşturulmasına yönelik olarak faaliyet gösteren Hazar Strateji Enstitüsü'nün (HASEN) çalışmalarına destek olacaklarını da kaydetti.

SOFAZ'IN TÜRKİYE'YE İLGİSİ ARTTI
Ziyarette Türk basın temsilcilerine açıklamalarda bulunan Azerbaycan Devlet Petrol Fonu'nun (SOFAZ) Başkan Yardımcısı İsrafil Mammadov da fonun Türkiye'ye yönelik ilgisinin arttığını söyledi. 33 milyar dolarlık yatırımlarının içinde dolar ve euro cinsi enstrümanların ağırlık taşıdığını belirten Mammadov, alınan son kararla, yüzde 5'lik bölümün Türk Lirası ve Ruble cinsinden olmasına karar verdiklerini söyledi. İsrafil Mammadov, ticari gayrimenkul yatırımı için İstanbul'a ilgi gösterdiklerini ancak, ortalama kiralama sürelerinin kısa ve piyasanın şeffaflığının az olması gibi nedenlerle fiili yatırıma yönelemediklerini kaydetti. Mammadov, "Örneğin Londra'da ticari gayrimenkullerin ortalama kira süresi 10 yıldan başlıyor 15 yıla kadar gidiyor. Oysa Türkiye'de ortalamalar iki yıl civarında. Bu durum pazar için önemli bir dezavantaj ve önemli bir risk unsuru" değerlendirmesinde bulundu. Ticari gayrimenkul alanında Türkiye'de birçok sayıda firma ile görüştüklerini belirten İsrafil Mammadov, "Türkiye pazarı bizim için çok önemli. Hızlı bir büyüme, önemli bir potansiyel görüyoruz ve büyük bir gelecek vadediyor. 2013 yılında bu konuda somut girişimlerimiz olabilir" diye diye konuştu.