1. YAZARLAR

  2. Hasan YİĞİT

  3. Güneş enerjisi sektörünü 2017’de bekleyen tehlikeler
Hasan YİĞİT

Hasan YİĞİT

Yazarın Tüm Yazıları >

Güneş enerjisi sektörünü 2017’de bekleyen tehlikeler

HASAN YİĞİT

Şimdi herkes yine beni cehenneme göndermek isteyecek. Ve sanırım daha önceleri de olduğu gibi “Hasan seni uzun bir tatile gönderelim” mesajları gönderenler olacak. 

Olsun, ben yine de söyleyeceklerimi söylemek zorunda hissediyorum. Çünkü bunları bilmenin, duyurmanın herkesin faydasına olacağını düşünüyorum. 

Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği (LÜY) kapsamındaki güneş enerjisi projelerinin çoğunu, önümüzdeki dönemde büyük bir tehlike bekliyor. Bu “çoğu” ifadesi, özellikle benim pek etik bulmadığım, bu yüzden de onaylamadığım “1 Ampül ile 1 MW GES’ler”i ifade ediyor. 

Şimdi isterseniz önce 10 Temmuz 2016’ya geri dönelim. O tarihte “Güneşi bekleyen yeni düzenlemeler” diye bir yazı yayınlamıştık. Orada neler söylemiştik? Hızlıca bir göz atalım hatırlayalım:  

“B) LÜY kapsamındaki arazi projelerinde enerji nakil hattı bedeli yükseltilecek.”

Peki geçenlerde bu yönde bir düzenleme yapılmadı mı? Yapıldı. 

Aslında ben ta en başından bu yana, elektrik satışı amacıyla “1 Ampül ile 1 MW GES’ler” kurmak isteyenlere bunun çok akıl karı bir iş olmadığını anlatmaya çalışmıştım.

Devletin, aslında öz tüketim amaçlı yatırımları teşvik amacıyla tanınan ayrıcalıkların bu tür projelere zemin oluşturmaması gerektiğini vurgulamıştım.

Kötüye kullanım anlamına gelen bu yaklaşıma karşı devletin bu tip tesislere sağlanan satın alım garantisi desteğinin bir kısmını geri alabileceğini söylemiştim. Hem de 2015 ve 2016 yıllarında… 

Şimdi o tarihlerde söylediklerimi dikkate alıp, pozisyonunun buna göre ayarlayan arkadaşların pek çoğundan teşekkür alıyorum. 

Yazılarımı takip eden okuyucular, aktardığım pek çok beklentinin kamu tarafından gerçekten hayata geçirildiğini görmüşlerdir.

Öz tüketiminiz yoksa veya çatı projesi değilse, LÜY kapsamında kurulacak GES projeleri karlı bir yatırım sayılamaz. Bu tip tesislerin, satın alım garanti sürelerinin dolacağı ilk 10 yılın sonunda ne duruma düşeceklerini ise hiç konuşmayalım isterseniz.

Yok yok, konuşalım, çünkü ileride bu konuda da uyarılarımızı dikkate almayanların başı epey belaya girebilir. Burada çok daha vahim bir risk bekliyor kimi yatırımcıları. Bu arada, biz burada lisanslı güneş santrallerinden söz etmiyoruz, orası başka bir lig.

Şimdi gelelim bugüne. 2017, LÜY kapsamındaki GES yatırımcılarının, ellerindeki projeleri hangi amaçla geliştirdiklerinin ortaya çıkacağı bir yıl olacak. 

İlk başta 24 ay süre içinde kurulum ve geçici kabulü yapamayan projeler bir bir yanacak. Bu sorunun küçük bir parçası. Esas sorun daha da büyük. Baştan söyleyebilirim, geçici kabul almış kimi projeler de kayyumlara devredilebilir. 

Şimdi soracaksınız, nasıl böyle bir şey olur? 

Ekim 2016’da Güneydoğu’dan bir fabrika sahibi benimle temasa geçti. Bir usulsüzlükten söz ediyordu. Kendi fabrika çatısının üzerine kurmak istediği GES için kapasite dolu cevabı aldıktan sonra araştırma yapmış ve başvurularda bir usulsüzlük tespit etmiş. 

Kendisiyle Ankara da düzenlenen EİF’te buluşup konuyu baştan sona kadar değerlendirdik. Ben de EİF’e kadar geçen zaman diliminde konuyu hukukçu arkadaşlarla ele almıştım. O iş adamının haklı olduğunu aktaran hukukçulara göre burada yapılan usulsüzlük Türk Ceza Kanunu kapsamında bir suç. 

Daha sonra konunun gelişimini zaman zaman kendisiyle görüşerek takip ettim. EİF’den sonra bu iş adamı hazırladığı bir dosyayı ilgili bir merciye teslim ettiğini aktarmıştı. 

Aradan epey zaman geçti. Peki şimdi durum ne merkezde? 

Önce yukarıdaki usulsüzlüğün neden TCK kapsamında bir suç teşkil ettiğine değinmeye çalışalım. Dağıtım şirketleri beyan üzerine işlem yapıyor. Başvuru belgelerinde, bu kapsamda herhangi bir yalan beyanda bulunması halinde bütün haklarından feragat edeceğine dair ifadeler yer alıyor. Burada yalan beyan, kamunun zarara uğratılması girişimi olarak kabul edilip suç sayılıyormuş. 

Sözünü ettiğim kişinin ilgili mercilere teslim ettiği şikayet başvurusunda yer alan usulsüzlüğün tam olarak ne olduğunu izninizle şimdilik aktaramayacağım. Zaten ilgililerin de biraz merak edip nerede hangi usulsüzlüğü yaptıklarını kendilerinin araştırmasında yarar var. 

Şu anda geçici kabul almış olanlar dahil, mevcut projelerden ben diyeyim 1.000 MW, siz deyin 2.000 MW’yi bulan kısım, büyük risk/tehdit altında. 

Görüştüğüm hukukçulara göre devlet, geçici kabul alıp elektrik satar durumdaki santrallerden şimdiye kadar ödemiş olduğu paraları da geri isteyebilecek durumda. 

Sonuç itibariyle, LÜY kapsamında “1 Ampül ile 1 MW GES” tarzı projeler yapan ve bunları usulsüz işlemler eşliğinde gerçekleştirenlerin “keser döner sap döner gün gelir hesap döner” lafını hatırlamaları da işe yaramayacak. 

Yani, basiretli bir tüccar gibi davranmak, yatırıma soyunan her faninin mutlaka gözetmesi gereken temel bir ilke olmalı. 

Hem bu prensibi unutup hem de başı derde girince yanıp yakınmanın bir faydası yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar