Enerji Günlüğü - Yeşil hidrojen piyasasının hidrojenin çok yönlü kullanımı yanında net sıfır karbon hedefleri, teknolojik gelişim ve ticari çıkarlar nedeniyle çok hızlı bir şekilde geliştiği kaydedildi.

Düşük karbonlu hidrojen piyasası, yeşil hidrojenin enerji geçişinin temel bir unsuru olarak ortaya çıkmasıyla her geçen gün daha da gelişiyor. 2021 yılının ilk çeyreğinde 55 hidrojen projesi açıklandı ve 4,5 milyar dolar yatırım yapıldı. Uluslararası enerji araştırma ve danışmanlık grubu Wood Mackenzie analistlerinden Ben Gallagher, düşük karbonlu hidrojen piyasası patlamasını değerlendirdiği analizinde yeşil hidrojen ile özdeşleşen bu başdöndürücü gelişmenin beş itici gücü olduğunu kaydediyor. Gallagher bu nedenleri şöyle sıralıyor:

- Net sıfır emisyon hedeflerine artan odaklanma: Net sıfır karbon hedeflerine artan bir odaklanma yeşil hidrojeni destekliyor. Net sıfır karbon hedefleriyle öne çıkan elektrolize dayalı düşük karbonlu hidrojen üretimi, şu anda toplam hidrojen üretiminin %67'sini oluşturuyor.

- Politika ve stratejilerin hidrojene odaklanması: Avrupa şu anda küresel düşük karbonlu hidrojen üretiminin %79'unu temsil ediyor. Bununla birlikte, AB dışında 17 ülke (Japonya, Güney Kore ve Kanada dahil) hidrojen stratejisi, yol haritası veya vizyonu açıkladı. Bu nedenle AB’nin bu hakimiyetinin geçici olması muhtemel.

- Ticari ve finansal çıkarlar: Pandemi nedeniyle 2020’de düşen hidrojen yatırımları artıyor. 2021 yılının ilk çeyreğinde 55 hidrojen projesi açıklandı ve 4,5 milyar dolar yatırım yapıldı. Analistler yeşil hidrojen fiyatlarının 2028 ila 2033 yılına kadar fosil yakıtlarla rekabet edecek düzeye ulaşacağını tahmin ediyor.

- Büyük ölçekte yeşil Hidrojen üretme yeteneği: 2019 yılına kadar yalnızca 200 MW olan küresel yeşil hidrojen üretim kapasitesi günümüzde 6.3 GW’a ulaştı. Bu kapasite 2050 yılına kadar ihtiyaç duyulan yaklaşık 1.000 GW elektrolizör kapasitesinin sadece küçük bir yüzdesini temsil etse de, yüksek büyüme oranı umut vadediyor.

- Hidrojenin çok yönlü, depolanabilir enerji kaynağı olması: Hidrojenin çok yönlü bir depolanabilir enerji biçimi olması büyük bir avantaj sağlıyor. Çok yönlü hidrojen sadece yenilenebilir enerjinin potansiyele sahip olduğu ulaşım ve ısıtma gibi alanların karbondan arındırılmasına değil, aynı zamanda elektriğe dönüştürülemeyen endüstriyel süreçlerin karbondan arındırılmasına da olanak tanıyor.

Enerji Günlüğü