1. HABERLER

  2. KÖMÜR

  3. KÖMÜRDER: Rezervlerimiz 19 milyar tona yükseldi

KÖMÜRDER: Rezervlerimiz 19 milyar tona yükseldi

KÖMÜRDER Başkanı Gökalp Büyükyıldız, son 10 yılda Türkiye’nin kömür rezervinin 19 milyar tona yükseldiğini bildirdi.

KÖMÜRDER: Rezervlerimiz 19 milyar tona yükseldi

Enerji Günlüğü - KÖMÜRDER Başkanı Gökalp Büyükyıldız, son 10 yılda Türkiye’nin kömür rezervinin 19 milyar tona yükseldiğini bildirdi.

Yerli temiz kömürün geleceğini tartışmak üzere Kömür Üreticileri Derneği (KÖMÜRDER) tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Temiz Kömür Teknolojileri Çalıştayı ve Fuarı’nın açılışında konuşan KÖMÜRDER Başkanı Gökalp Büyükyıldız, Milli Enerji ve Maden Politikası’nı KÖMÜRDER olarak da desteklediklerini belirterek, son 10 yılda bu politika sayesinde kömür rezervinin 19 milyar tona yükseldiğini bildirdi.

Türkiye coğrafyasının jeolojik ve tektonik koşullarına göre maden sahalarındaki işletme zorlukları dikkate alınarak bölgesel bir modelleme yapılması gerektiğini açıklayan Büyükyıldız, yatırım teşviklerinin havza esaslı olması gerektiğini de belirtti.

İŞ KAZALARINI ÖNLEMENİN DÖRT YOLU

Kömürün ülke ekonomisine faydasının anlatılması gerektiğinin altını çizen Gökalp, bu konuda yapılması gerekenleri 4 maddede özetledi:

1 - Yatırım yapan firmalar sektörün doğası gereği yatırımın geri dönüş süreci uzun olduğu için sabırlı olmalıdır. İşyerlerindeki iş güvenliği kültürü oluşturmada, çevre ve AR-GE gibi konularda asla taviz vermemelidir.

2- Devletimizden sahalarda yaşanan zorlukların görülmesini ve daha yapıcı bir yaklaşım sergilenmesi bekliyoruz. Son yıllarda devletin denetim mekanizmasının iyi işlemesinden dolayı memnuniyetimizi açıkça belirtmek isterim. Çalışma Bakanlığının iş sağlığı ve güvenliği denetimleri, MAPEG denetimleri, yeraltı çalışanları için getirilen Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası uygulamasına ait denetimler ve çevre denetimleri firmaların sorumluluklarını yerine getirme ve iş körlüğünün önüne geçmesi bakımından çok büyük önem taşıyor.

3- Üniversitelerin nitelikli teknik eleman yetiştirmeleri, akademisyenlerin de sahadaki uygulamalardan uzak olmamaları ve pratiğe önem vermeleri gerekiyor.

4- Önemli bir sorumluluğun da sendikalara ait olduğunu düşünüyoruz. İşverenler işyerinde çalışanlara mevzuatta belirtilen her türlü eğitimi vermektedir. Sendikaların da farklı etkinlikler yaparak kendi üyelerini bilinçlendirmesi gerekmektedir.

 

Önceki ve Sonraki Haberler