1. YAZARLAR

  2. Sabiha KÖTEK

  3. Şeyl gazı ne kadar çevreci?
Sabiha KÖTEK

Sabiha KÖTEK

Yazarın Tüm Yazıları >

Şeyl gazı ne kadar çevreci?

Şeyl gazı son yıllarda adını sıkça duyduğumuz ama ne olduğuna dair çok da bilgiye sahip olmadığımız bir enerji kaynağı. Kaya gazı diye de bilinen Şeyl gazı, kil, Kuvars (silisyum oksit, yani kum taşı) ve kireç karışımından oluşmuş bir fosil yakıtı. 

Aslında şeyl gaz bildiğimiz doğalgazın aynısı. Tek fark, şeyl gazının toprağın daha aşağılarında ve şeylin yüzeyine yapışmış veya çatlaklarının içinde kalmış halde olması. Hareket edip kaçabilenler daha kolay çıkarılabilen petrol ve doğalgaz.

Hal böyle olunca şeyl gazını çıkartabilmek için normal petrol kuyularından farklı bir teknoloji kullanmak gerekiyor. Öncelikle dikey değil yatay kuyu delmek, ardından da bu yatay bağlantı boyunca 30-40 yerde delik açıp çok yüksek basınçta su vererek (her kuyu için yaklaşık 3 bin ton ile 20 bin ton arasında su gerekiyor) çatlaklar oluşturmanız gerekiyor.

Bu arada her bir çatlatmanın maliyeti 300-500 bin dolar. Bu da bambaşka bir teknoloji demek, üstelik de normal bir petrol kuyusunun yedi sekiz katı masraflı bir teknoloji.

Bu teknolojiye şu anda sadece Amerika sahip. Amerika`nın böylesi zahmetli ve masraflı bir teknolojiyi geliştirmesinin nedeni; enerjide artık kendi kendine yeterli olmaktan çıkıp ithal etmeye başlaması. Ayrıca sürekli kaynayan bir kazan olan Ortadoğu ve Arap yarımdasına bağımlı kalmak istememesi.

Bu nedenlele yaklaşık 50 yıldır çalışarak 15 bin dolayında şeyl gazı kuyusu açan Amerika, bu konuda büyük bir başarı hikayesine sahip. Son on yılda, şeyl gazı üretiminde bir patlama yaşadı ve 2000 yılından 2013`e kadar yerel gaz üretiminin payını yüzde 1`den yüzde 23`e çıkardı.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Amerika`nın bu deneyiminin çok hızlı bir dönüşümün habercisi olduğunu ve diğer ülkelerin de takibiyle dünyadaki enerji haritalarını yeniden şekillendireceğini ifade ediyor.

British Geological Survey`e göre Şeyl taşı dünyadaki taşların yüzde 35`ini oluşturuyor. Amerika Enformasyon Yönetimi (EIA) de dünyadaki petrol ve gaz içeren şeyl kayalarının bir haritasını çıkarmış durumda.

Çin neredeyse Amerika`nın iki katı Şeyl gazına sahip. Diğer ülkeler de yavaş yavaş şeyl gazını ele almaya başlıyorlar. Örneğin Güney Afrika
son dönemde hidrolik çatlatma üzerindeki yasağı kaldırdı. Fransa`da ise bu yasak hala sürüyor.

Ülkemizde ise bu konuda ciddi bir araştırma yapılmış değil. Bunun için gerekli teknolojiye de sahip değiliz. Ancak 15-16 trilyon m3 Şeyl gazı potansiyeline sahip olunduğu, bunun da 1.8 trilyon m3`ünün üretilebilir gaza (bazılarına göre bu miktar 500 milyar m3) tekabül ettiği söyleniyor.

Şeyl gazında şu anda ülkemizde Shell ile TPAO ortak çalışıyor. Ayrıca Amerikan Transatlantic şirketinin Trakya ve Güneydoğu Anadolu`da araştırmaları var.

Aralarında İngiltere, Çin,Güney Afrika ve Polonya`nın da olduğu bir Çok ülke yeni enerji kaynakları kullanıp kullanmama ve bu yeni kaynakların enerji sistemlerini nasıl etkileyeceği sorunuyla boğuşuyor. En can alıcı soru ise bu yeni kaynakların Sera gazı emisyonu için anlamlarının ne olacağı.

Sahi, şeyl gazının sera gazı emisyonu salınımındaki rolü nedir? Bir başka deyişle, küresel iklim değişikliğine etkisi nedir? Doğal gaz yandığında kömürün saldığı karbon emisyonunun yarısı kadar emisyon salıyor.

Amerika`da emisyon 2012 yılının başında son 20 yılın en düşük seviyesine geriledi. Bunda enerji etkinliği ve yenilenebilir enerji kullanımı önemli rol oynadıysa da, kömürden, ucuz şekilde üretilen Şeyl gazına geçişin de payı var.

Polonya ve Çin gibi ağırlıklı olarak kömür enerjisine bağlı ülkelerde kömürün yerini alacak Şeyl gazı ulusal emisyonu azaltmada önemli rol oynayabilir. Ama zaten ağırlıklı olarak gaza bağlı enerji kullanan İngiltere`de bu yönde bir etkisi beklenmiyor. Bazı yorumculara göre Şeyl gazı burada dekarbonize enerji sistemlerine geçiş için bir geçiş yakıtı olabilir.

Şeyl gazının ülke ülke ele alınması karbon emisyonu konusunda sağlıklı bir sonuca ulaşmamızı engeller. Şöyle ki: Amerika`da geçen yıl ucuz gaz tüketiminin artmasıyla Amerikalılar daha az kömür yaktılar. Bunun sonucu olarak daha çok kömür ihraç ettiler ve Avrupa`da kömür fiyatları düştü.

Bu yüzden doğalgazı pahalı bulan Avrupa kıtasında, ekonomik krizin de etkisiyle daha Çok kömür kullanıldı ve İngiltere ve Almanya gibi ülkelerde emisyon arttı.

Birçok farklı etken varken emisyon konusunda tek bir teknolojiyi ayırmak çok zor. Ama Uluslararası Enerji Ajansı bunu denedi. 2011 yılında Şeyl gazı kullanımının uzun erimde atmosferdeki sera gazı bileşimini yaklaşık 650 Ppm düzeyinde sabitleyeceği ve atmosfer Isısını da 3,5 derecede sabitleyeceği vb. sonuçlara ulaştığı özel bir rapor yayınladı.

Çevreciler ise şeyl kayalarının parçalanması aşamasında atmosfere sızan metan gazına dikkat çekiyorlar. Çünkü metan gazı sera gazı olarak karbondioksitten 25 kat daha etkili. Bu konuda da akademisyenlerin tersine, sanayi kuruluşları özenli çalışmalar yürütülerek bu sorunun gideriIebileceğini söylüyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar