1. YAZARLAR

  2. Dr. Nejat TAMZOK

  3. Soma`da açık ocak yöntemine geçiş
Dr. Nejat TAMZOK

Dr. Nejat TAMZOK

Yazarın Tüm Yazıları >

Soma`da açık ocak yöntemine geçiş

Yazı Dizisi - Soma: Bir Facianın Tarihçesi (3) 

Soma’da açık ocak işletmeciliğine geçiş

İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Etibank belirli bir kurumsallaşma düzeyine erişir ve 1945 yılından itibaren yatırımların büyük ağırlığını Zonguldak Kömür Havzası ile linyit ocaklarına verir. 

Aynı yıllarda, kamu ekonomik girişimlerinin zaman içerisinde özel sektöre devri düşüncesi de giderek gelişmektedir. Bununla beraber; iç ve dış ticarette serbestleşme, özel girişimciliğin desteklenmesi ve geliştirilmesi gibi ekonomi politikalarını uygulamak üzere yola çıkan Menderes Hükümeti, tam tersine iktidarı boyunca kamu yatırımlarını daha da genişletir. 

1954 yılında 6309 sayılı Maden Kanunu yasalaşır. Söz konusu kanun ile madenlerin devlet eliyle geliştirilmesi esası terkedilir, özel ve kamu girişimlerinin eşit haklara sahip olacakları hükmü getirilir. Bu arada, linyit madenlerinin üretiminde özel kesimin payı da yükselir.

VI. Kömürün yeni sahibi: Türkiye Kömür İşletmeleri

1957 yılında, kömür sektöründe söz sahibi olacak bir kamu iktisadi teşebbüsü, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ) kurulur. Kömür işletmeciliği Etibank`dan alınarak bu kuruluşa verilir. Soma’daki kömür işletmeleri de bu yeni kuruma devredilir. 

TKİ’ye devredildiği 1957 yılında Soma’daki tüvenan kömür üretimi, yüzde 91’i yeraltı madenciliği yöntemiyle yapılmak üzere toplam 685 bin ton düzeyindedir. Bu yıllarda, Soma’daki yeraltı kömür üretimi “göçertmeli uzun ayak” yöntemiyle yapılır. “(Kömür) damarları çok kalın ve meyilli olduğundan, dikey uzunluğu 30 metre olan ana katlara, her ana kat ayrıca yine dikey uzunluğu 5 metre olan horizontal tali katlara ayrılır. Bu 5 metrelik tali katların 2 metresi uzun ayaklar vasıtasıyla alınır; geri kalan ve tavan vazifesini gören 3 metrelik kısım tahkimat gerisinden (göçükten) alınır. Bu sistemle de tavanda bırakılan kömürün yüzde 70’e yakın bir kısmı alınmaktadır.”

“Üretimde, tavan taşının kömüre karışmasını önlemek ve aynı zamanda yangına mani olmak için tabana, suni tavan tabir edilen, tel hasır döşenir. Yangınlı kısımlarda, sulu ramble yapılarak yangının ilerlemesine mani olunur.”

Soma’da, kömür ocaklarının TKİ’ye devredildiği tarihte, Soma kömürünü yakarak elektrik üretecek olan 2x22 MW gücünde Soma A Termik Santralı’nın ilk ünitesi de devreye girer. İkinci ünite ise bir yıl sonra işletmeye alınacaktır. Söz konusu santralın da işletmeye başlamasıyla, Soma’nın kömür üretimi on yıl sonra 1966 yılında 1 milyon ton düzeyine ulaşır. Bu arada, Soma’daki madencilik yöntemi de değişmektedir. Yeraltı madencilik yönteminden açık ocak madenciliğine doğru hızlı bir dönüşüm yaşanır. 

TKİ’nin açık ocak işletme yöntemini tercih etmesi sonucunda, Soma’daki ölümlü iş kazaları da önemli ölçüde azalır. TKİ’nin devralmasından önceki on yılda (1947-1956) Soma’da 45 çalışan hayatını kaybederken, üretim miktarı önemli ölçüde artmasına rağmen sonraki on yılda (1957-1966) bu sayı 19’a düşer.

VII. TKİ döneminde çalışanların koşulları

Üretimin ilk defa 1 milyon tonu geçtiği 1966 yılından itibaren 1982 yılına kadar Soma’daki linyit üretimi 1 milyon ton ile 2 milyon ton arasında seyreder. Bu 16 yılda, Soma’nın kömür üretiminde önemli bir artış olmaz, ancak üretim yönteminde açık ocak işletmeciliğinin ağırlığı daha da artar. TKİ’nin devraldığı 1957 yılında linyitin yüzde 91’i yeraltı madencilik yöntemiyle üretilirken, TKİ’nin yönetimindeki Soma’da üretim giderek daha fazla oranda açık ocak madencilik sistemiyle yapılır. Kaza riskine daha açık olan yeraltı madencilik yönteminin payı, 1982 yılında yüzde 36’ya kadar düşer.

Bu yıllarda, açık ocaklardaki üretim, ekskavatör (kazıcı) ve kamyon sistemi uygulanarak yapılmaktadır. Kömürün üzerindeki örtü tabakası patlayıcı madde kullanılarak gevşetilir, örtü malzemesi daha sonra ekskavatörler tarafından alınarak kamyonlara yüklenir ve döküm sahasına taşınır. “Açık ocaklarda, istihsal sistemi, kömür damarının yatımına uyularak tatbik edilen basamaklı (graden) işletme usulüdür. Basamak yükseklikleri 7-10 m.dir. Kömür damarı üzerindeki örtü tabakası, lağım atılmak suretiyle önceden gevşetildikten sonra, 4-5 yd3 kepçe kapasitesi olan ve diesel veya elektrikle çalışan ekskavatörlerle, kömürü alınmış veya boş sahalara taşınır. 
Bu şekilde meydana çıkarılmış olan kömür damarı, 1-4,5 yd3 kepçe kapasiteleri olan ekskavatörlerle 10-25-27 tonluk kamyonlara yüklenerek, lâvvarlara nakledilir.”

TKİ’nin Soma ocaklarında, kömür üretimi ya da dekapajdarödövans ya da başka biçimlerde dışarıdan hizmet alımı 1978 yılına kadar yoktur.O yıllarda, kurumun âsli işi olan kömür üretimi ve dekapaj, kurum tarafından istihdam edilen daimi işçilerce yapılır. 

Soma’da, Zonguldak Havzası’ndaki gibi, -bir ay ocaklarda çalışan ve sonraki ay köyünde istirahat eden- münavebeli işçi de bulunmamaktadır. Sadece daimi işçiler istihdam edilir. Daimi işçilerin önemli bir bölümü işletmelerin ocakları civarında veya yakınlarında, kendi evlerinde, kira evlerinde veya müessesenin evlerinde aileleri ile oturup yılın her günü düzenli çalışırlar. Diğer bir bölüm işçi ise genellikle uzak illerden gelip işletmelerin bekâr pavyonlarında konaklayan işçilerdir. Havzadaki çalışma temposu, o yıllarda da günümüzdeki gibi günde 8 saatlik üç vardiya halindedir.

Daimi işçiler; ücretleri dışında; fazla mesai ücreti, çocuk primi, yıllık ücretli izin, ücretsiz 2-3 öğün yemek, ücretsiz giyim eşyası, koruma malzemesi ve ilave ikramiyeler alırlar. İşe alınan bir işçi, önce sağlık muayenesinden geçirilir ve bu işlem TKİ’nin koruyucu hekimleri tarafından her 6 ayda bir tekrar edilir. İşçilerin eğitimi için işyerlerinde sürekli kurslar açılır. Bu kurslarda okuma yazmadan iş güvenliğine kadar çok sayıda eğitim verilir. O yıllarda, işçi ve memur çocuklarının eğitimleri için işletmelerde “özel” ilk ve ortaokullar da bulunur. 1962 yılında, Soma işletmesinin bağlı olduğu GLİ Müessesesi’nde 4 adet özel ilkokul ve 1 adet özel ortaokul bulunmaktadır. Bu imkânlar, günümüzde, özel kömür işletmelerinde çalışan işçiler tarafından hayal dahi edilememektedir.

İşletmelerde, ayrıca, işçi ve memurlar için sinema, spor sahaları, lokal gibi tesisler ve ailelerin birçok temel ihtiyaçlarını karşıladığı Ekonoma adı verilen işletme marketleri vardır. “Ekonomalar, kaybolan devlet eliyle sanayileşme kültürünün en önemli parçalarından birisiydi. Birçok sanayi kuruluşunda işçinin, memurun, mühendisin her türlü ihtiyacını Ekonoma karşılamıştır. 1930’lardan kalma bir Etibank- Sümerbank geleneğidir. TKİ-ELİ’deki (Soma) adı ELİMKO (olan bu işletmeler) maden işletmelerinde çalışanların yeme-içme, giyim-kuşam ihtiyaçlarını karşılardı. Ayrıca birçok sanayi kuruluşunda işçi ve memur yemekhanesi, sinema binası, okuma ve oturma yerleri, mühendis ve memur lokalleri, işçi pavyonu ve hatta lojmanlar, yaz kampları, dinlenme ve sosyal tesislerin işletmesini Ekonomalar yaparlardı.”Kamu işletmelerindeki bu tesisler, 1990’lı yıllarla birlikte yavaş yavaş ortadan kalkar ya da özel işletmecilere devredilirler.

O yıllarda iş güvenliği konusuna da özel bir önem verilir. Soma’da çalışan her işçi, mutlaka iş güvenliği eğitimine tabi tutulur. Güvenlik önlemlerine uygun çalışmak, üretimle ilgili her çalışanın birinci görevi olarak kabul edilir. İşçiler ya da güvenlik işleriyle özel olarak görevlendirilenler için sürekli emniyet ve tahlisiye kursları açılır. Bugün, neredeyse bütün ocak girişlerinde rastlanılan “Evvela Emniyet” sloganı, o yıllardan kalmadır.

O tarihlerde, Soma’daki işletmenin bir emniyet başmühendisi ve başmühendise bağlı emniyet mühendisleri bulunur. Emniyet mühendislerinin emrinde ise emniyet nezaretçileri vardır. İş güvenliğini artırmak amacıyla; sorumlu oldukları işyerlerinde belirli bir süre iş kazası olmadığı takdirde nezaretçilere teşvik primi verilir; benzer şekilde, kaza olan işyerleri nezaretçilerinden ise üretim primleri kesilir. Soma’da, ayrıca, tam teşkilatlı bir Tahlisiye İstasyonu da sürekli görevi başında tutulur. 

1966 yılından TKİ üretiminin ilk defa 2 milyon tonu geçtiği 1982 yılına kadar olan 15 yıllık dönemde, iş kazalarında yaşamını yitirenlerin sayısı 29’dur.

e-Posta: nejattamzok (@) yahoo.com

(1) Behzat Firuz, İffet Yalabık ve Sevil Orpen. 1962. Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu. Ankara, s. 102-103.
(2) B. Firuz, A. Günver, İ. Yalabık, S. Calp, İ. Savaşkan, F. Tamzok, Ö. Ünver, H. Hazneci, D. Kolağasıoğlu, F. Akbal. eds. 1973. Cumhuriyet’in 50. Yılında Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu. Ankara, Çam Matbaa, s. 85.
(3) Yeraltı madencilik yönteminin payı 1982 sonrasında da düşmeye devam eder ve 2004 yılında yüzde 3 düzeyine kadar geriler.
(4) Behzat Firuz, İffet Yalabık ve Sevil Orpen. 1962. Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu. Ankara, s. 103.
(5) Kömür üzerindeki örtü tabakasının kaldırılması işi.
(6) Rödövans ya da hizmet alımları; dekapajda 1978, üretimde ise 1984 yılından itibaren başlayacaktır.
(7) Nadir Avşaroğlu. 2012. Mühendislik Mimarlık Öyküleri V. TMMOB, Ankara, s. 121-128. 

YARIN: Petrol krizi Soma’nın kaderini değiştirdi

YAZI DİZİSİNİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Önceki ve Sonraki Yazılar