Enerji Günlüğü- Dünya Enerji Ajansı’nın, 2025 Enerji Yatırımları raporuna göre, petrol ve gaz yatırımları yüzde 6 civarında düşme eğilimi gösterirken, LNG yatırımları ile birlikte, yenilenebilir enerji yatırımları ise artış eğiliminde.

Raporu, Ulusal Enerji Güvenliği Fonu (UEGF)  için yorumlayan, Rus enerji uzmanı İgor Yuşkov; yenilenebilir enerjiye, geleneksel enerjiye göre iki kat daha fazla yatırım yapılması sürecinin kalıcı hale geldiğini belirtirken son dönemde yapının biraz değiştiğini ifade ediyor. 

“Daha önce sadece rüzgar türbinlerine ve güneş panellerine, yani üretime yatırım yapılıyordu ve şimdi bunun sonuçlarını görüyoruz. Örneğin, Fransa'yı da etkileyen İspanya ve Portekiz'deki son elektrik kesintisi. Bu, yenilenebilir enerjide ve endüstride üretime yönelik belirli bir önyargının sonucudur. Sürekli olarak yeni enerji üretim tesislerine para yatırılırken, bunun az çok normal şekilde çalışmasını sağlayacak altyapı uygun ölçüde finanse edilmemiştir.”

Enerji depolama teknolojilerinin halen çok pahalı olduğunu savunan Yuşkov, “Ek şebekelere, trafo merkezlerine vb. alanlara yapılan yatırımlar, yenilenebilir enerjinin gelişimi de dahil olmak üzere bir zorunluluktur” dedi. 

Bugüne kadar hep teknolojik gelişmelerin yenilenebilir enerji yatırım maliyetlerini ucuzlatacağı beklentilerinden söz edildiğini kaydeden Yuşkov, “Ancak pratikte, sürekli olarak yeni üretim üniteleri inşa etmenin gerekli olduğunu görüyoruz. Ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektriğin bu maliyetine şimdi depolama cihazlarının inşasına yatırımlar eklememiz gerekiyor ve ayrıca elektrik enerjisi endüstrisine radikal bir şekilde yatırım yapmamız gerekiyor. Bu, yenilenebilir enerjinin hiç de ucuz olmadığını bir kez daha gösteriyor” diye konuştu. 

“Geleneksel enerjiye daha fazla yatırım yapmazsak, 2021-2022'de Avrupa pazarında yaşananlara benzer enerji krizlerini daha sık göreceğiz” diyen Yuşkov, şu değerlendirmelerde bulundu: 
“Avrupa pandemiden çıktığında, gaz tüketimi önceki seviyesine geri döndü, ancak arz bu talebi karşılayamadı. Ve 2021'in ortalarından bu yana fiyatlar arttı. Büyük ölçüde yeterli gaz olmaması nedeniyle. Aynı şeyi şimdi de görebiliyoruz. Yeni projelere yatırım yapmazsak yeterli gaz ve petrol olmayabilir. Eski yataklar küçülüyor ve yeterli sayıda yeni yatak elde edemeyebiliriz. Dünyanın hidrokarbonlara hala ihtiyacı var. Bu nedenle, şu anda yetersiz yatırım gelecekte bir üretim açığına yol açabilir. Sonra tam tersi olur: petrol pahalı hale gelir, ona yatırım yapmak karlı olur ve yatırımlar buna göre artar. Bu döngüsel bir süreç olabilir.”

Hindistan ve Çin’in sürekli  kömüre yatırım yaptıklarını hatırlatan İgor Yuşkov şöyle devam etti: 
“Aslında Çin, kömür üretiminin gelişimini azaltıyor. Çevre üzerinde daha büyük etkisi olan eski, daha az verimli olanların yerine birçok yeni elektrik santrali kuruluyor. Çin'in kömür yatırımlarının yavaşlamaya başladığını görüyoruz ancak yine de bundan vazgeçmiyor, Hindistan gibi. Çünkü kömür en ucuz enerji kaynağı. Ve modern kömür santralleri, bir dizi çevre sorununu çözmemize olanak sağlıyor, bu yüzden kabul edilebilir hale geliyorlar.”

Hindistan gibi, pahalı olduğu için yenilenebilir enerjiyi geliştirmeyi göze alamayan ülkeler için kömürü “Harika bir çözüm” olarak nitelendiren Yuşkov şu ifadeleri kullandı:  “Dünyada çok fazla kömür var ve Hindistan hala belirli çevresel hasarları görmezden gelmeyi göze alabilir, bu nedenle ülke oldukça fazla kömür tüketmeye devam edecektir. Nüfus büyüyor, endüstri büyüyor. Kömürün taşınması da kolaydır: örneğin gaz endüstrisinin aksine, büyük ölçekli bir altyapı inşa etmeye gerek yoktur. Bu nedenle Hindistan, kömür üretimi ve kömür tüketiminin itici gücü olmaya devam edecektir.”