1. YAZARLAR

  2. Hüseyin ORTAK

  3. Avrupa Rus doğal gazından vazgeçebilir mi?
Hüseyin ORTAK

Hüseyin ORTAK

Köşe Yazarı
Yazarın Tüm Yazıları >

Avrupa Rus doğal gazından vazgeçebilir mi?

Başkanı Ursula von der Leyen, Strazburg'da birkaç gün önce gerçekleştirilen Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda "Rusya-Ukrayna savaşının AB için ekonomik ve sosyal sonuçları" konulu oturumda yaptığı konuşmada, saldırılarına devam eden Rusya’ya karşı 6. Yaptırım paketinin içeriğini duyurdu. Uygulanması planlanan 6. yaptırım paketinde Rus petrolünün ve rafine edilmiş petrol ürünlerinin ithalatının tamamen yasaklanması var.

Daha önceki yaptırım paketlerinde enerji hammaddesi olarak sadece, (5. Yaptırım paketinde) Rusya’dan kömür ithalatına ambargo getiren AB, bu kez bir diğer fosil yakıt hammaddesi olan Petrolü ambargo listesine ekliyor.

AB üyesi ülkeler doğal gazını Rusya dışında ülkelerden almanın hazırlıklarını yaparken, söz konusu 6. Ambargo paketinin yürürlüğe girmesi için gereken oy birliği şartı üye ülkelerden Macaristan’ın veto açıklamasıyla sarsıldı ve karar 24-25 Mayıs’ta Brüksel’deki liderler zirvesine kaldı. 

Macaristan hükümeti, ülkesinin enerji güvenliğini yok edeceği gerekçesiyle ambargoyu desteklemeyeceğini söylüyor. Açık olarak dile getirilmemekle birlikte tedarik güvenliği endişesi Alman Ekonomi Bakanlığında da mevcut. Ekonomi Bakanı Habeck, yaptırımı onaylamasına rağmen, oluşabilecek kesintilere dikkat çekti. Bu arada Slovakya, Çekya ve Bulgaristan da ambargo için bir geçiş dönemi ve bu süreçte ambargo muafiyeti talep ediyorlar. 

Altıncı ambargo paketine gelinceye kadar, olup bitenler Rusya’nın Ukrayna’da yaptığı işgale karşılık gibi söylense de batının özellikle NATO üyesi ülkeler ve Rusya arasındaki gerginliğin çok katmanlı jeopolitik çatışmaya dönüştüğünü gösteriyor. NATO açısından ve Rusya açısından ayrı ayrı baktığımızda da yayılmacılığın provokatif ve tahrip edici doğası iyice belirginlik kazanıyor. 

Uzun süredir, savaşı bitirmekten çok kızıştırmaya yönelik ilerleyen siyaset ve diplomasi söz konusu gerginliği jeopolitik gerekçelerle donatılmış bir savaşa taşımaya kararlı görünüyor. Böylesi bir savaş, ekonomik üstünlüklerin törpülenmesini ilk akla getirir ki Rusya’ya yönelik uygulanan ambargoların tamamı bu kanıyı pekiştirecek niteliktedir. 

AB ülkelerinin enerji tedarik alışkanlıkları kökten bir değişime uğrayacak gibi… En azından yaptırım paketlerinin can alıcı noktalarını bunlar oluşturuyor. Enerji konusunda ticari ve jeopolitik risklerin iç içe geçmesi 1970’lerdeki Arap petrol ambargosundan bu yana ilk defa bu denli belirgin hale geldi. 

Ukrayna- Rusya çatışmasının ilk günlerinde, onay aşamasındaki Kuzey Akım 2 boru hattı projesinin  askıya alınmasıyla başlayan süreç 5. Yaptırım paketindeki kömür ambargosu ve izleyen 6. yaptırım paketindeki petrol ambargosuyla birlikte değerlendirildiğinde AB hükümeti enerji tedarikiyle ilgili yeni anlaşmalar ve yapılanmalar oluşturmak zorunda. 

AB hükümetinin bu zorunluluğunun kısa vadede bir resesyon olarak geri dönme ihtimali de hiç azımsanacak bir olasılık değil. Bu olasılığı doğalgaz açısından incelediğimizde Almanya ilginç bir örnek olarak karşımızda duruyor. Almanya kullandığı doğalgazın yarıdan biraz fazlasını Rusya’dan temin ediyor. Bir NATO üyesi ülkenin doğalgaz gibi stratejik bir malın tedarik güvenliğini düşünmeden Rusya’ya bağımlı kalması, eminim yeni Alman Hükümetini kara kara düşündürüyordur. 

Bir iktisatçı gibi konuşacak olursak, bu bağımlılıktan kurtulmak mümkündür.  Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisine geçişi hızlandırarak (zaten Paris İklim Anlaşması da yeni bir enerji yapılanmasını öngörüyor) yapılabilir gibi duruyor. Ancak, bu yapısal değişiklik orta vadede mümkün. AB Komisyonunun ambargo kuralları ise bu yapısal değişikliğin kısa vadede yapılmasından yana.

İyi bir haber olarak algılanırsa eğer, bu bağımlılıktan kurtulmak için kısa vadede etkili olacak çözümler de var. Rus doğal gazını almamaktan kaynaklanacak enerji açığını sadece kömür santralleri ve nükleer santralleri yeniden devreye alarak kapatmak mümkün. Ancak, kısa vadede enerji temininde yapısal değişikliğin maliyetler cephesi ürkütücü. Alman ekonomistler tarafından yapılan araştırmaya göre Rus gazından kurtulmanın maliyeti Alman Ekonomisinin %2 küçülmesi şeklinde özetleniyor. 

Yazımın başında belirttiğim, Alman Ekonomi Bakanı Habeck’in altıncı yaptırım paketine yönelik itirazlarının nedeni şimdi daha sarih hale gelmiştir sanırım. 

Biraz resesyonun kime ne zararı var, Alman ekonomisi güçlü bir ekonomi, yeni durumun maliyetlerini taşıyabilir diyebilirsiniz, Covid_19 pandemisinin ekonomik hasarlarıyla uğraşan Avrupa ekonomisinde bir de enerji temininde yapısal değişikliğe gidilmesinin üreteceği olumsuz ekonomik sonuçları Macaristan, Çekya, Slovakya, Bulgaristan gibi birliğin kıdemsiz ülkelerine sormak gerekebilir. Sanırım, 24-25 mayısta yapılacak AB liderler zirvesinde de öyle olacak. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar