1. YAZARLAR

  2. Mehmet KARA

  3. Elektrik kesintisinin sırrı bu 2 rakamda gizli
Mehmet KARA

Mehmet KARA

Yazarın Tüm Yazıları >

Elektrik kesintisinin sırrı bu 2 rakamda gizli

Bugün Türkiye, tarihinin en yaygın ve en büyük elektrik kesintisini yaşadı...

Aslında sabah saatlerinde her şey normaldi. Yani, sıradan bir güne uyanmış, sıradan telaşlarımızla başbaşaydık.

Tabii enerji açısından bakarsak, belki de diğer günlerden tek farkı, bahar geldiği için doğalgazla ısınanların kombilerini yakacağı son gündü.

Ancak ne olduysa saat 10:36`dan sonra oldu.

Bütün Türkiye`den elektrik kesintisi haberleri yağmaya başladı.

Elektrik dağıtım şirketlerinin çağrı merkezlerine telefonlar yağdı. Hatta şirket merkezlerinin santral telefonları kilitlendi.

Anlaşıldı ki elektrikler bütün Türkiye`de kesilmişti. Dağıtım şirketlerinden gelen haberler, kesintilerin dağıtım bölgeleriyle ilgisi olmadığını, iletim şebekesinden kaynaklandığını söylüyordu.

Evet, bunun adı literatürde sistem çökmesi, İngilizcesi ile Black Out durumuydu.

Bunun ne olduğunu anlatmaya çalışalım.

Aslında her şey 49 ve 51 yüzünden oldu.

İyi de bütün suç bu iki rakamda mı? Ne demek oluyor şimdi bu?

Sabırlı olun lütfen, dilimiz döndüğünce aktarmaya çalışacağız.

Eğer rakamlar suçlu olsaydı, onların bir de suç ortağı olurdu. O da iki harf: H ve Z. Açık anlatımıyla HERZ, yani frekans...

Bu iki rakam ve iki harften oluşan dörtlü, elektrik şebekelerindeki uluslararası bir standardı ifade ediyor.

Kaliteli bir elektrik şebekesinin göstergesi, sistemdeki frekansın 49 ve 51 Hz aralığında olması demek. Aslında ideal durum 50 Hz.

Ama elektrik şebekeleri, yaşayan birer organizma gibidir. Bu yüzden 50 Hz, ancak anlık olarak yakalanabilir. Yoksa şebeke frekansını sürgit 50 Hz seviyesinde tutamazsınız.

Ama eğer siz bu frekansı 49 ile 51 Hz aralığında tutabiliyorsanız, kaliteli bir elektrik şebekeniz var demektir. Ve de sistemi iyi yönetiyorsunuzdur.

Eğer şebekenizdeki frekans aşağıya doğru gidiyorsa, sistem ülkedeki elektrik talebini karşılayamıyor demektir. Bu durumda iki şey yapabilirsiniz.

Birincisi, yeni bir santrali ya da sisteme bağlı santrallerin atıl konumda ünitesi varsa, onu devreye alırsınız ve talebi karşılarsınız. Örneğin, Keban Barajı`ndaki türbinlerden biri atıl tutuluyorsa, hemen savağı açıp, onu üretime geçirirsiniz. Böylece frekansı 49`un üzerinde tutarsınız.

İkincisi, eğer elinizde devreye sokulabilecek yedek kurulu güç yoksa yapmanız gereken şey, tüketimi azaltmak. Türkiye`ye çağrı yapıp da lambaları söndürün ya da bütün ütüleri fişten çekin diyemeyeceğinize göre, en uygun bölgeyi belirleyip elektrik kesintisi uygularsınız.

Bir de frekansın 51 ve üzerinde seyrettiği durumlar olabilir değil mi? Evet, yukarıdaki işlemlerin tersini yaparsınız. Elektrik fazlanız vardır ve santrali devreden çıkarırsınız. Öyle ya bütün ülkeye "klimaları çalıştırın, ütüleri fişe takın, buzdolabının ayarını yükseltin, tüm lambalarınızı yakın" diyemeyeceğinize göre...

Eğer yukarıdaki işlerden hiç birini yapmıyorsanız, elektriği sistemin doğası kendiliğinden keser. Tıpkı dün yaşandığı gibi. Örneğin bir santral, beklenmedik anda devreye girince aşırı yüklenmeden ötürü ya trafonuz patlar ya da başka bir şey olur. (Ne olduğunu henüz bilmiyoruz ama şu linke bir bakın isterseniz, neler olmuş olabileceğini orada biraz anlatmaya çalıştık: ELEKTRİKLER NEDEN VE NASIL KESİLDİ http://enerjigunlugu.net/elektrikler-neden-ve-nasil-kesildi_12957.html ) Trafo patlaması tek başına bir sorun değil. Sorun, sonrasında yaşanacaklarda olabilir.

Trafonun patlamasıyla birlikte eğer üretim yapan santral hala devrede kalıyorsa, yani elektrik üretip şebekeye vermeye devam ediyorsa iki şey olur. Ya şebekeye bağlandığı noktadaki sistemler yanar ya da şebekenin bir başka noktasını daha arızaya götürür. Çünkü üretilip de sisteme verilen elektrik, illa ki kendisine en uygun yolu bulup tüketim noktasına doğru koşar adım gitmeye çalışır.

Peki iyi bir şebeke yönetimi varsa bunlar olur mu? Olmaz. Çünkü şebekenin kendi kendini koruma mekanizmaları da vardır. Bir noktada tıkanma varsa, elektriğin şebekedeki 49-51 Hz frekans aralığına zarar vermeden alternatif yollardan tüketim noktasına gitmesine izin verilir.
Şayet frekans bozulacaksa, üretim santralinin şebekeye girdiği noktada elektriğin önü sistem tarafından otomatikman kesilir, yani santral üretimini durdurur. İşte şebeke üzerindeki bu tip aç/kapa mekanizmaları merkezden yönetilir ve işler büyük oranda otomatik yürütülür.

Bu anlattıklarımız, bir ulusal şebekeye ilgiliydi. Bunun bir de uluslararası boyutu var. Ülkeler arasındaki elektrik bağlantıları da söz konusu. Örneğin Türkiye Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden Avrupa Enterkonneksiyonuna (ENTSO-E) bağlı. Yani Avrupa ile elektrik alışverişi de var, çünkü Türkiye uluslararası kaliteyi yakalamış bir enterkonnekte elektrik şebekesine sahip.

Kalitenin iki boyutu var. Birincisi yukarıda anlattığımız 49-51 Hz aralığını tutturabilmesi. İkincisi de tutturamadığı takdirde, Avrupa ile bağlantısını otomatik olarak kesebiliyor oluşu.

Aynı şey tersi için de geçerli. Avrupa`dan gelebilecek bir darbeye karşı da Türkiye`nin şebeksini kendisini otomatik olarak koruyabiliyor. Yani dengesizlik anında, Avrupa-Türkiye bağlantısı anında koparılabiliyor.

Bu uluslararası bağlantı kısmını özellikle şunun için anlattık. Bugünkü elektrik kesintilerinin Avrupa ile bağlantı koptuğu için yaşandığı gibi, bilgisizce ortaya atılmış birtakım söylentiler vardı. Ve bu söylentiler oldukça prim yapmış görünüyordu.

Her neyse konunun çok uzadığının farkındayım. Bağlayalım isterseniz.

İşin özeti, Türkiye belli bir kaliteyi yakalamış bir elektrik şebekesine ve şebeke yönetim sistemine sahip. Bu durumda, yurt sathına yayılan elektrik kesintilerinden kim sorumlu sorusu akla geliyor. Haklısınız, biz de bu soruyu kendimize soruyoruz ve bunun cevabı da çok yakında ortaya çıkacaktır.

Yani 49 ve 51 rakamları ile H ve Z harflerini yargılayıp asmadan önce biraz bekleyelim. En azından bilirkişi raporlarını...

Biraz sabır...

Ve bir de aşağıdaki kutucuğa göz atın isterseniz... Daha önce başka bir çalışma için yazmıştım, buraya da alıyorum. 

Mehmet KARA

BİLGİ KUTUSU: ELEKTRİK ŞEBEKESİNDE FREKANS DENGESİ NEDİR?

Türkiye`nin de uyguladığı uluslararası standartlara göre elektrik şebekesindeki frekansın 49-51 Herz (Hz) arasında (şebeke frekansında ideal denge noktası olan 50 Hz, üretimle tüketimin eşit olduğu durumlarda sağlanıyor) tutulması gerekiyor. Bu frekans, üretimin tüketimi karşılayamadığı durumlarda düşerken, tersi durumda yükseliyor. TEİAŞ Yük Tevzi Merkezi, gerek bölgesel gerekse ulusal ölçekte yaşanabilen bu tür dengesizlikleri yönetiyor. Üretim fazlası varsa santrallerin şebekeye elektrik vermemesi, yani üretimi durdurması sağlanıyor. Şayet tüketim fazlası varsa uygun görülen yerlerde elektriğin kesilmesi temin ediliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar