1. YAZARLAR

  2. Mehmet ASLAN

  3. Hidrojen mucizesi!
Mehmet ASLAN

Mehmet ASLAN

Köşe Yazarı
Yazarın Tüm Yazıları >

Hidrojen mucizesi!

Değerli Okuyucular,

23 Mart 2011 tarihinde Kanal D’de yayınlanan ve çeşitli enerji konularının tartışıldığı “Genç Bakış” isimli programın yöneticisi Abbas Güçlü bir ara kendini kaybederek, hayretler içinde: “Vay canına, sayın seyirciler! Biz bu enerji konusunun bu kadar renkli olduğunu bilmiyorduk…” demişti.

Sayın Abbas Güçlü gerçekten de haklıdır. Özellikle Türkiye’de enerji konusu o kadar eğlencelidir ki, günlerce tartışsanız bitmez ve öyle bir an gelir ki kendinizi kaybedersiniz, gülmekten sandalyeden düşersiniz.

“Hidrojen” konusu bu pek eğlenceli konulardan biridir. 8 Ağustos 2020 tarihinde kaybettiğimiz Osman Sevaioğlu Hoca’mızdan bize miras kalan bir konudur. Osman Hoca bu konuyu defalarca yazıya dökmüş, “Hidrojen’in birincil kaynak olmadığı”, bu yüzden petrolle, doğalgazla kıyaslanmasının anlamsız olduğu gibi apaçık bir gerçeği bile anlatabilmek için yıllarca ter dökmüştü. Ben o zamanlar kendisine: “Hocam, ortaokul tabiat bilgisi dersinin bir konusu olabilecek böyle bir şeyi bile bir Profesör olarak sizin anlatmak zorunda kalmanız ne kadar acı!” diye dert yanardım. Sonunda televizyonda Abbas Güçlü’nün bahsettiğimiz programında hidrojen meraklısı bir eski Bakan’la tartışması esnasında Hoca sinirlenerek önce Mühendislik diplomasını, sonra da Doktora diplomasını yırtacağını söylemişti. Oysa daha bilmediğimiz neler, neler varmış… 

Onun kaldığı yerden devam ettirerek değerli Hoca’mızı bir kez daha analım istedik.

***

Öncelikle şurasını belirtmek gerekiyor: Bu yazıda italik’le gösterilen yerler kesinlikle bizim yakıştırmalarımız olmayıp belirtilen kaynaklardan hiç değiştirilmeden alınan “ayniyle vaki” hususlardır. İnanmakta zorluk çekenler, halen İnternet’te ulaşılabilir durumda olan bu kaynaklara müracaat edebilirler.

Hatırlayabildiğim kadarıyla, Hidrojen enerjisi ile ilk defa 2000 yılının sonlarında bir MGK Toplantısı vesilesiyle müşerref olduk. 30. 11. 2000 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde yer alan haberde belirtildiğine göre, Toplantı’ya katılan “dünyaca ünlü iki Türk bilim adamı olan Prof. Nejat Veziroğlu ile Azerbaycan kökenli Prof. Dr. Beycan İbrahimoğlu…” “…hidrojen enerjisine geçilmezse 30 yıl içinde Türkiye'nin çökeceğini vurguladı”lar! Bunun üzerine askerlerin ne dediği haberde belirtilmiyor ama “Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Enerji Bakanı Ersümer'e bakanlığının hidrojen enerjisiyle ilgili çalışmaları ne şekilde değerlendirdiğini sordu. Bakan Ersümer de, bu yönde çalışmalara başlandığını ve bakanlık bünyesinde ‘‘Temiz Enerji Dairesi’’nin kurulmasında son aşamaya gelindiğini bildirdi.” deniliyor.

Maalesef biz genellikle linyit vs. gibi hep konunun “pis” tarafında yer aldığımız için, Cumhur Ersümer döneminde Bakanlık’ta böyle “temiz” bir daire kurulup kurulmadığını hatırlayamıyoruz. Beyaz Enerji soruşturması nedeniyle o sıralarda Bakanlık’ta son aşamaya geldiğini bildiğimiz Cumhur Ersümer’in bu hayırlı işe vakit ayırabildiğini pek sanmıyoruz.

Ancak daha sonra gelen bakanlar konu ile daha yakından ilgilendiler. Prof. Nejat Veziroğlu anlatıyor: “Milli Güvenlik Kurulu onayladı. İmzalamak, şimdiki hükümetimizin sayın Enerji Bakanı Dr. Hilmi Güler’e nasip oldu. ‘Bu anlaşmaları imzalayacağım fakat gelip başında durup kuracaksın merkezi’ dediler. Sarıyer’de denize nazır güzel bir yer bulduk. Onun da sözünü aldık, şimdi resmi yazı için uğraşıyoruz.”

Sayın Prof. Nejat Veziroğlu’nun talihsizliği midir nedir, “Sarıyer’de denize nazır güzel bir” tesis kurmak Dr. Hilmi Güler’e de nasip olmadı. “.. yeni bütçe verilmediği için merkez 6 yıl sonra kapandı. Bu merkez Türkiye’de hidrojen çalışmalarına yön verdi ve bugün Türkiye’nin pek çok üniversitesinde ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Enstitüsü’nde hidrojen enerjisi ile ilgili çalışmalar yapılıyor. Bununla birlikte Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Prof. Dr. Nejat Veziroğlu Temiz Enerji Uygulama ve Araştırma Merkezi kuruldu.”

(Yani Türkçesi: Sarıyer olmadı, Niğde verelim…)

Niğde Üniversitesi’nin internet sitesinde ise Sayın Nejat Veziroğlu hakkında aşağıdaki bilgiler veriliyor:

“Dr. Veziroğlu uluslararası birçok ödüle de layık görülmüştür. 1974 yılında Türkiye Cumhurbaşkanlığı Bilim Ödülü, 1981 yılında Çin Xian Jiaotong Üniversitesi tarafından fahri profesör ünvanı, 1982 yılında S.S.C.B Kurchatov Institute of Atomic Energy tarafından I. V. Kurchatov Madalyası, 1986 yılında Global Energy Society tarafından Energy for Mankind ödülü almış ve 1988 yılında Arjantin Bilim Akademisi’ne (Argentinean Academy of Sciences) seçilmiştir. 2000 yılında Hidrojen Ekonomisi’ni kurulmasına ve geliştirilmesine yönelik çalışmalarından dolayı Ekonomi alanında Nobel’e aday gösterilmiştir.”

İlginçtir, İnternet’te Sayın Veziroğlu’nun kendi düzenlediği sitelerin haricinde hiçbir yerde görülemeyen ve bir zamanların Sovyet liderlerinin göğüslerindeki madalyalardan bile daha kalabalık bu ödülleri gelin teker teker ele alarak inceleyelim:

1974 yılında Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Bilim Ödülü verildiğine dair veya böyle bir ödül bulunup bulunmadığına dair herhangi bir bilgiye ulaşamadık. O tarihte sadece TÜBİTAK Bilim Ödülü vardır ve o da Matematikçi ve Bilim İnsanı Cahit Arf’a verilmiştir.

Çin’de gerçekten Xi’an Jiaotong isimli bir üniversite vardır, ancak Sn. Veziroğlu ile ilgisine dair herhangi bir bilgi bulamadık. Zaten olsa dahi, Emeritus (Fahrî) Profesörlüğün ne demek olduğunu ve ekonomik veya politik gerekçelerle Dünya’da her gün dağıtılan binlerce fahrî akademik ünvanın bilimsel alanda hiçbir anlam taşımadığını herkes bilir. (Belki de bu nedenle, Niğde Üniversitesi sitesinde kendisi hakkında verilen biyografik bilgide Prof. ünvanının kullanılmasından özenle kaçınılmıştır.)

Eski Sovyetler Birliği S.S.C.B.’de gerçekten de Kurchatov Madalyası adında 1962 yılından başlayarak her 3 yılda bir verilen bir ödül vardır. Ancak bu 3-yıllık süre 1982’ye isabet etmemektedir. 1980 ve 1983 yıllarında ödül verilen isimlerin arasında ise Sn. Veziroğlu bulunmamaktadır.

Kendisi tarafından düzenlenen siteler haricinde ne “Global Energy Society” isimli bir derneğe, ne de “Energy for Mankind” isimli bir ödüle rastlanamamaktadır. Google Abi’nin cahil kaldığı bu konularda Sayın Profesör bizi aydınlatabilirse seviniriz. Sadece Rusya Federasyonu Başkanı tarafından 2003 yılından beri verilen Global Energy Prize ödülünün verildiği 13 ülke arasında maalesef Türkiye bulunmamaktadır. “Since 2003, the prize has been presented to 39 laureates from 13 countries: Australia, Austria, Canada, Denmark, France, Iceland, Japan, Russia, Sweden, Switzerland, Ukraine, the UK, the USA.”

“Argentinean Academy of Sciences” diye bir şey yoktur. Onun yerine, 1869 yılında kurulan ve üyeleri arasında Charles Darwin, Benjamin Gould, Henri Milne-Edwards gibi saygın bilim adamları ve en son da Arjantin’in Nobel kazanmış bilim adamları Bernardo Houssay ve Luis Leloir’ın bulunduğu “National Academy of Sciences of Argentina” vardır. Üye listesine henüz ulaşamadık, ama onun adını bile tam olarak telâffuz edemeyen Sn. Veziroğlu’nun, bu saygın Akademi’nin üyesi olduğunu pek sanmıyoruz.

Gerçek olduğundan emin olduğumuz tek husus, Sn. Veziroğlu’nun Nobel’e aday gösterilmesidir. Bakü'de 1999 Eylül ayı sonunda düzenlenen Uluslararası Enerji, Çevre, Ekonomi Kongresi'nin kapanış toplantısında Kongre Başkanı Prof. Dr. Fegan Aliyev, hidrojen enerjisini teknoloji ve sanayiye taşıyan Prof. Veziroğlu'nu Nobel ödülüne aday gösterdi. Bu öneri tüm katılımcılar tarafından onaylandı. Bunun üzerine Azerbaycan Cumhuriyeti, devlet olarak Nobel Komitesi'ne Prof. Veziroğlu'nun adaylığını sunma kararı aldı. Ancak, Nobel komitesi (büyük ihtimalle fosil yakıt şirketlerinin etkisinde kalarak!) Sn. Veziroğlu’na herhangi bir ödül vermedi.

11 Ekim 1999 tarihli Hürriyet Gazetesi’ndeki aynı haberde belirtildiğine göre “Nejat Veziroğlu, Dünya Enerji Komitesi tarafından 1990 yılında ‘‘Yeryüzünde İnsanlığa En Yararlı Bilim Adamı’’ ilan edilmesini takiben Rusya'da düzenlenen 7'nci Dünya Hidrojen Enerjisi Konferansı'na şeref başkanı olarak katıldı.” Ancak bütün arama-taramalarımıza rağmen ne Dünya Enerji Komitesi adında bir kuruluşa, ne de "Yeryüzünde İnsanlığa En Yararlı Bilim Adamı" isimli bir ödüle rastlayamadık. Bu konudaki beceriksizliğimiz için okuyuculardan ve Sn. Veziroğlu’dan özür dileriz. Sadece rivayeti kendinden menkul olarak Dünya Hidrojen Enerjisi Konferansı diye bir şey görülebilmektedir. Ancak, Sayın Veziroğlu ve arkadaşları tarafından düzenlendiği epeyce belli olan bir web sitesinde, Uluslararası Hidrojen Enerjisi Derneği ( http://www.iahe.org/ ) isimli bir dernek tarafından belirtildiğine göre bu konferansın 23.üncüsü 5-9 Temmuz 2020 tarihleri arasında Türkiye’de İstanbul’da düzenleneceği bildirilmişse de daha sadece 1 ay önce ülkemizde böyle hayırlı bir konferansın düzenlendiğine veya ertelendiğine dair herhangi bir haber alamamış durumdayız. Bu nedenle, bu konferasnsın 7.ncisinin Rusya’da düzenlendiğinden de, Sn. Veziroğlu’nun şeref başkanı olduğundan da bir türlü emin olamıyoruz.

Son olarak, kendini hâlâ UNIDO-ICHET ile ilgiliymiş gibi gösteren bu sayın profesörün adını sözkonusu kurumların internet sitelerine girdiğinizde hiç göremiyorsunuz.

Peki şu, Miami Üniversitesi hikâyesi nedir? Ama artık yoruldum, onu da bir başka arkadaş araştırsın lütfen…

Meselâ Niğde Üniversitesi, madem araştırmaya bu kadar meraklı, “Temiz Enerji”yi filân araştırmadan önce, Sayın Nejat Veziroğlu’nu iyice bir araştırsa çok iyi eder. Maşallah maden gibi adam, kaz kaz bitmiyor… Hakkında rahatlıkla tuğla kalınlığında bir kitap yazılabilir.

***

2007 Seçimlerinden önce, Prof. Dr. Nejat Veziroğlu bir çağrıda bulundu. 9 siyasi partinin genel başkanlarına birer mektup yollayarak, seçim sonrası kurulacak hükümette, hidrojen konusunun gündeme alınmasını istedi. Ancak çağrısına en ufak bir geri dönüş alamadı. Sayın Veziroğlu acı acı dert yanıyor:

"ABD eski Başkanı Bill Clinton’a mektup gönderirdim ve bir hafta sonra yanıt gelirdi. Ama bizim siyasilerden, önerinize teşekkür ederiz yanıtı dahi gelmedi".

Yuh artık! Bütün dünyanın peşinden koştuğu, Cüneyt Arkın’dan sonra ikinci “Dünyayı Kurtaran Adam” ünvanına sahip olan Büyük Türk, lütfedip bir çağrıda bulunuyor, bizimkiler bir cevap vermeye dahi tenezzül etmiyorlar. Bu kadar nankörlük doğrusu insanın kanını donduruyor…

Bu yüzden herhalde biraz küsmüş ve darılmış olacak ki, Prof. Nejat Veziroğlu bir süre ortadan kayboldu.

Şimdi yavaş yavaş yeniden medyada boy göstermeye başladı. Ama Medya’daki faaliyetlerine ara verdiği bu süre zarfında kendini çok geliştirdiği ve çıtayı epeyce yükselttiği görülüyor. Kendisiyle ilgili yayınlanan en son internet sayfasında diyor ki: 

“Bunun (Hidrojen’in) Türkiye’ye şu faydaları olacak:

Türkiye, kömür, petrol ve doğalgaz ithal etmeyecektir.

Türkiye’de hava kirliliği kalmayacak ve fosil yakıtlı santrallerin insanlara, hayvanlara ve tarıma verdiği zarar ortadan kalkacaktır.

İşsizlik azalacaktır.

Türkiye’nin ihracat geliri ithalat gelirinin üstüne çıkacaktır.

Türk parası değer kaybetmeyecek ve enflasyon olmayacaktır.

Faizler düşecektir.

Türkiye’nin kalkınma hızı artacaktır.”

MAŞALLAH, HİDROJEN DEĞİL, HER DERDE DEVA HÜKÜMET PROGRAMI MÜBAREK!

***

Ayrıca, bu son çıkışında Sn. Veziroğlu lütfederek, daha önce (2000 yılında) kesin tarih olarak verdiği kıyamet gününü 9 yıl daha geri atarak 2039’a almıştır. Bu hususta kendisine çok müteşekkir olduğumuzu belirtmek isteriz.

***

Bu vesileyle, bütün okuyucularımıza madden ve manen sağlıklı, şen ve esenlikli günler dileriz. Aklınıza mukayyet olun efendim…

Önceki ve Sonraki Yazılar