1. YAZARLAR

  2. Adnan GENÇ

  3. Kullandığımız enerji, gezegenimizin geleceği
Adnan GENÇ

Adnan GENÇ

Enerji Günlüğü
Yazarın Tüm Yazıları >

Kullandığımız enerji, gezegenimizin geleceği

Sevgili okuyucular,

Uzun zamandır bu siteye göz atıyorum. Ve ilgimi çeken pek çok haber ve yazıyı bir kenara saklıyorum. Olumlu ya da olumsuz yanlarıyla, en azından bana yararlı oluyor.

Sitenin kurucusu ve baş editörü de çok sevgili ve işine saygısı olan bir gazeteci meslektaşım… Konulan ve okura sunulan haber ve yazılardan daha farklı bir düşünce biçemine sahip olduğumu bile bile, "yazarsan herkes için iyi olacağını düşünüyorum" dedi. 

Ben 44 yıldır yazıyorum zaten ve ilgi alanlarımın sayısı da hayli fazla. Enerji politikaları ve küresel iklim değişikliği üzerine kalem oynatmayı da seviyorum. Öğreniyorum ve yazıyorum. Yazıyorum ve paylaşılmasını sağlıyorum… 

Bugüne dek, epeyce sitede yazılarım yayınlandı. Azınlıklar, İstanbul ve Beyoğlu; Karadeniz ve Hemşin; Gezi ve Tarihle Yüzleşme konularına ilgiliyim ve bilgimi artırmaya çalışarak yazıyorum.

Nasıl ki fosil enerji kaynaklarımız sonsuz değil; benim yazı kaynaklarım da sınırlı aslında. Yani ben de yazılarıma eksen oluşturacak, yeni bilgi kaynakları bulmak zorundayım. Şimdi de biraz öyle olacak… 

Enerji Günlüğü'nde kalem oynatmak için mevcut bilgilerime yaslanacağım elbette. Ancak ilerlemek için bu konularla ilgili yakın dostlarıma danışacağım; ulusal ve uluslararası kimi sitelere bakınacağım. İlgili STK’ların görüşlerine önem ve değer vereceğim; üniversiteleri ve ARGE raporlarını incelemeye çalışacağım.

Vakit ve enerji buldukça röportajlar ve derlemelerle de ilgi çekmeye, okur kazanmaya çalışacağım…  

Enerji Günlüğü için de; elimden geldiğince ‘taraflı’ yazılar yazmaya çalışacağım…

Kendimce, bu işlerin bakılması gereken başka yanlarını vurgulayacağım.

Merak etmeyin, hayırlı bir iş olacak.

Herkese merhabalar…

FORMEL AMA KATILDIĞIM BİR ALINTI…

“Enerji ve ekoloji, insanlığın devamı için birbirinden ayrılmayan iki olgu... Ayrı düşünülmesi insanlığın kendi felaketi… Enerjiye ihtiyacımız var; doğaya, toprağa, suya olduğu gibi. Bu yaşamsal varlıkların aslında birbirlerini de besleyen birer enerji kaynağı olduğunun fark edilmesi, yaşamın sürdürülebilirliği adına ‘Temiz Enerji Devrimi’nin de başlangıcı oldu.”

Böyle diyor bir hocamız… “Ekolojik denge için kaynakların yenilenebilir olması gerekiyor. Enerji sistemlerinin sürdürülebilirliği için de enerji kaynakları yenilenebilir olmalı” diye de, ekliyor... 

FUKUŞİMA’DA OLUP BİTENLE, BİTTİ Mİ?

Biliyorsunuz elbette; Japonya'nın Pasifik kıyısında ve Tokyo'ya yaklaşık 300 kilometre uzaklıktaki Fukuşima'da Mart 2011'de 9.0 şiddetinde deprem ve sonrasındaki tsunami nedeniyle santralde elektrik kesilmiş, sürekli soğutulması gereken reaktör aşırı ısınıp erimişti.

Fukuşima faciasının 7. yıldönümünde anma toplantıları yapıldı Mart ayının ilk günlerinde... Fukuşima Nükleer Santrali Kazası, 2011’de Tōhoku depremi ve tsunamisi sonrasında, 11 Mart’ta başlayan ve halen süren, Fukuşima Nükleer Santrali’nin atmosfere radyoaktif maddeler salmasına neden oldu. Kayıt düşmekte fayda var…

Uzmanlar, Fukuşima'daki radyasyon etkisinin 100 yıl daha silinmeyeceğini söylüyor. Büyük felaketlerle başa çıkma konusunda en hazırlıklı ülkelerden biri olarak bilinen Japonya’nın bile, büyük bir nükleer felaket karşısında yetersiz kaldığı ortaya çıktı. Acil durum ve tahliye planları, insanları radyasyondan korumaya yetmedi. 

Değerli hocamız, bir makalesinde bunca bilgiye ek olarak; ülkemizi de ilgilendiren yanlarıyla şöyle diyor: “Bu bilgileri neden hatırlattığımı anlamışsınızdır. Şu an Mersin Akkuyu ve Sinop İnceburun’da nükleer santrallerin kurulması yönünde harekete geçildi. Dünyanın vazgeçtiği bir enerji üretme yöntemi olan nükleer santraller, taşıdıkları ölümcül riskler; kurulum ve yaşam boyu süren yüksek işletme maliyetleri nedeniyle artık yapılmıyor. Türkiye dışında… Var olanları kapatmak da oldukça maliyetli olması nedeniyle kapatılamıyor. Örneğin; ABD’deki Maine-Yankee reaktörünün kuruluş maliyeti 280 milyon Dolar iken, sökülüp bertaraf edilmesinin maliyeti 2 milyar Dolar.”

Bir yazı daha ne kadar taraflı olabilir… Ama merak etmeyiniz; gazeteciliğin özünün nesnel bilgileri, kendi öznel tarih ve talihimizin süzgecinden geçirmek olduğunu biliriz.

Kim, ne diyor bakacağız elbette…  

Zamanla... 

Merhaba... 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar