1. YAZARLAR

  2. Haluk DİRESKENELİ

  3. Santral kurarken ucuz fiyat iyi fiyat değildir - Haluk DİRESKENELİ
Haluk DİRESKENELİ

Haluk DİRESKENELİ

Yazarın Tüm Yazıları >

Santral kurarken ucuz fiyat iyi fiyat değildir - Haluk DİRESKENELİ

HALUK DİRESKENELİ 

Bundan yıllar yıllar önceydi. Batı Anadolu’da bir maden sahasında üretilen kömür, sahanın yanına kurulmuş tesiste öğütülüyor, taş topraktan arındırılıyor, saflaştırılıyordu. 

İşletmeciler, bir kademe daha ileriye gidip, daha fazla saflaştırma yapmak, ürününün kalitesini ve fiyatını artırabilmek istedi. Bu iş için gerekli teknolojiyi satın aldı, getirdi. 

Yeni teknoloji yüksek basınçta saatte 55 ton buhar üretecek buhar kazanı istiyordu. İhale açtılar. Biz de ihaleye katıldık. Bir tanınmış Amerikan buhar kazanı şirketinin lisansı ile verdiğimiz teklif işi aldı. 

Yüksek basınçlı buhar ihtiyacı özel alaşımlı paslanmaz çelik boru gerektiriyordu. Boruları yurtdışından aldık. Kazan büyüktü. Fabrikada parça parça çelik ve boru duvarı kızdırıcı dom imalatı yaptık. Sonra kamyonlarla yerine taşıdık. 

Sahada uzun süren bir montaj yaptık. İş bitti, buhar kazanı ortaya çıktı, basınç testlerini, deneme çalışmasını yaptık. Kesin kabul yapıldı, iş bitirme belgemizi, son ödemeyi, teminat mektubumuzu aldık, ayrıldık. 

Sonra gün geldi bizim Amerikalı şirket ile yaptığımız lisans anlaşması bitti. Ekonomik kriz yaşandı, şirketimiz küçüldü, kapandı, fabrika satıldı. Rakiplerimiz de kayboldu. 

Aradan zaman geçti, maden işletmesi sahada madenin yanında yeni bir tesis yapmaya karar verdi. Komple endüstriyel tesis işini bu defa yerli bir inşaat müteahhiti firma aldı. 

İhale kapsamında saatte 160 ton buhar üretecek buhar kazanı ihtiyacı vardı. Ana müteahhit firma piyasada bu işi yapabilecek endüstriyel tesis kuran ihtisas sahibi firma aradı. Az sayıda kalan firmalardan birini buldu, sözleşme imzalandı. 

Özel ihtisas sahibi firma yabancı bir firma bulacak, ondan alacağı lisans, proje tasarım ve özel imalat ile buhar kazanını yapıp teslim edecekti. Firma bir Çinli buhar kazanı firması buldu. Çinliler geldiler, yeri gördüler, bizim eski buhar kazanının teknik ana resimlerini aldılar, gittiler. Sonra beraber çok uygun fiyatlı fiyat verdiler. 

Yeni teknik resimler geldi. Basınçsız çelik aksam burada imal edildi, basınçlı aksam buhar boruları, dom, emniyet valfleri, enstrümantasyon Çin’den gönderildi. Süpervizör yönetiminde yerli firmalar saha inşaat ve montajını yaptılar bitirdiler. 

İş, soğuk ve sıcak basınç testine ve deneme çalıştırmasına geldi. Kazan fueloil besleme ile yakıldı çalıştırıldı, sıcaklık ve basınç zaman içinde yavaş yavaş artırıldı, saatte 160 ton tam yüke gelirken, buhar kazanının buhar boruları birer ikişer patlamaya başladı. Kazan hemen durduruldu. İş karıştı, herkes birbirini suçlamaya başladı. 

Çinli firma kaçtı gitti, kayboldu. Zaten tasarım ve malzeme parasını önceden almıştı. Yerli iki firma, ana müteahhit inşaat firması ile endüstriyel tesis yapan alt taşeron firma mahkemelik oldular. 

Tesis yerinde öyle çalışamaz halde kaldı. Konu yazarınıza geldi, gayri resmi olarak durumu incelemem istendi. Ne oldu? Niye oldu? Resimleri inceledim. Çinli firma yer görme sırasında bizim ilk yaptığımız Amerikan lisanslı buhar kazanının resimlerini almış, buhar kazanı hacmini, kızdırıcılarını, fuel-oil yakıcılarını üç misli artırmış, aynı görüntüde yeni resimler çizip detaylandırmış. Diğer ekipmanları kurum üfleyicileri, pompaları fanları benzer şekilde büyütmüş. 

Ellerinde bir referans olmadan tesisi devreye sokmuş. Ancak atladıkları bir konu var. Biz genel görünüş resimlerine, buhar kazanı boru kalitesini ve ebatlarını yazmamıştık. Detay resimlerinde vardı ama vermemiştik. Çinliler özel alaşımlı kalın çelik çekme boru yerine, basit çelik boru kullanmışlardı ve borular tam yükte patır patır patlamıştı. 

Sonunda yerli firmalar kendi aralarında uzlaştılar, borular yenilendi, testler yapıldı, çalıştı, teslim edildi. Bu arada çok zaman ve para kaybedildi. Her iki firma parasal zorluğa girdiler ve kapandılar. 

Piyasa tecrübeli iki firmayı kaybetti. 

Aynı durum bugün büyük termik santrallerde var. Şimdilik gidiyor ama nereye kadar?

Haluk DİRESKENELİ / Enerji Günlüğü - İstanbul / 17 Şubat 2019

Önceki ve Sonraki Yazılar