1. YAZARLAR

  2. Hüseyin ORTAK

  3. Yenilenebilir enerjide neler oluyor?
Hüseyin ORTAK

Hüseyin ORTAK

Köşe Yazarı
Yazarın Tüm Yazıları >

Yenilenebilir enerjide neler oluyor?

İşlerimin yoğunluğu nedeniyle yaklaşık bir aydır Enerji Günlüğü’ne yazı yazamadım. Aslına bakarsanız geçen ay yaşadığımız maden faciasından dolayı da elim yazmaya gitmedi.

İçinde bulunduğumuz zaman diliminde ve çağda grizu nedeniyle can kayıplarının yaşanmasını şaşkınlıkla karşılıyorum. Yerli kömür ve madenciliğimiz ile ilgili yazı hakkımı mahkeme süreçleri açığa çıkana kadar saklı tutuyorum.

Fosil yakıt fiyatlarında kriz hız kesmeden sürerken ve dünya ürettiği kirlilik nedeniyle kapatılan kömür santrallerini yeniden devreye alırken, bir başka deyişle insan kaynaklı küresel iklim değişikliği sorunu gündemlerde eski yerini kaybederken, geçtiğimiz günlerde Mısır’da Cop27 BM İklim Konferansı yapıldı.

Cop27’deki ilginç gelişmelerden biri de Avrupa Komisyonu Başkanı tarafından açıklanan Kazakistan’la AB arasında imzalanan yenilenebilir hidrojen ithalatına yönelik anlaşmaydı.

AB komisyon başkanı bu anlaşmayı Mısır ve Namibya ile imzalanacak aynı eksenli anlaşmaların takip edeceğini duyurdu.

İç içe yaşanan enerji krizi ve Rusya NATO gerginliğinin ardından Avrupa’da başlayan yeni enerji tedarik mimarisi arayışlarının uzak vadeli hedefler olmadığını göstermesi açısından bu açıklamaların önemsenmesi ve dikkatle izlenmesi gerektiğini düşünenlerdenim.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının tespiti açısından anlaşmaları takip ettiğimizde Orta Asya ve Afrika coğrafyalarının ön plana çıktığını rahatlıkla görebiliyoruz. Gerek yeraltı maden kaynakları gerekse hidrojen üretimi açısından önümüzdeki dönemlerde bu iki bölge daha çok konuşulacaktır.

Yenilenebilir enerji ve yeşil dönüşüm adı verilen sanayi dönüşümü, sanayi devriminden bu yana yaşanan en köklü değişim olmaya adayken bu dönüşümün finansmanı da çözümlenmesi gereken bir sorun olarak gündemdeki yerini koruyor.

Zira bildiğiniz gibi bu dönüşümün ülke ekonomilerine ilk etkisi GSYH’yi birkaç puan da olsa düşürmesi yönünde. İktisadi faaliyetlerdeki bu tip düşüşler konvansiyonel bankaları tedirgin edeceği ve kredi süreçlerini zora sokacağı için konuya daha uzun vadede bakan finansal kurumlara ve onların desteğine ihtiyaç vardır. Konvansiyonel bankacılık veya teknik adıyla söylersek ticari bankalar, mevduat müşterilerinin ihtiyatlı davranma, büyük risklerden kaçınma yönündeki davranış modellerine uymaya mecburdur. Bu nedenle ilk ekonomik etkisi küçülme olacak bir değişime kolaylıkla katılmaları beklenmemeli.

Ticari bankacılığın taşıdığı bu yapısal özellik sebebiyle, kârı ve faydası uzun vadede ortaya çıkacak bu değişime destek vermesi zor. Ticari bankalardan doğacak boşluk uzun vadeli değerlendirme yapan ve kredi verebilen kamusal özellik gösteren finansal kuruluşlar tarafından doldurulmak zorunda. Yeşil dönüşümün ve yenilenebilir enerjinin finansmanında kamu kaynaklarının kullanılması bu nedenlerle büyük önem arz ediyor. Bu durum Cop 27’nin önemli gündem konularından birisiydi. Küresel karbon emisyonunun yüzde 4’ünden daha azını üreten, buna mukabil, orantısız iklim etkilerine maruz kalan yoksul ülkelerin temiz enerjiye geçişinin bu bağlamda desteklenmesi gerektiği kaydedildi.

Konuyu sadece yoksul ülkelerle sınırlandırmamak lazım. Gelişmekte olan ülkelerin de bu destek sürecine dahil edilmesi son derece önemli. Zira Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında yoksul ve gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğinin ürettiği hasarları telafi ve uyum sağlama maliyetlerine gelişmiş ülkelerin destek olması hükme bağlanmış durumda.

Bu toplantılarda destek rakamları konuşuluyor, destek rakamları arttırılıyor ama bu desteğin nasıl bir prosedüre bağlanacağı, bu prosedürlerin hangi kurumlar tarafından üretileceği ve ne tür finansal organizasyonlarla ülkelere ve şirketlere aktarılacağı kamuoyu tarafından merakla beklenen konular.

Dünya ve Türkiye’nin enerji gündemindeki değişiklikler buna izin verirse Yeşil Dönüşüm ve yenilenebilir enerji kaynaklarının finansmanının hangi kurumlar aracılığıyla ve ne şekilde yapılacağı, önümüzdeki günlerin ana konu başlıkları arasında yer alacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar