1. YAZARLAR

  2. Osman TÜRKMEN

  3. Atık lastikler ve YEKDEM hakkında
Osman TÜRKMEN

Osman TÜRKMEN

Yazarın Tüm Yazıları >

Atık lastikler ve YEKDEM hakkında

Değerli okuyucular, uzunca bir aradan sonra Enerji Günlüğü’nde yeniden karşınızdayız. Şimdi izninizle eski bir konudaki yeni bir uygulamayı ele alacağız.

29 Ocak 2021 gün ve 3453 Sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle atık lastikler de (veya Ömrünü Tüketmiş Lastikler – ÖTL) yenilenebilir enerji kaynakları arasında kabul edilen biyokütle kavramının kapsamına girmiş durumda. Bu son düzenlemenin dayanağı ise 25 Kasım 2020 gün ve 7257 Sayılı Yenilenebilir Enerji Yasasında Değişiklik Yapan Yasa gereğince çıkarılan kanun.

Yeni düzenlemeye göre, biyokütle kabul edilen atık lastiklerden üretilen elektriğe Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında kilovatsaat başına 32 kuruş destekleme alımı fiyatı ödenecek. Bu uygulama 1 Temmuz 2021 tarihi itibariyle devreye girecek ve 31 Aralık 2025 tarihine kadar kabul alıp ticari elektrik üretimine geçen tesisler için geçerli olacak. Söz konusu santrallerin elektriği, işletmede kalacağı ilk 10 yıl boyunca bu destekleme alım fiyatından satın alınacak.

Peki her lastik bu kapsama giriyor mu? Her atık lastik işleyen tesis uygulama kapsamında mı?

Bu sorulara cevap vermek için izninizle biraz ayrıntıya gidelim. Ama önce başa dönüp, bu atık ya da ömrünü tamamlamış lastik kavramının ne anlama geldiğini ele alalım.

YEKDEM kapsamında biyokütle santrali statüsünde desteklenecek tesislerin ana girdisi kabul edilen atık lastikler, lastik üreticilerinin kurduğu LASDER tarafından şöyle tanımlanıyor:

“Araç altındaki faydalı ömrünü tamamladığı belirlenerek araçtan sökülen orijinal veya kaplanmış, bir daha araç üzerinde kullanılamayacak durumda olan lastiklere “Ömrünü Tamamlamış Lastik (ÖTL)” denir.” (http://www.lasder.org.tr/otl/)

Yine LASDER’den alınan bilgilere göre, Türkiye’de yılda 300.000.-ton ÖTL çıkıyor. ÖTL toplamak isteyen firmalar lisanslarını aldıktan sonra LASDER’e kayıt oluyor ve kendilerine bölgeler tahsis ediliyor. Bu konuda 2021 yılı için lisanslı firmalar belirlenmiş durumda. (http://www.lasder.org.tr/yuklenici-firmalar/)

LASDER, Ömrünü tamamlamış lastik taleplerini aldığı isteklilere toplanabilecek tonaj üzerinden tahsisler yapıyor. Örneğin firma bir bölgede yılda 30.000 ton talep etmesine rağmen, bu firmaya ancak yıllık 8.000 tonluk lastik toplama hakkı verilebiliyor.

LASDER, her yıl için standart bir ÖTL fiyatı belirliyor. Örneğin 2021 yılı için Iğdır bölgesinde adrese teslim fiyat 290.-TL/ton olarak belirlenmiş durumda.

DIŞARIDAN ATIK LASTİK GETİRMEK MÜMKÜN MÜ?

Mevcut mevzuata göre yurtdışından ÖTL ithalatı yasak. Ancak, sadece çimento fabrikalarına ve granül formunda özel izinle ithalat izni veriliyor.

Başta da belirttiğimiz gibi, “yenilenebilir” enerji kaynağı kabul edilen ÖTL’den üretilen elektrik çöp gazı ile birlikte rüzgar enerji santralleri ve güneş enerji santralleri ile bir tutularak 32 Krş/kWh fiyat belirlenmiş durumda. Biyokütle santralleri için bu değer halen kilovatsaat başına 13.3 dolar/cent olarak uygulanıyor. Mevcut destekleme alım fiyatı 30 Haziran 2021 tarihine kadar geçerli.

LASTİKTEN NE KADAR ELEKTRİK ÇIKAR?

Standart bir ÖTL’den elektrik üretme tesisi için optimum miktar ortalama 30.000 ton/yıl olarak hesaplanabilir. Yapılan hesaplamalara göre böyle bir tesisin elektrik üretim gücünün yaklaşık 10 MWe düzeyinde olması beklenir. Tonaj kurulu güç dengesinin belirlenmesinde en önemli unsur kullanılacak teknoloji. Yani kurulu güç hem hammadde, hem de kullanılacak teknoloji ile ciddi miktarda artıp/eksilebilir.

ÖTL’DEN ELEKTRİK İÇİN ÜÇ FARKLI TEKNOLOJİ

Peki en iyisi hangi teknolojidir? En iyisi bu soruya doğrudan cevap vermek yerine bunların hangileri olduğunu anlatmak. Bu konuda üç değişik teknoloji/uygulamadan söz ediliyor.

(http://www.lasder.org.tr/otl-nasil-degerlendirilir/):

1 - Granülasyon ve lastik/plastik hammadde elde edilmesi:

Lastikler önce tellerinden ayrılıyor. Kalan lastik/plastik malzeme granüle edilerek (boyutu 2-3 cm çapına indirgenerek) satılıyor. Bunlar çocuk parkı, çocuk bahçesi, tartan pist, yürüyüş yolu, iş makinaları dengeleme ağırlığı (dummy) vb. başta olmak üzere çok çeşitli alanlarda kullanılıyor. Ayrılan teller, hurda olarak satılıyor. Bu konuda bir örnek linkte verilmiştir.

(https://eldan-recycling.com/tr/lastik-ötl-geri-dönüşümü)

2 - Piroliz:

Piroliz teknolojisi, esas olarak herhangi bir hidrokarbonun (karbon içeren hammaddenin), oksijen olmayan bir ortamda enerji uygulanarak moleküler kırılmaya tabi tutulmasıyla gerçekleştirilen pozitif bir döngüdür.

Buna göre, hammadde oksijen olmayan bir ortamda enerjiye maruz bırakılır. Oksijen olmayan bir ortamda yanma da olamayacağı için, molekülleri birbirine bağlayan bağlar kırılır.

Kırılan bu bağlar esas olarak C, H ve N asal gazlarından oluşmaktadır.

C, en kolay CO2 oluşturmaya çalışır. Ancak ortamdan çok az oksijen kaparak CO oluşturabilir ve bir sonraki ortama geçer.

H, H2O oluşturmaya çalışır. Ancak bunu yapamadığından (izin verilmediğinden), elementer H2 olarak bir sonraki ortama geçer.

N, oksitlerini oluşturmaya çalışır; NxO, NOx v.b. gibi... Bunu yapamadığı için de, elementer olarak, yani N olarak bir sonraki ortama geçer.

Piroliz teknolojisinde üç tür ürün çıkıyor.

Bunlardan biri Syngaz’dır. Piroliz işlemiyle CO+H2+N gazlarından oluşan bir gaz ortaya çıkar. Buna Syngaz diyoruz. Bu gaz doğalgazdan daha temiz ancak doğalgazın üçte biri düzeyinde bir kalorifik değere sahiptir.

Piroliz işleminin ikinci çıktısı, pirolitik yağdır. Yapı olarak tehlikeli atık kabul edilen, ham petrole yakın kalorifik değeri olan bir sıvı hammaddedir bu. Maalesef aynı yağ, çevre düşmanı “10 numara yağ” üretiminde de kullanılır.

Pirolizin üçüncü önemli çıktısı ise karbon siyahıdır. Aslında “biochar” olarak tabir edilen ve gazlaştırılamayan inert maddelerden oluşan bir hammaddedir bu. Sanayide değişik yerlerde kullanılabilmektedir.

Piroliz ürünleri ayrı ayrı değerlendirilebileceği gibi, tümü birden enerjiye (elektrik gibi) dönüştürülebilir.

Bu konuda da iki ayrı uygulama vardır.

Birincisi syngaz ve pirolitik yağ IC (içten yanmalı) motorlarda kullanılarak elektrik üretilir ve karbon siyahı da piyasaya satılır.

İkinci seçenekte piroliz çıktılarının tümü bir oxidizer (oksijenli yanma) odacığında yakılarak ısıya dönüştürülür. Burada üretilen ısı bir atık ısı kazanında buhara dönüştürülür. Buhar da bir buhar türbinine beslenerek elektrik üretilir. Oxidizerdan çıkan artık ise yapılan analiz sonucunda faydalı mineralleri varsa (ki vardır) kimya sektörüne satılır.

Bu teknoloji ile çalışan bir tesis linki verilmiştir.

(https://www.dailymotion.com/video/x75gb8v)

3 - Yakma:

Yakma ile hammadde ısıya dönüştürülür. Ortaya çıkan ısıyla buhar elde edilir. Buharla da bir buhar türbini yardımıyla elektrik üretilir.

Bu teknolojide ana sıkıntı emisyonlardır. Baca gazında o kadar çok kirletici bileşen vardır ki, baca gazı temizleme sistemleri, hem kurulum, hem de işletmede inanılmaz yüksek maliyetlere neden olurlar.

Bu nedenle de pek tercih edilmez.

Tesis fizibilitelerinde üç tür maliyet hesaplanır:

a) CAPEX: Yatırım maliyeti; 50 ton/gün kapasiteli bir piroliz tesis için (3.75 MWe kurulu gücünde) 1.5 ila 2 M$/MW,

b) OPEX : İşletme maliyeti ile geri dönüş zamanı 3.5-4 yıl gibi hesaplanıyor.

c) ENVIREX: Bu, çevre maliyetidir. Bu teknolojilerde en önemli husus, tesisin çevre maliyetidir.

Değerli okuyucular, yukarıda anlattıklarımızın, bu konuyla ilgili tartışmalara bir zemin oluşturmasını arzu ediyoruz. Yani konuyu tartışmayı sürdüreceğiz. Sizleri de eleştiri ve önerilerinizle bu tartışmayı zenginleşmeye davet etmek istiyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar