1. YAZARLAR

  2. Ali Rıza ÖNER

  3. Biyokütle santrali kurmak ne kadar fizibıl? - Ali Rıza ÖNER
Ali Rıza ÖNER

Ali Rıza ÖNER

Yazarın Tüm Yazıları >

Biyokütle santrali kurmak ne kadar fizibıl? - Ali Rıza ÖNER

ALİ RIZA ÖNER 

Değerli okuyucular, bu yazımıza bir soruyla başlamak istiyorum. 

Atık bertarafı yapılmazsa neler olur? 

Geri kalmış ülkelerde kullanılan atık bertaraf yöntemi, daha çok vahşi depolama olarak adlandırılan yöntemdir. Atıklar herhangi bir hazırlık ya da düzenleme yapılmadan, gelişi güzel ve kontrolsüz biçimde toprak üzerine depolanmakta, bu da beraberinde birçok çevre sorununu getirmektedir. 

Karışık toplanan evsel atıkların biyobozunur (mutfak atıkları ve bahçe bitkileri) özelliktekiler doğaya zarar verir. Çünkü düzensiz bir şekilde toplanan bu evsel atıklar, bir süre sonra doğal bozunma sürecinde bakteri üretir ve metan gazı ortaya çıkar. Bu oluşumlar nedeniyle yeraltındaki ve üstündeki pek çok doğal kaynak kirleneceği için halk sağlığını etkileyen ve bulaşıcı özelliğe sahip birçok hastalık ( kolera, sıtma, hepatit vb.) ortaya çıkmaya başlar. 

Atık bertarafı konusuna tarihsel süreçte baktığımızda, kullanılan yöntemlerin geri kalmış ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru farklılıklar gösterdiğini görürüz. Önce vahşi depolama alanlarında evsel atıklar doğaya bırakılmış, sonra bu sahalar rehabilite edilerek düzenli depolama alanlarına dönüştürülmüştür. Daha sonra, buralardaki deponi gazı alınarak patlama riskinin önüne geçilmiş ve LFG gazından elektrik üretilmiştir. Bu aynı zamanda karbon gazları salımını da azaltmış ve böylece evsel atıkların doğaya zararları daha düşük seviyelere indirilmiştir. 

Gelişmekte olan ülkelerde daha çok entegre tesisler yapılıyor. Sisteme dahil edilen atıklar önce ayrıştırılıyor ve biyobozunur kısmı alınıyor. Daha sonra geri dönüştürülebilen atıklar ayrıştırılıyor. Atığın biyobozunur kısmı anaerobik koşullarda ve 55 derece sıcaklık altında termofolik bakteriler yardımıyla üç haftada fermente edilip, metan gazı üretiliyor. Böylece, entegre sisteme dahil edilen atık dezenfekte olurken doğaya zararı da engelleniyor. Fermantasyon sürecinden sonra, kalan ürünlerden istenirse kompost (gübre) yapılabiliyor ya da düzenli depolama alanlarında bertarafı sağlanabiliyor.

Modern ve gelişmiş ülkelerde ise değişik tipte yakma tesislerinde atıklar yakılarak elektrik ve atık ısı üretiliyor. Yakma sonrası ortaya çıkan kül ise çimento hammaddesi olarak kullanılıyor. 

GELİŞMİŞ ÜLKELERDE KATI ATIK BERTARAFI

Öncelikle şunu söylemekte fayda var ki, bu tesisleri yapmak ve işletmek oldukça maliyetli bir iştir. Uluslararası Katı Atık Üreticileri Birliği’nin verilerine göre;

İngiltere yakma için ton başına 148 USD, düzenli depolama için 153 USD para ödüyor. 

İsveç ise yakma için ton başına 84 USD, düzenli depolama için 193 USD’ı gözden çıkarıyor. 

ABD’de yakma için ton başına ödenen tutar 68 USD. Düzenli depolama için ödenen rakam ise 44 USD seviyesinde.

Bertaraf karşılığında belediyeler özel sektör yatırımcısına bu bertaraf bedelini ödüyor, yatırımcı ise bu bedel karşılığında yakma tesisi kurarak elektrik ve ısı üretiyor (CHP). Bu tip projeler özellikle İskandinav ülkelerinde çok popüler. Bu tesisler şehirler merkezlerinde kuruluyor. Bunun nedeni, üretilecek ısının daha düşük maliyetle transferini sağlayabilme kaygısı. 

TÜRKİYE’DE ATIK BERTARAFI NASIL YAPILIYOR 

Ülkemizde katı atık bertarafı ve elektrik üretimi, YEKDEM mekanizması sayesinde yatırım yapılabilir iş modeli haline geldi. Bu mekanizma kapsamında üretilen elektriğe kilovatsaat (kWh) başına 13,3 cent/USD alım garantisi sunuluyor. Diğer ülkelerdeki rakamlarla karşılaştırdığımız zaman belki elma ile elma karşılaştırması yok gibi gözükse de, Türkiye’de atık bertarafına ödenen bedel, 1 ton çöpten ne kadar elektrik üretildiğine bağlıdır. Özellikle termal proseslerde (yakma-gazlaştırma) kalorifik değeri, nem oranı, tabii ki çöp miktarı çok önemlidir. Çünkü bunlar yatırımın fizibilitesini doğrudan etkiler. Yani aslında Türkiye’deki atık bertarafı projlerinden üretilen elektriğe verilen destek tutarı, yukarıda bahsi geçen ülkelerin maliyetlerinden çok daha azına tekabül ediyor. 

SÜRDÜRÜLEBİLİR VE FİZİBIL BİR KATI ATIK YÖNETİMİ İÇİN...  

Biz yaşadığımız sürece yiyecek, içecek, alışveriş yapacak ve sonuçta atık üreteceğiz. Bu döngü dünya var oldukça devam edecek. O halde yaşadığımız dünyaya karşı sorumluluklarımız var. Bunları derhal yerine getirmeli ve yaşam döngüsünü sürdürmeliyiz. 

Öyleyse nerden başlamalı? Öncelikle çöplerimizi evde ayrıştırmayla başlamalıyız ki bu bir eğitim meselesidir, uzun soluklu bir iştir. Bugün ne yapabiliriz sorusuna gelirsek, öncelikle tüm depolama sahaları düzenli depolamaya geçmeli. Üç aşamalı entegre tesisler inşa edilmeli. Karışık toplanan çöpler içerisindeki geri dönüşüme gidecek ürünler için ön ayrıştırma tesisi kurulmalı. Devamında, ayrıştırılan organik çöpleri fermente ederek içerisindeki gazı alacak üniteler yer almalı. Gazı alınan organik çöplerden arta kalan kompostu da kullanacağız. Bunlar özellikle belediyelere ait park ve bahçelerde kullanılabilir. Çöpün diğer kısmı için yakma tesisleri kurulur ve geriye sadece kül kalır ki bunu da yol kenarına konulan yol kenarı bariyer ve bordür yapımında kullanarak “Sıfır Atık” hedefine ulaşılabilir. 

ENERJİ BAKANLIĞI VE BELEDİYELERE DÜŞEN GÖREV

Bu nihayetinde bir bilinç eğitim projesi olmakla beraber, Enerji Bakanlığı, elektrik üretimi üzerinden atık bertaraf tesislerine destek sunmayı sürdürmeli. 2020 yılında sona ereceği duyurulan YEKDEM, başka bir model ve isimle de olsa devam etmeli. 

Türkiye’de kurulacak bu tip tesislere, dünyada bu işi yapan diğer ülkelerin verdiği elektrik alım fiyatı verilmeli. Eğer verilecek rakam, projelerin fizibıl olmasını sağlamaya yetmezse, Belediyeler ek bertaraf bedeli vererek bu tesislerin yapılmasını teşvik etmeli. Çünkü belediyeler bu bedel için devletten halen bir ödenek alıyor. Böylece çağdaş bir ülke ve yaşanılabilir şehirler ortaya çıkarmanın kriterlerinden birini sağlamış oluruz. Sırf arazi için ayrılacak kaynak bile çok değerli. Özellikle büyükşehirlerde, 1.000 Ton/gün üzerinde karışık çöp toplanan şehirlerde bu tesisler mutlaka kurulmalı.

Yazımıza TV programlarında da dile getirdiğim bir slogan sonla verelim: Sıfır atık, sıfır yaşta başlar! 

Ali Rıza ÖNER 

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar