1. YAZARLAR

  2. Hasan YİĞİT

  3. Güneşte bayilikten öteye geçmek için...
Hasan YİĞİT

Hasan YİĞİT

Yazarın Tüm Yazıları >

Güneşte bayilikten öteye geçmek için...

Geçtiğimiz günlerde bir gazetede 18 yaşlarında Antakya`dan İngiltere’ye, oradan da Amerika Birleşik Devletleri`ne giden Melih Abdulhayoğlu`nun hikayesi anlatılıyordu. Haberde yer alan Abdulhayoğlu`nun bir cümlesi beni bu yazıyı yazmaya yöneltti.

Peki neydi o cümle, bir bakalım:
"Türkiye’de temel sorun özgüven eksikliği. (Google yapar, Microsoft yapar, biz yapamayız), mantık bu. Ben Türkiye`ye Bayi AŞ diyorum. Birileri yapsın, biz alıp satarız diye bakıyoruz."

İşte bu yazıyı ihtiyaç haline getiren de buradaki son cümle, "Birileri yapsın, biz alıp satarız diye bakıyoruz" oldu.

Sevgili dostlar, şahsen ben, Türkiye`deki güneş paneli üretim yatırımı yapanlara bazıları gibi sadece "montajcı" gözüyle bakmıyorum.

Biz bu alandaki yerli yatırımlara, bu yatırımları yapan şirketlere destek vermezsek Melih Abdulhayoğlu`nun dediği gibi Türkiye, güneş enerjisi sektöründe Uzakdoğu şirketlerinin bayisi olmaktan öteye geçemeyecek.

Yerli sermaye ile yatırım yapıp üretici olmak isteyen şirketlerimizi "montajcı" diye küçümseyenlerin mantığıyla bakarsak, Uzakdoğulu şirketlerin çoğu da zaten montajcı.

Yani "Uzakdoğulu üretim yapar, benim ülkemin şirketi yapamaz", bu nasıl mantık? Bazılarının küçümseyici bir ifadeyle "montajcı" dediği yerli üreticiler, yaptıkları işlerle ülke ekonomisine fayda sağlamıyor mu? İstihdam yaratmıyor mu?

Bu durumdaki üreticilerin bir şekilde desteklenmesi gerekiyor. Bırakın bunu yapmayı, bazılarının yerli üretimin desteklenmesi yönündeki önerileri "solar sektörüne ihanet", bu önerileri getirenleri de hain ilan etmek doğru mu?

Bu milli üreticilerimizin bazıları Türkiye`deki tesislerinden çıkan "montaj" ürünleri ihraç etmiyor mu? Türkiye ekonomisine katkı sağlamış olmuyor mu?

Başka bir soru: Peki siz, hangi Uzakdoğulu güneş panel üreticisiyle Türkiye kanunlarına göre resmen muhatapsınız?

Burada iki yabancı sermayeli şirketi ayrı tutmak istiyorum. Bunlardan biri, Türkiye`de üretim tesisi kurarak elini taşın altına koyan bir üretici: CSUN. Kendilerini canı gönülden kutlamak istiyorum.

Diğer olumlu örnek de Türkiye`de şirket kurup, satış faturalarını buradaki şirketi üzerinden yapan Alman solar sistemleri üreticisi Axitec... Türkiye Genel Müdürü Atalay Yazgan nezdinde onları da tebrik ediyorum.

Şimdi diyeceksiniz ki, bu da nereden çıktı?

Bu iki şirketin dışında hangi yabancı üretici Türk Ticaret Kanunları`na göre panellerini satarken fatura düzenleyebiliyor, bunu kendimize sorduk mu? Belki bilmediğim 1-2 tane üretici daha çıkabilir, hepsi bu kadar.

Avrupa`daki tüketicilerin Uzakdoğu`daki üreticilerle muhatap bulamamaktan dolayı çok şikâyetleri var. Bazı Uzakdoğulu üreticilerin Avrupa`dan gelen şikayetleri işleme bile almadıklarına dair şikayetler duyuyoruz, haberler okuyoruz.

İki yıllık kurulum garanti süresi sonrası EPC firmaları aradan çekildiği için hukuken panel üreticileriyle santral yatırımcısı doğrudan muhatap haline gleiyor. İnşallah işletme süresinin ilerleyen dönemlerinde bir sorun çıkmaz. Yoksa yatırımcıların şimdiden Uzakdoğu yolculuklarını planlamaya başlamalarında fayda var.

Yabancı üreticiler Türk Ticaret Kanunu`na göre yerli üreticiler (yukarıda belirttiğim 2 yabancı sermayeli şirketler) gibi tüzel Kişilik kursalar GES işletmecilerini hukuki anlamda rahatlatmaz mıydı? Mahkeme yeri Türkiye olmaz mıydı?

Bunun için “Gözetim Belgesi” ağır bir uygulama olsa bile, Türkiye’nin uzak doğu şirketlerin Bayi AŞ`si olmamak için güzel bir adım olarak görüyorum. Bana göre devlet, panel ithalatında "Gözetim Belgesi" şartı uygulamasıyla Uzakdoğulu üreticilere, "Biz senin Bayin olmak istemiyoruz" demek istiyor.

Son Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş ne demişti, onu da bir hatırlayalım. "Yatırımın teşvik edilmesi, üretimin teşvik edilmesi ve ihracatın teşvik edilmesinin esas alındığı bir anlayışla bu bütçe hazırlanmıştır. Bu bütçenin temel hedeflerinden birisi de aynı zamanda Türkiye`de istikrarlı büyümeyi gerçekleştirme hedefidir."

Bu da gösteriyor ki, devlet Türk üreticilerini korumak adına bir mekanizma ortaya koymaya kararlı. Yakın gelecekte Türkiye`de de güneş panellerine ABD, Avrupa ve Kanada`da olduğu gibi anti-damping uygulanmaya başlanırsa şaşmam.

Yazımı bu sefer bir dilekle bitirmek istiyorum: Anti-damping gelsin veya gelmesin, ülkemiz için hangisi en hayırlısı neyse o olsun...

...

Önceki ve Sonraki Yazılar