1. YAZARLAR

  2. Dr. Nejat TAMZOK

  3. Dünyada yeşil enerji ajanları kol geziyor!
Dr. Nejat TAMZOK

Dr. Nejat TAMZOK

Yazarın Tüm Yazıları >

Dünyada yeşil enerji ajanları kol geziyor!

Richard Moore’u hatırlarsınız; 2012 ile 2018 yılları arasında Birleşik Krallık’ın Türkiye Büyükelçiliğini yapmıştı. Çok iyi derecede Türkçe biliyordu ve aynı zamanda fanatik bir Beşiktaş taraftarıydı. 

Bu diplomat, geçtiğimiz yılın Ekim ayında İngiliz İstihbarat Servisi MI6’nın başına getirildi. 

Mr. Moore, MI6 başkanı sıfatıyla Nisan ayında verdiği ilk röportajlarından birinde, iklim sorununun dünya ve Birleşik Krallık için "en önemli uluslararası politika gündem maddesi" haline geldiğini ve MI6 olarak “yeşil casusluk” faaliyetlerine başladıklarını açıklamıştı. 

Mr. Moore “başladık” ifadesini kullandı ama aslında İngiltere için bu yeni bir faaliyet de değildi. Daha önce ABD Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) eski çalışanı Edward Snowden tarafından yayımlanan belgelerde, İngiltere’nin 2009 Kopenhag ve 2010 Cancun İklim Konferanslarında resmi İngiliz delegasyonu içerisine casus yerleştirdiği ve bu casusların diğer hükümetler hakkında bilgi toplayıp İngiltere’deki yetkililere rapor verdikleri ortaya çıkmıştı. İngiltere’nin ajanları, bu yeni görev alanlarında yalnız da değillerdi: CIA ve NSA’in görevlendirdiği ABD ajanlarının da eskiden beri bu toplantılardan istihbarat topladıkları, yine Snowden belgelerinde yer almaktaydı. 

Elbette, buradaki istihbarat faaliyetleri, iklim değişikliğinden kaynaklanan sorunların önlenmesi amacıyla değil, iklim müzakerelerinde ilgili ülkeye siyasi ve ekonomik üstünlük sağlamak amacıyla yapılmakta. İklim uzmanı kıyafetinde toplantılara katılan ajanlar, diğer ülkelerin müzakere pozisyonlarını tespit edip bunları kendi hükümetlerine rapor etmişler. Casusluk faaliyetlerinin ortaya çıkmasından sonra bir iklim aktivisti şöyle diyordu:

“Zengin ülkelerin iklim müzakerelerinde gelişmekte olan ülkelere baskı yaptıkları, rüşvet verdikleri biliniyordu, şimdi bu listeye casusluk da eklendi.”

Tabii, Mr. Moore’un bahsettiği casusluk iklim müzakerelerinde söylenenleri dinlemek ve rapor etmekten daha farklı; yeni nesil James Bond’lar bu defa rakip ülkelerin iklim taahhütlerini yerine getirip getirmediklerini anlamak için ter dökecekler. 

Bana göre tüm bu faaliyetler, iklim görüşmelerinin aslında nasıl bir güvensizlik zemininde yürüdüğünün de somut kanıtlarıdır. Gerçekten de her ülke örneğin fosil yakıt tüketimlerini, emisyonlarını açıklamakta, bunlardan hareketle azaltım taahhütlerini beyan etmektedir. Ancak bu beyanlar ne kadar doğrudur? Acaba ilgili ülke beyan ettiği kadar mı fosil yakıt tüketiyor? Sera gazı emisyonları artıyor mu, azalıyor mu? Ne kadar kömür üretiyor, hangi kömür ocağını, kömür santralini açıyor ya da kapatıyor, hangi rafinerisi ne üretip ne tüketiyor? Aldığı iklim fonlarını gerçekte nerelerde kullanıyor? Emisyonları şu tarihe kadar şu kadar düşüreceğiz diyor da acaba rol mü kesiyor?

Tabii her ülke “sonra terste kalmayalım, iklim miklim derken yaş tahtaya basmış olmayalım,” diye düşünüp en gelişmiş casus uydularını, en yetenekli ajanlarını bu işe tahsis ediyor. Netice olarak, Paris Anlaşması kapsamında öyle etkili bir izleme mekanizmasının da olmadığı düşünüldüğünde, bu alandaki casusluk faaliyetlerinin giderek daha da artacağı öngörülebilir. 

Biliyorsunuz, Birleşmiş Milletler’in yeni İklim Değişikliği Konferansı 10 gün sonra İskoçya’nın Glasgow kentinde başlayacak. Acaba zirve kapsamında “Görevimiz Tehlike” türü istihbarat oyunları da yer alacak mı? Bunu bilemem ama Mr. Moore’un kendi evindeki bu toplantıya tam teçhizatlı bir şekilde hazır olduğundan hiçbir şüphem yok. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar